(Romeo and Juliet)
William Shakespeare
1597
Remzi Kitabevi
72 sayfa
İki düşman ailenin birbirine aşık gençlerinin hikayesi.
*
Romeo'nun Juliet'ten önce tıpkı Juliet'e duyduğu aşk gibi büyük bir aşkla Rosaline adlı başka bir kadına aşık olduğunu biliyor muydunuz?
Bu hikayenin adı "Romeo ve Roseline" olabilirmiş, eğer Roseline de Romeo'ya aşık olsaydı. Ama Rosaline belli ki akıllı bir kadınmış. Romeo'nun ne kadar ayran gönüllü, güvenilmez biri olduğunu anlamış. Evet, Romeo tam olarak böyle biri bence. Juliet'e aşık olma sebebi de Juliet'i Roseline'den daha güzel bulması. Bizzat kendi ifadesi bu.
"Gönlüm hiç sevmedi şimdiye dek?
İnkar edin gözlerim! Çünkü gerçek güzelliği
Görmedim bu geceye dek."
Halbuki Roseline için de söylemiş aynı şeyleri zamanında. Bunu Rahip Lawrance'in söylediklerinden öğreniyoruz. Rahip, Roseline'in Romeo'nun gerçek yüzünü anladığını düşünüyor:
”O pek güzel biliyordu ki, senin aşkın doğru dürüst sökemeden ezber okumaktadır.”
Romeo'nun her güzele vurulması ile ilgili olarak da:
"Gençlerin sevgisi yüreklerinde değil, gözlerindeymiş meğer." diyor adam.
Romeo ve Juliet kavuşabilselerdi büyük ihtimalle Romeo, Juliet'ten daha güzel bulduğu bir kadını görecek ve yeni bir aşka yelken açacaktı. Ulan Romeo!
Romeo'nun arkadaşı Benvolio da biliyor arkadaşının bu huyunu:
"Yanında başkası olmadığından güzel gördün onu.
Hele sevgilinin aşkı bir başka kızınkiyle
O billur terazilerde bir tartılsın,
O zaman pek de güzel gelmeyecek
Şimdi en güzel görünen."
Adamın gol diyor Romeo.
*
Romeo ve Juliet'in tanışma ve aşık olma hikayelerine gelelim.
Verona şehrinin iki düşman ailesi: Capulet ve Montague ailesi.
Romeo Montaguelerden, Juliet Capulet.
Soylu bir genç olan Paris, Juliet ile evlenmek istiyor. Juliet'in ailesi de bu evliliğe razı. Paris ve Juliet için bir şölen düzenliyor Montague ailesi. Şöleni tesadüfen öğrenen Romeo ve arkadaşları da katılıyor. İşte burada görüyor Romeo ve Juliet birbirini. İlk görüşte aşık oluyor Allah'ın delileri. Büyük büyük laflarla tarif ediyorlar aşklarını:
Juliet:
"Git adını sor. Evliyse, gelin döşeğim olacak demektir mezarım."
Romeo:
"Bak nasıl dayıyor yanağını eline!
Ah şu elin giydiği bir eldiven olaydım da
Dokunaydım o yanağa"
Tarkan:
"Belindeki kemer olayım,
Saçındaki toka olayım."
*
Birbirlerinin düşman ailelerden olduklarını öğrenince tabii yıkılıyorlar.
"Ah Romeo neden Romeosun sen." diye sızlanıyor Juliet balkondan Romeo'ya:
"İnkar et babanı, kendi adını reddet;
Bu elinden gelmezse, yemin et beni sevdiğine,
Vazgeçeyim ben Capulet olmaktan.
Yalnız adındır benim düşmanım olan;
Montague olmasan da kendinsin sen.
Hem Montague nedir ki? El değil, ayak değil,
Kol değil, yüz değil,
Ne de insanın başka bir uzvu.
Ah, bir başka ad bul kendine!
Adda ne var ki? Şu bizim gül dediğimiz
Aynı güzellikte kokmaz mı
Bir başka ad alsa da?
Onda bu san olmadan da bulunan kusursuzluk
Yine kalırdı onda.
At bu adı Romeo!
Senin parçan olmayan adına karşılık da
Bütün varlığımı al."
Oyyyşş ne abartmak ne abartmak!
