HAVVA'NIN ÜÇ KIZI
Elif Şafak
2016
Doğan Kitap
1. Baskı - Haziran 2016
418 sayfa
Elif Şafak'ı pek beğendiğimi söyleyemem.
Popüler kültüre uzak kalmamak adına kitaplarını, arkadaşlarımdan ödünç alarak okuyorum. Kendim para vermek ve kitaplığımda tutmak istemiyorum. Okuması kısa sürdüğü ve yormadığı için zaman sorunum da yok.
Bu kitabı da tahmin ettiğim gibi çıktı. Çok ve güzel şeyler söylemek isteyip bunu becerememek, çünkü buna yeterli olmamak hali. Halbuki Elif Şafak'ın gayet güzel kitapları oluyordu ilk zamanlarında. Mevlana mı bozdu bu kadını, anlamadım.
*
Peri, Şirin, Mona.
Üç kız bunlar.
Peri, ana karakter. Aşırı dindar bir anne ile bunun tam aksi bir babanın kızı. Arada kalmış.
Okumak üzere Oxford'a gidiyor.
Orada uçarı, hoppa Şirin ve başı kapalı, dindar Mona ile tanışıyor.
Ders aldıkları profesör Azur'a aşık oluyor.
Peri, Azur ile Şirin'in ilişkisi olduğunu öğrenince çok bozuluyor.
*
Ama önce Peri'nin 2016 halini okuyoruz. Evli, mutlu, çocuklu.
Ergen bir kızı var, nasıl sevimsiz.
Bunlar bir yemeğe davetliler.
Peri, bir yandan bu yemekteki insanları düşünüyor. Zengin, elit, halktan kopuk, kimisi kirli işler yapan insanlar.
Bir yandan da geçmişe gidiyor. 2000'e, Oxford yıllarına.
*
Kitabın neredeyse ilk 300 sayfası boyunca Peri'nin gençken yediği bir halttan pişmanlığı var. O halt her neyse çok büyük olmalı, öyle bir beklenti oluşturuyor okurken.
En sonunda öğreniyoruz ama, pehh, bu muydu?
Peri intihara kalkışmış. Sanmışlar ki Azur'un ona tacizi oldu. Peri Azur'a yapılan bu iftiralara bilerek sessiz kalmış. Sonra Azur bu yüzden üniversiteden atılmış.
Vicdan azabı fena tabi. Ama kitabın yarattığı beklentiyi karşılayacak kadar büyük değil.
*
Bu üç kadın arasında bir kız kardeşlik izlenimi oluşturmaya çalışmış ama yok. Aralarında dostluk, kardeşlik anlamında bir yoğunluk yok.
Daha ziyada farklılıkları üzerine gidilmiş.
"Günahkar, inanan, şaşkın" diye tanımlıyor bu kızları. Ama bu tanımların içinin dolu olduğunu düşünmüyorum. Hele ki Şirin ve Mona açısından. Son derece yüzeysel çizilmiş karakterler. Bir derinlikleri yok.
*
Romanın sonunda Peri'nin yemek için bulunduğu ev basılıyor. O sırada Peri, bir gardroba saklanıp şarjının son damlasıyla Azur'u arayıp pişmanlığını dile getiriyor.
*
Kitabın kapağı için bir açıklama var. Üç farklı illüstrasyon birleştirilmiş, İngiliz çizer Jack Hughes'un farklı kadın imgeleri, Elif Şafak'ın kitap kapağında buluşmuş... falan. Sanki çok ahım şahım bir kapak olmuş gibi. Açıkçası kitap kapağı İpek Ongun tarzı bir gençlik kitabının kapağı gibi.
*
Bazı kitaplar yazın sahilde okumalıktır. Bazı kitaplar da yazın değil de kışın basılır, onlar da metroda, otobüste okumalıktır. Mesela bu.
sizin kitap yorumlarını okurken çoğunlukla gülümsüyorum, bu da öyle))
YanıtlaSilSevindim:) Teşekkürler
YanıtlaSil