14 Haziran 2018 Perşembe

İNSANI TANIMA SANATI



İNSANI TANIMA SANATI

(Menschenkenntnis)

Alfred Adler

1927

Almanca Aslından Çeviren: Kamuran Şipal

Say Yayınları

12.Baskı - 2010

237 sayfa


Her şeyin başı çocukluk.

Çocukken anneniz, babanız ya da sizi yetiştiren her kim idiyse ondan gördüğünüz, öğrendiğiniz her şey karakteriniz oluyor. Sonra da hayatınız oluyor.

Kitaptaki bir örnek çok çarpıcı mesela:

Anne, çocuğu kucağında Pazar geziyor. Sonra kucağındaki çocuğu bırakıp diğer çocuğunu kucağına alıyor. Bırakılan çocuk şöyle düşünüyor: Annem beni bıraktı, terk etti, ben değersiz bir insanım.
Sonra da ömür boyu değersizlik hissi yaşıyor.

Yani çocukken travmatik bir olay yaşamaya gerek yok. Böyle basit şeyler bile çocukta nelere yol açıyor?

Kitap bunun gibi örneklerle dolu.

Her insan karakteri için böyle bir çocukluk analizi yapmak mümkün.

13 Haziran 2018 Çarşamba

BİR DİLEK TUT



BİR DİLEK TUT

Hayatın Değişsin

“KABALA’NIN GİZEMİ”

(A Wish Can Change Your Life)

Gahl Sasson – Steve Weinstein

2003

İngilizce Orijinalinden Çeviren: Defne Korur

Butik Yayıncılık

296 sayfa


Tuttuğun dileği gerçeğe dönüştürmek için bazı ritüeller, meditasyonlar ve ödevler tavsiye ediyor kitap.

Bunları 10 hafta boyunca uygulayacakmışsın, sonra dileğin gerçek oluyormuş.

*

Böyle şeylere inanmayı çok güzel buluyorum.

İnanırsan olur elbette.

*

Ben sıkıldığım için sonuna kadar okuyamadım.

Bir de ödev sevmiyorum.

Bir de on hafta çok uzun. 

SAKLI SEÇİLMİŞLER



SAKLI SEÇİLMİŞLER

Soner Yalçın

2017

Kırmızı Kedi Yayınevi 

1. Basım – Aralık 2017

484 sayfa


Ne kadar da iç karartıcı bir kitap.

İç karartıcı, çünkü her sayfasında, her satırda, her satır arasında ÖLECEKSİNİZ yazıyor.

Yediğimiz, içtiğimiz gıdalardan ötürü hasta olup ölüyormuşuz ve bu gidişle de hasta olup ölmeye devam edecekmişiz.

*

Pirinç, mısır, buğday, inek, koyun, tavuk, süt, yoğurt… her şeyimiz bozukmuş.

Bozan da meşhur Rockefeller ailesi.

Türkiye’de de iktidarlar on yıllar boyunca bu bozulmaya çanak tutmuş.

*

Marketten aldığımız hiçbir şey zaten sağlıklı değil, bunu az çok biliyoruz.

Organik zannederek aldıklarımız da pek güvenilir değilmiş. Çünkü toprağa atılan gübreler, meyve sebzelerde kullanılan ilaçlar da sağlığa zararlıymış.

Yine köyde gezen tavuk ya da köylünün kendi baktığı inek, koyun da sağlığa zararlı etkiler taşıyormuş, çünkü bu hayvanlara verilen yemler de yine küresel şirketlerin üretimi olan yemlermiş.

Tüm bu bozuk gıdalar nedeniyle pek çok hastalık doğmuş ve bu gidişle de doğmaya devam edecekmiş.

Bu hastalıklar artık kanıksadığımız kolesterol, tansiyon, şeker, diyabet, obezite… yanı sıra artan kanser vakaları imiş.

Daha vahimi bebeklerde ortaya çıkan alerjilermiş.

