Erol Manisalı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Erol Manisalı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Aralık 2010 Cuma

BIÇAK SIRTI


BIÇAK SIRTI

Yazarı: Erol Manisalı


Yayınevi: Bizim Kitaplar


Basım Yılı: 1. Baskı- 2008


Sayfa Sayısı: 335



Erol Manisalı'nın Cumhuriyet Gazetesinde yazdığı yazıların biraraya toplandığı kitap.

Yalnız gazetede yazdığı bu köşe yazılarda, Manisalı'nın kendi deyişiyle '' bir tarihi belge olmaktan çok öteye değerlendirmeler'' varmış. (sunuş, sf 9) Çok da mütevaziyiz.


Tipik bir Erol Manisalı kitabı. Bütün dünya, ABD'si olsun, AB'si olsun, NATO'su olsun hepsi bize karşı. Türkiye'yi hiç kimse sevmiyor. Herkes bizim kötülüğümüzü istiyor. Zaten Türkiye, çok kötü yönetiliyor. Yakında yıkılacağız, batacağız. mahvolacağız.


Yanlış şeyler söylemiyor elbette. Adam haykırıyor gördüğü yanlışları.


Ama herhalde bir noktadan sonra insanda hissizleşme başlıyor. Sinirlen sinirlen nereye kadar.

3 Mayıs 2010 Pazartesi

TÜRKİYE'NİN ASKERSİZ İŞGALİ:GÜMRÜK BİRLİĞİ


TÜRKİYE'NİN ASKERSİZ İŞGALİ: GÜMRÜK BİRLİĞİ


Yazarı: Erol Manisalı


Yayınevi: Truva Yayınları


Basım Yılı: Eylül 2006



Erol Manisalı'nın Hayatım Avrupa serisinin 3.kitabı


Kitap, adından da anlaşıldığı gibi Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne girişini (ya da Gümrük Birliği'nin Türkiye'ye girişi de diyebiliriz) anlatıyor.


Toplamda 239 sayfa olan kitap, aslında 10 sayfaya sığacak şeyleri tekrar tekrar yazıyor.


6 Mart 1995'te Gümrük Birliği'ne girişimiz öncesi ve sonrası başta Erol Manisalı olmak üzere bilim insanlarının olaya bakışı ve kesinlikle böyle bir yükümlülük altına girmememiz gerektiği konusunda adeta avazları çıkarcasına haykırışı anlatılıyor kitapta ama tabi her zaman olduğu gibi bu ülkede bir devlet yetkilisinin asla dikkate almayacağı kişilerin başında bilim adamı geliyor.


Kitap sürekli aynı şeyleri tekrar ettiğinden, Erol Manisalı'nın argümanlarını anlamamak imkansız hale geliyor.


Bu olayların yaşandığı yıllarda henüz okuma yazmayı yeni yeni öğrenen bir ilkokul öğrencisi olduğumdan ancak aradan yıllar geçtikten sonra kopan vaveylayı anlayabiliyorum. Anladığım kadarıyla da olay kabaca şu:


Tansu Çiller 'in başbakan olduğu dönem. Türkiye, Gümrük Birliği'ne girmek istiyor. Ancak Avrupa Birliği üyesi bir ülke olan Yunanistan buna karşı çıkıyor. Türkiye, Yunanistan!ın vetosunu kaldırması için Kıbrıs Rum Kesimi'nin Avrupa Birliği ile tam üyelik konusunda görüşmesine müsaade ediyor. Müsaade ediyor diyorum çünkü Kıbrıs'ı kuran antlaşmaya göre Türkiye ve Yunanistan'ın üye olmadığı bir kuruma Kıbrıs da giremez. Girebilmesi için Türkiye'nin izni gerekir. İşte Türkiye bu izni verme karşılığında Yunanistan'ın vetosunu kaldırarak Gümrük Birliği'ne girmeyi planlıyor.Fakat Erol Manisalı ve dahi pek çok uzmana göre bütün bunlar zaten daha önce kurgulanmış bir senaryonun parçası. Yunanistan vetosu, Kıbrıs'ın AB'ye alınması için tasarlanmış bir kurmaca.Gümrük Birliği, AB'den bağımsız ayrı bir kurum değil. Normal süreç önce AB'ye tam üye olup sonra onun ticari bir dalı olan Gümrük Birliği'ne dahil olmak iken Türkiye hiçbir yetkiye sahip olmadan önce kendini Gümrük Birliği'nin ticari yükümlülükleri altına sokuyor, sonra da AB'ye tam üye olma hayali kuruyor.


15 yıl geçti.hala hayal kuruyor.