HATIRALARIN MASUMİYETİ
Orhan Pamuk
2016
Yapı Kredi Yayınları
1. Baskı Mart 2016
110 sayfa
Masumiyet Müzesi'nin belgeseli çekildi. Bu da o belgeselin kitaplaştırılmış hali.
Kurgusal bir romanın hayali karakterleri için müze yapılması yeterince delice değilmiş gibi bir de bunun belgeseli çekilmiş.
"Ben bile onların kendi kurgum olduğunu unutuyorum." diyen Orhan Pamuk, "Romanlar ve Müzeler Sanki Aynı Şeyler" başlıklı giriş yazısında Masumiyet Müzesi'nin ortaya çıkış süreci hakkında kısa bir bilgi vermiş:
"...kafamdaki kurgusal aşk hikayesinin kahramanlarının yaşayacağı ve sonra müzeye dönüşecek bir ev bulmak için İstanbul'un merkezini mahalle mahalle, sokak sokak dolaştım. (...) Çukurcuma'daki yüz yirmi yıllık binayı 1998'de satın aldım. Sonra orada yaşayan hayali kahramanlarımın kullandıkları eski kap kacağı, mutfak eşyalarını, içki şişelerini, anahtarları, saatleri, sigara ağızlıklarını ve sıradan günlük hayat fotoğraflarını bulmak için uzun uzun yürüdüm." sf.9
Belgesel filmin anlatıcısı romandan tanıyacağınız Füsun'un komşusu Ayla.
Ayla'nın romanda önemli bir etkisi yok. Ama Füsun ve Kemal'in görüşmelerine tanık diye o seçilmiş herhalde.
*
Belgesel için Orhan Pamuk'la yapılmış röportaj ve Orhan Pamuk'un yönetmen Grant Gee ile söyleşisi de var kitapta.
*
Roman karakterlerinin yazarın kendisine ne kadar benzeyip benzemediği merak edilen bir konu.
Orhan Pamuk da Kemal'i kendisine benzetiyormuş. "Ben de onun gibi içinde büyüyüp yaşadığım Nişantaşı muhitinin dışına düştüm." diyor. Ama onun sebebi Kemal gibi bir kadına duyduğu aşk değil, edebiyat.
"Ben yirmi üç yaşında yazar olmaya karar verdiğim zaman, başta ailem olmak üzere, hep bir ağızdan -babam hariç- hepsi 'yapma, yazma, kim okuyacak senin romanlarını?' dediler. Belki de haklıydılar ama ben onları dinlemedim. Yirmi sene sonra bir müze yapmaya karar verdiğimde gene aynı insanlar 'yapma, kim gelecek senin müzene?' dediler. Gene onları dinlemedim." sf. 61
Masumiyet Müzesi romanı hakkında düşündüklerimi yazmıştım. http://birazkitap.blogspot.com.tr/2016/06/masumiyet-muzesi.html
Kemal'in tam bir şerefsiz olduğunu söylemiştim. Ama sonra ona olan öfkem azalmıştı, çünkü yeterince sefalet çekti. Yazar da Kemal'in başlangıçta çok sevilecek bir kahraman olmadığını, ama çektiği acı yüzünden onu yavaş yavaş sevmeye başladığımızı yazmış.
Orhan Pamuk'un yazarlık başarısı bu. Nasıl da usul usul sevdirdi o puştu.
*
Romanı okuduktan sonra müzeyi ziyaret edenlerin tek tek eşyaları tespit edip "ha bu o" diye heyecanlandığını da fark etmiş. Doğru, bana da öyle oldu.
*
Belgesel film fikri esasen Orhan Pamuk'a aitmiş. Filmin yönetmeni Grant Gee, İstanbul'a geldiğinde Orhan Pamuk'la muhabbet esnasında Pamuk demiş ki:"Müzem hakkında bir film yapacak olursan, bundan çok mutlu olurum." sf.96
*
"Hem son derece deneysel olmak istiyor hem de insanların deneyselliğimden keyif almasını istiyordum." diyor Orhan Pamuk.
Ben keyif aldım gayet.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder