ÖLMEDEN ÖNCE ÖLÜNÜZ
Osho
Türkçesi: Elif Ara
Okyanus Yayıncılık
2. Basım – Ekim 2002
200 sayfa
Osho, pek meşhur bir
guru.
Ben pek hazzetmiyorum
kendisinden. Açıklayabileceğim bir sebebi yok bunun, elektrik alamıyorum
diyelim. Ama kitapları elime geçtikçe okurum.
Ölümden
Korkmak
Bu kitapta ölüm
korkusundan ve bu korkunun yersizliğinden bahsediyor.
Bu kısma ben de
katılıyorum.
Ölümden neden
korkulduğunu anlamıyorum.
İnananlar için ölmek
yaratıcılarına kavuşmak anlamına gelmiyor mu? Bu neden korkulacak bir şey olsun
ki?
Ha tabii tüm ömrünüz
boyunca yaratıcınızla ilişkiniz sevgi değil de korku üzerine temellendiyse,
ceza/cehennem/günah/yanmak gibi kavramlarla hayatınızı geçirdiyseniz evet o
zaman ölümden korkmayı anlayabiliyorum.
Bir de geride
bıraktıkları için insan üzülebilir. Ama o da korku değil nihayetinde, üzülmek.
Bu konuda Milattan Önce
341-270 yılları arasında yaşamış filozof Epikuros’un görüşünden bahsetmek
isterim. Kendisi der ki:
Ölümden korkmamalıyız. Çünkü onu deneyimlemeyeceğiz.
Ölümünüz, sizin başınıza gelmiş bir şey olmayacak. Ölüm gerçekleştiğinde siz
orada olmayacaksınız.
Haklı.
(Bu filozof ve diğerleri için bkz: Felsefenin KısaTarihi / Nigel Warburton )
Meditasyon
Osho, meditasyonu öve öve bitiremiyor, yerlere göklere
sığdıramıyor. Meditasyonun ölümü deneyimlemek için önemli bir işlevi olduğunu
belirtiyor.
Meditasyonu ben de çok kıymetli buluyorum. Yapamıyorum
ama kıymetli buluyorum. Yapabilen için çok önemli faydaları olduğunu
düşünüyorum. Rahatlama, huzur, keyif…ve benzeri sağlıyor sanırım.
Ötanazi
Gelişen teknoloji ile beraber
insanlar daha uzun yıllar yaşayabiliyor. İnsan hayatı 100 yaşına dayandı
dayanacak. Daha uzun yaşayanlar bile var.
Bu noktada ötanaziyi savunuyor Osho.
Eğer kişi 70-80-90 yaşına geldiyse
ve artık hayatta bir amacı kalmadıysa, hayattan keyif almıyorsa, bu insanı
zorla yaşatmanın bir anlamı olmayacağını anlatıyor.
Bilemiyorum.
Bu görüşe katılan bir tarafım var,
ama diğer tarafımın hoşuna gitmiyor.
Burada daha önce bahsettim bir kitap
vardı: İnsanın Anlam Arayışı / Victor E. Frankl
O kitapta yaşamın anlamı ile ilgili
denir ki:
“Bir film, binlerce bağımsız görüntüden oluşur, bunlardan her biri bir şey ifade eder ve bir anlam taşır; yine de son karesine gelinmedikçe filmin tamamının anlamı ortaya çıkmaz. Aynı şey yaşam için de geçerli değil mi? Yaşamın nihai anlamı da, eğer böyle bir şey varsa, en sonunda ölümün eşiğinde ortaya çıkmıyor mu?”
Doğu - Batı
Sık sık doğu batı kıyaslaması yapıyor Osho. Batı gelişti, kalkındı, zenginleşti ama ruhen ve manevi anlamda çöktü, doğu ise tam tersi, ruhen daha iyi ama maddi kalkınması yok, diyor. Ama yine de doğunun tarafını tutuyor.
Ben ikisinin de tarafını tutuyorum. Hem maddi hem manevi zenginlik olsun.
Ötenazi ile ilgili kısmı merak ettim. Ancak ben insanların ömrünün uzadığına değil de hastalıklarla birlikte kalitesizleştiğini düşünenlerdenim.
YanıtlaSilİnsan ömrü uzuyor olabilir, sonuçta bir sürü tıbbi gelişme var. Ama bu uzunluğun kaliteli bir uzunluk olmadığını düşünüyorum ben de.
Sil