Bebek konusu hassas. Kitaba göre bu yediklerimizden ötürü zaten kısırlaşacakmışız. Doğan bebekler de anne babalarının beslenme şekillerinden ötürü hasta ve/veya alerjik olarak doğacaklarmış.

*

İşte böyle vahim bir tablo çiziyor kitap.

Yalnız anlamadığım bazı hususlar var. Şu meşhur Rockefeller ailesi, elinde tuttuğu küresel sermaye şirketleri ile tüm insanlığı gıda terörüne maruz bırakıp öldürecekse kendileri bundan ne kazanacak? Koca dünyada ailecek mi yaşamak istiyorlar?

Genel kanı, Rockefeller’in insanları kendilerine köle etme planları. İyi de yediklerimizden ötürü öldük. Kimi köle edecekler kendilerine?

Ey Rockefellergiller! Buradan yetkilinize sesleniyorum, sizin amacınız nedir?

*

Benim geleceğe dair şöyle bir kanaatim var:

Yediklerimiz içtiklerimiz sağlıklı değil, evet. Ama zamanla vücutlarımız, organlarımız buna uyum sağlayacaktır sanıyorum. Yani bu anlamda bir evrim geçirebiliriz.

Plastik yiyen böcekler peyda oldu mesela.

Doğayı çok affedersiniz boka da çevirsek bu boka uygun tasarımlar oluşacaktır sanıyorum.

Bir diğer kanım da zamanla homo sapiens ırkı olarak yok olacağımız.

Bildiğiniz üzere bir zamanlar Neandertaller vardı. Sonra bu nesil yok oldu. (Bu konuda şu kitaba bakabilirsiniz: Hayvanlardan Tanrılara Sapiens)

Homo sapiens olarak bizler de bu gidişle neden yok olmayalım? Yediğimiz içtiğimiz şeylerden ötürü başkalaşım geçireceğiz, beri yandan da yapay zeka ile ilgili teknoloji ilerleyecek ve böylece biyonik bir insan ırkı gelecek. (Bu konuyla ilgili olarak bkz: Homo Deus)

Nasıl öngörü?


4 Haziran 2018 Pazartesi

THETA HEALING



THETA HEALING

Vianna Stibal

2006

Nemesis Kitap

Çeviren: Begüm Karace

2. Baskı – Mayıs 2017

527 sayfa


Teta bir beyin dalgası ve kitaba göre bu beyin dalgası hayallerin gerçeğe dönüştürülebileceği bir ortam sağlıyormuş.

*

Kitabın yazarı kendisini şifacı olarak adlandırıyor. İnsanların hastalıklarını (kanser, felç…vb) psikolojik rahatsızlıklarını iyileştiriyormuş. Bunun için Tanrı ile konuşuyormuş. Bu açıdan biraz delice gözüküyor kitap. Kadın “Tanrı’ya sordum, bu kişinin hastalığı nedir ve nasıl iyi edilir diye. Bana cevap verdi.” gibi şeyler söylüyor.

Diyormuş ki karşısındaki hastaya “Şu kişinin şu hastalığının iyileştirilmesi emredilir. Teşekkür ederim. Oldu oldu oldu.”

Eğer kişi iyileşmiyorsa bunun sebebi ya şifacıya inanmaması ya da hastalığından fayda sağlaması imiş. Çünkü bazı kişiler hasta oldukları için insanlardan gördükleri ilgiyi kaybetmek istemezler, bu yüzden hastalığının iyileşmesini içten içe istemezlermiş.

*

Kitabı yarısına kadar okudum. Devamını okumak içimden gelmedi.

*

Böyle şeylere inanmak, inanan için güzel, faydalı. Eminim etkili oluyordur. İnancın insanın hayatında çok köklü değişiklikler yapabileceğini düşünüyorum. Fakat gelgelelim ben o kadar da inanamıyorum.