*
Gençler birbirini görmüş, beğenmiş. Büyükler razı olmayacak, belli. Gençler plan yapıyor.
Romeo’nun planına göre Juliet, günah çıkarmaya diye kiliseye gidecek. Orada hem günah çıkaracak, hem de evlenecekler. Rahipten yardım istiyorlar. Rahip de gençleri gizlice evlendiriyor.
*
Romeo’nun arkadaşı Mercutio, Capuletlerin Tybalt ile dövüşüyor. Tybalt biraz agresif bir genç. Montaguelerden birini görünce eline, beline, diline hakim olamıyor, sataşıyor. Bu dövüş de Tybalt'ın sataşmasıyla başlıyor ve Mercutio "Allah belasını versin iki ailenin" diye diye ölüyor.
Arkadaşının ölümü üzerine Romeo, Tybalt ile dövüşüyor. Bu defe da Tybalt ölüyor.
Romeo bu nedenle sürgünle cezalandırılıyor.
Bunu duyan Juliet “bekaretimi Romeo’ya değil, ölüme vereceğim.” diye üzülüyor.
Abart Juliet abart. Ne kadar tanıdın, ne yaşadın da ölümüne aşık oldun zaten hiç anlamadım. Yaşının küçüklüğüne veriyorum bu heyecanlarını ki kendisi on dört yaşında.
*
Bu arada Juliet’in ailesi Juliet’i Paris ile evlendirmekte kararlı. Hem de Tybalt’ın ölümünden dört gün sonra, aile arasında bir törenle. Aceleniz ne acaba?
Juliet, Paris’le evlenmek istemeyince babası çirkinleşiyor. Kokmuş, solgun maskara, donyağı suratlı... gibi laflar ediyor kızına. Ne çirkin laflar.
*
Rahipten yardım istiyor Juliet. Rahip ona bir şişe veriyor. İçindekini içince kırk iki saat ölü gibi yatacak. Herkes öldüğünü düşünecek. Mahzene götürecekler Juliet'i. Rahip, Romeo’ya haber verecek. Romeo gelecek, Juliet uyanınca beraber gidecekler.
Juliet ilacı içiyor. Herkes onu öldü sanıyor.
Romeo'nun uşağı Balthasar, Romeo’ya Juliet'in ölüm haberini veriyor. Rahibin mektubu ise Romeo’ya ulaşmıyor, çünkü mektubu göndereceği kişinin kaldığı evde veba çıkmış, salgın yüzünden mektubu götürecek kimseyi bulamamış. Adam mektubu rahibe geri getirmiş.
Rahip, Romeo’ya yeniden mektup yazıyor. Juliet’i de kendi hücresine götürüp Romeo gelinceye kadar saklamayı düşünüyor.
Ama tezcanlı Romeo, Juliet'in ölüm haberi üzerine çoktan yıkılıp kendini öldürmeyi planladı bile.
Zehir satın alıyor Romeo. Juliet’in mezarına gidiyor. Onu son kez görüp kendini öldürecek.
Yalnız Romeo orada Paris ile karşılaşıyor. Vuruşuyorlar, Paris ölüyor.
Sonra da Romeo, Juliet’in ölü olduğunu sandığı bedeninin yanında zehrini içiyor ve ölüyor oracıkta.
Juliet uyanıyor. Bakıyor ki Romeo ölmüş. Romeo'nun yanında da Romeo'nun kendini öldürdüğü zehir şişesi.
“Sadık sevgilimin elinde bir şişe ha?
Zehirden olmuş demek vakitsiz göçmesi.
Cimri! Hepsini içmiş!
Bana yoldaş olarak bir damlacık bile bırakmadın demek?
Ben de dudaklarını öpeyim, orada,
o vaktiyle hayat veren yerde bir parça zehir kalmıştır ola ki.”
deyip öpüyor Romeo'nun zehirli dudaklarını. Yetmiyor, bir de hançerliyor kendisini.
*
İki kavgalı aile bu manzara karşısında barışıyorlar.
Yani illa bunun mu olması gerekiyordu?
*
Bunu daha önce de okumuştum: http://birazkitap.blogspot.com/2012/03/romeo-ve-juliet.html
Yine okumak çekti canım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder