4 Mart 2019 Pazartesi

ŞİMDİ'NİN GÜCÜ




ŞİMDİ’NİN GÜCÜ

(The Power of Now)

Eckhart Tolle

1999

Çeviren: Semra Ayanbaşı

Akaşa Yayınları

8.Basım – 2009

165 sayfa

Kişisel gelişim denince akla gelen ilk kitaplardan biri “Şimdi’nin Gücü”

Hatta bu sektörün kutsal kitabı gibi bir şey galiba.

Bu açıdan “Düşünce Gücüyle Tedavi” kitabıyla yarışıyorlar sanırım.

Buradan bakınca öyle gözüktü gözüme

*

Kitap diyor ki; geçmişe dair yapabileceğiniz bir şey yoktur çünkü olan olmuştur. Geleceği de bugünden bilmeniz mümkün değildir, dolayısıyla gelecek için kaygılanmak yersizdir. Elde olan sadece şimdidir, şu an içinde bulunulan andır.

Kabaca bunu anlatıyor kitap.

Yani;

“Ömür dediğin üç gündür; dün geldi geçti, yarın meçhuldür. O halde ömür dediğin bir gündür; o da bugündür.”

*
Acıları zihnimizde yarattığımızı anlatıyor kitap  ve “Siz zihniniz değilsiniz” diyor.

“Istırapsız, endişesiz ve nevrozsuz yaşamak mümkündür. Bunu yapabilmek için, acımızın yaratıcısı olduğumuzu anlamamız gerekir; sorunlarımızı yaratan diğer insanlar ya da dış dünya değil, kendi zihnimizdir.” Sf 7

İnsanın çektiği acının büyük bölümünü gereksiz buluyor yazar. Bunu kendimizin yarattığını vurguluyor.

“Şimdi yarattığınız acı daima olanı kabullenmemekten, olana bilinçsiz bir biçimde direnmekten kaynaklanır.” Sf.38

Soru-cevaptan oluşuyor kitap.

Soruları soran kişi, yazarın cevaplarını yadırgıyor bazen. Tıpkısı ben.

Mesela yukarıda kabullenmek ve direnmek hususu teslimiyeti gösteriyor. Bu da ilk etapta kulağa pek hoş gelmiyor. Yazar, kast ettiği teslimiyetin mücadeleyi pasif bir şekilde bırakmak anlamına gelmediğini anlatmaya çalışıyor. Anladığımdan pek emin değilim.

*

Şimdide yani anda kalmak için, o esnada yaptığımız eylem dışında bir şeye odaklanmamayı öğütlüyor:

“Örneğin, evinizde ya da iş yerinizde merdivenleri inip çıktığınız her seferinde, her adımınıza, her hareketinize, hatta soluk alıp verişinize bile çok dikkat edin. Tümüyle orada olun. Ya da, ellerinizi yıkarken, bu faaliyetle ilişkili tüm duyusal algılara, suyun sesine ve verdiği hisse ellerinizin hareketine sabunun kokusuna vs dikkat edin.” Sf.29

Kendimize “Şu anda içimde ne olup bitiyor?” diye sormamızı alışkanlık haline getirmemizi tavsiye ediyor yazar. Ama bu sorunun cevabını analiz etmeyeceğiz, sadece izleyecekmişiz. 

“Dikkatinizi içinizde odaklayın. Duygunun enerjisini hissedin. Eğer bir duygu mevcut değilse, dikkatinizi daha derinlere, bedeninizin içsel enerji alanına yöneltin. O, Var’lığa açılan kapıdır.” Sf.34

*

Okuması ve anlaması pek kolay ve keyifli gelmedi bana. 

*

Şu iç açıcı sözle kapatayım:

“Gökyüzü bulutlarla kaplanıp karardığında bile güneş aslında yok olmamıştır. O hala orada bulutların ardında parlamaktadır.” Sf.36

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder