BİLİNMEYEN ADANIN ÖYKÜSÜ
(O Conto da Ilha Desonhecida)
Jose Saramago
1997
Çeviren: Emrah İmre
Kırmızı Kedi Yayınevi
18.Basım - Mayıs 2020
58 sayfa
Adamın biri tekne ile "Bilinmeyen Ada"ya gitmek istiyormuş.
Kraldan bunun için tekne istemiş. Kral da vermiş adama istediği tekneyi. Sarayın temizlikçisi olan kadın da bu adamla beraber gitmiş. Artık sarayı değil tekneyi temizlemek istiyormuş.
Ancak ikisi de denizcilik bilmiyor. Denizciliği denizde öğreneceklerini düşünüyorlar. Adam tekneye tayfa arıyor ama kimse gelmiyor. Kimse inanmıyor Bilinmeyen Ada’nın varlığına. Kimse böyle bir bilinmez için rahatını bozmak istemiyor.
Kadın ve adam ilk geceyi birbirlerine sarılarak ve hayallere dalarak geçiriyorlar. Teknede bir sürü hayvan varmış, bir sürü tayfa varmış. Toprak varmış, bitki varmış. Yağmur yağınca teknedeki toprak çimlenmiş, ağaçlar çıkmış, tekne adeta orman olmuş.
Adam ile kadın uyandıklarında teknenin ismini yazmışlar tekneye. “Bilinmeyen Ada”
“Bilinmeyen Ada nihayet denize açılmış, kendini aramak amacıyla”
Çünkü;
"Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin."
*
Maceraya atılmak kolay değil hatta ürkütücü bence. Sonu bilinmeyen bir serüven için mevcut konfor alanından çıkmak cesaret işi. Bilinmezlik beni tedirgin ediyor. Gerçi baktığında yarını ne kadar bilebiliyorsun ki? Bu tedirginlikle yaşamayı öğreniyor insan. Üzerine düşünmeyerek yapıyor bunu. Üzerine düşününce bir korku doğuyor çünkü. Hele hele eyleme geçmeye kalkınca... Hadi bilinmeze doğru yola çıkıyoruz denince... Zaten bir bilinmezlikler deryasında yaşıyoruz. Ama bunu dile getirmiyoruz. Dile getirmek sarsıcı oluyor çünkü.
Gerçi hikayede adam için "Bilinmeyen Ada" o kadar da bilinmez değil. Adam adanın varlığına inanıyor. Bu inancı onu korkudan azade tutuyor olabilir. İnanç korkuyu alt edebilir. Gelecek korkusunu geleceğin iyi olacağı inancı yatıştırabilir. İnançla yola çıkınca sonu bilinmeyen serüven, sonu bilinmez olmaktan çıkıp hedefi belirli bir yolculuğa dönüşebilir.
*
Hikayede "ada" bir metafor olarak kullanılmış da olabilir. İşin aslı kendine yolculuk, kendini tanıma yolculuğu belki de. Bu da "Hadi şimdi kendimi tanıyayım" diye çıkılacak bir yolculuk değil ki. Zaman içinde kendiliğinden kendi kendine oluveren bir şey. Sonu olmayan bir yolculuk. İnsan "kendimi tanıdım" diyebilir mi ki? Değişiyoruz her gün, her an.
Saramago'dan sadece 1 kitap, o ünlü Körlüğünü okuyabildim, sıra buna gelir mi, neden olmasın :D
YanıtlaSilKısacık bir şey bu zaten. Ben bir kafede denk geldim bu kitaba, dekor olsun diye koymuşlar. Çayımı içerken okudum, bitiverdi.:)
Sil