5 Aralık 2018 Çarşamba

BAĞLANMA



BAĞLANMA

Aşkı Bulmanın ve Korumanın Bilimsel Yolları

(Attached: The New Science of Adult Attachment and How It Can Help You Find – and Keep- Love)

Amir Levine – Rachel Heller

2010

İngilizceden çeviren: Ebrar Güldemler

Aganta Kitap

Birinci Basım – Nisan 2018

239 sayfa


Kitapta bahsedilen bağlanma aşna fişne ilişkilerindeki bağlanma.

Kimi insan 7/24 beraber olmak ister sevdiceğiyle, kimisi ıssız adamdır, kimisi öyle kimisi böyle.
Çeşit çeşit.

İşte bu çeşitleri üç kategoride sınıflandırıyor kitap:

1) Kaçıngan bağlanma: Kaçıngan insanlar yakınlığı özgürlüğün kaybedilmesiyle eş tutar ve sürekli asgari düzeyde tutma çabasındadır.

2) Kaygılı bağlanma: Kaygılı insanlar yakınlık ihtiyacındadır, kafaları çoğunlukla ilişkileriyle meşguldür ve partnerinin sevgisine karşılık verip veremeyeceği konusunda endişe duyma eğilimindedir.

3) Güvenli bağlanma: Güvenli insanlar yakınlık konusunda rahattır, çoğunlukla sevecendir.

Kitapta yer alan bir anket var, o ankete verdiğiniz cevaplarla kendi bağlanma tipinizin ne olduğunu tespit edebilirsiniz.

(Benimki 11 birim: Kaygılı, 10 birim: Güvenli, 4 birim: Kaçıngan)

*

Bağlanma stili bebekliğimizden kaynaklanıyormuş. Anne babamızın bebekken bizimle kurduğu ilişki yetişkin olduğumuz zamanda kuracağımız ilişkilere kaynaklık ediyormuş.

Bu nedenle anne babaların bebekleriyle güvenli ve sevgi dolu bir ilişki kurması önemli.

Eskiden çocuk yetiştirme konusunda moda çocuğu şımartmamak şeklindeydi. Çocuğun kendi kendine uyuması, ağladığı zaman hemen ilgi gösterilmemesi… gibi davranışların iyi olduğu söyleniyordu.

Şimdi deniyor ki bebekler fiziksel yakınlığa da ihtiyaç duyuyor. Öpülmek, okşanmak, anne babasının yanında olması…vb.(Ki bence de olması gereken bu.)

Bebeklikte anne babanın bizimle kurduğu ilişkinin yanı sıra genler ve yaşam deneyimleri de bağlanma stilimizi etkiliyor.

*

Bir geyik vardır, “bütün iyi erkeklerin kapılmış olması”

Bir miktar doğru. İyi dediğimiz kadınlar/erkekler güvenli bağlanma stilindekiler. Bunlar uzun süren ilişkiler kuruyorlar. Sık sık boşta olanlarsa yani flört havuzunda olanlarsa genelde kaygılı veya kaçıngan tipler.

Üstelik kaygılı veya kaçıngan tipler daha çok yine kendileri gibi kaygılı veya kaçıngan tiplere meylediyormuş.

Güvenli tipler kaygılı/kaçıngan olanlara heyecanlı gelmiyormuş. Yani kaygılı/kaçıngan bir tipseniz, güvenli bir tiple tanıştığınızda ondan elektrik alamıyor, dolayısıyla bir ilişkiye başlayamıyormuşsunuz.

*

Pek çok ilişki tipi örneklemesi var kitapta. Kadın böyle yapmış da sevgilisi şöyle demiş, erkek böyle demiş de karısı şunu yapmış… gibi. Bu örneklerle doğruyu yanlışı görebiliyorsunuz. Genelde açık açık konuşmama, imalarda bulunma, oyunlar oynama ve kafada senaryolar kurma nedeniyle ilişkiler baltalanıyor. Bunu dışarıdan okuyunca anlamak kolay. Ama içinde olunca insanlar fark edemiyor anlaşılan.

Buna yönelik tavsiyeler de yer alıyor kitapta.

Bağlanma konusunda ihtiyaç duyduğunuz şeyleri açıkça söylemeniz, etkin iletişim kurmanız, partnerinizin sizi ciddiye almadığı, ihtiyaçlarınızı küçümsediği hallerde ayrılmanız… gibi.

*

Bunun gibi bilgiler.

Benim bu konuda düşüncem, ben nasılsam hayatıma aldığım insan da aşağı yukarı öyledir. Hayatımdaki insanın bana ayna tuttuğunu düşünüyorum. Eğer ondan memnun değilsem bu kendimde memnun olmadığım bir şeye işaret ediyor gibi geliyor. Ve “sevgilim/eşim şöyle bir insan olsun.” demek için “şöyle bir insan” önce bizzat kendim olmalıyım diye düşünüyorum.

*

Aslında çok da düşünmüyorum, çünkü ne derler bilirsiniz:

“İlişkisi olan şerefsizdir.”




2 yorum: