MY POINT... AND I DO HAVE ONE
Ellen
Degeneres
1995
Bantam Books
211 sayfa
Akmar’da buldum bu kitabı. Neredeyse otuz yıllık kitap. Ellen Degeneres o zamanlardan beri ünlüymüş, bilmiyordum.
Kitabın girişinde umarım kitap sizi güldürür, düşündürür, eğlendirir, daha iyi hissettirir, kardeşlerinizi sevmenizi sağlar, daha başarılı, daha sağlıklı, daha uzun, daha ince... yapar ya da en azından satın aldığınıza pişman olmazsınız, yazmış.
Genel olarak da böyle komiklikler şakalar içeren bir kitap beklendiği üzere.
*
Çocukluk hatıralarını hatırlamaya çalışıyor kitabın başında. Çocukluk fotoğraflarını arıyor ama bulamıyor çünkü ailesi Ellen’dan dört yaş büyük abisinin bir sürü fotoğrafını çekerken Ellen’ın çok fotoğrafını çekmemiş. Ellen’ın yorumuna göre yorulmuşlar, gerek yok hatırlarız diye düşünmüşler.
*
Olumlama kelimeleri söylüyormuş Ellen
Degeneres her gün. İyiyim, kendimi seviyorum yerine daha küçük şeyler söylemeyi
tercih ediyormuş, kalkacağım, dişlerimi fırçalayacağım… gibi.
İnsanın kendisini iyi hissetmesi için başkalarını gömmesinde de sakınca görmüyormuş. Onun kadar şişman değilim, onun kadar fakir değilim… gibi.
*
İlk stand up şovlarını anlatıyor.
Park, bahçe, market her yerde stand up yapmış.
Bir tane şakasını paylaşmak
istiyorum:
“Knock knock. Who’s there? God. God who?
Godzilla.”
Ben buna güldüm çok.
*
Hayatının bomboş olduğunu düşünüp hobi edinmeye çalıştığı bir serüveni anlatıyor. Bulduğu hobi de köpekleriyle kızak kaymaca.
O değil de Ellen Degeneres bile hayatın
sıkıcılığından yakınıp bomboş olduğunu düşünüyorsa…
*
Kitabının tutup tutmayacağını öğrenmek için medyuma gitmiş. Ama bir şey öğrenememiş, çünkü stajyer medyummuş gittiği.
Neyse, neticede kitabı bestseller olmuş zamanında.
*
*
Asansörde kaldığınızda zamanın geçmesi için tavsiyeleri yer alıyor kitapta. İlk tavsiyesi “Panik yapma” Çok sağ ol ya. Sonra da şarkı mırıldan, aileni düşün, zürafaların nasıl doğurduğunu düşün, yavru zürafa o kadar yüksekten nasıl düşüyor ve ölmüyor.. diyip son tavsiye olarak da “Çığlık at!” diyor.
Asansörü çağırmak için çağrı butonuna birden fazla kes basanlarla ilgili de şakası var. Asansör böyle bir durumda ooo çok insan bekliyor, acele edeyim diyecek çünkü, diyor.
Evet, komiklikler şakalar.
*
Avcılık karşıtı bir insan. Her normal insan gibi. Normal insanlar avcılığın spor olmadığını bilir.
Avladıkları geyiklerin başlarını salonlarında sergileyenlere bunun sebebini sorduğunda “Çünkü güzel bir hayvan” diyorlarmış. Ellen da diyor ki “Benim annem de güzel ama başını salonda sergilemiyorum, fotoğrafları var.”
*
Ünlü (celebrity) olmanın nasıl bir
his olduğunu soruyorlarmış Ellen’a. Cevap veriyor. “Ünlü iseniz ve batmak üzere
olan bir gemideyseniz önce kadınlar ve çocuklar kuralı önce ünlüler, sonra
kadınlar ve çocuklara dönüşür.”
(“If a celebrity is on a boat that is sinking - the rule becomes celebrities first, then women and children.” Sf.174)
*
Kendinden daha güçlü insanlardan korkuyormuş, hayır Herkül’den değil, polisten. Örneğin bir gün arabayla hız yaparken polis kenara çekmiş. Polis “Sizi neden durduğumuzu biliyor musunuz?” diye sormuş. Ellen da şaka yapmış:” Bagajdaki cesetler yüzünden” demiş. Ahah kimse gülmemiş ama
*
Bu kitabı elle yazmış, otellerde, kafelerde, havaalanlarında, mutfakta, yatakta... Bilgisayar kullanmamış, çünkü masa başında oturmak ona okulu ve öğrenciliği hatırlatıyormuş ve bundan hoşlanmıyormuş. Bu noktada öğrencilere siz böyle olmayın, tadını çıkarın, bilgi iyidir, bilgi güçtür diye tavsiye vermeyi ihmal etmiyor.
*
Kitabın sonunda avukatlara selam
gönderiyor. Yaptıkları sözleşmeye göre kitabın 60.000 kelime olması
gerekiyormuş. Avukatların kitabı okumayıp sadece kelimeleri sayacağını
düşündüğünden onlara şaka olsun diye kitabın sonunu bağlamdan kopuk rastgele
kelimelerle kapatmış. Resim, lamba, vaso, yatak, köpek, sandalye, şapka,
ayakkabı... Kitabın son paragrafı böyle ahahaha
Kitabın Türkçesi yok sanırım.
Eğlenceli bir kitap halbuki, çevirselerdi insanlar okuyup eğlenebilirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder