23 Ekim 2016 Pazar

BABAYA MEKTUP

BABAYA MEKTUP

(Brief an den Vater)

Franz Kafka

Almanca aslından çeviren: Cemal Ener

Can Yayınları

16. Basım - Temmuz 2016

106 sayfa


Kafka'nın 1919'da babasına yazdığı ama babasına ulaşmayan mektubu.

İyi ki de ulaşmamış. Çünkü zaten anladığım kadarıyla babası Kafka'yı pek yetişkin biri olarak görmüyor, pek ciddiye almıyormuş. Üzerine bu mektup iyice gözünden düşmesine sebep olabilirdi. Ben öyle algıladım.

Kafka'nın babası Hermann Kafka, fakirlikten kendi çabasıyla çıkmış, çalışmış, para kazanmış, işlerini büyütmüş, güçlü bir adam. Fizik olarak da yapılı.

Babasının karşısında Kafka kendisini hep yetersiz ve zayıf hissetmiş. Kafka'nın 55 kilo bir adam olduğunu da düşünürsek fizik olarak da zayıf.

Yani kendisinin deyimiyle gelişimini tamamlamış bir erkek ile yavaş yavaş gelişmekte olan bir erkek karşı karşıya.

İki kez nişanlandığı Felice'den sonra hayatına giren Julie ile evliliğine babası müsaade etmemiş. Fakir bir kız olmasının yanı sıra bir de "kuşkulu bir ünü" varmış galiba.

Buna rağmen Kafka evlenecekmiş ama bir takım aksilikler olmuş, evlilik iptal edilmiş. (Kiralamayı planladıkları daire başkasına kiralandı diye. "Bu dönüm noktasıydı, daha sonra durdurmak mümkün olmadı.")

Bu evliliğin iptal olmasının ardından yazmış mektubu babasına. 

Çocukluğunu, babasının gözüne nasıl gözüktüğünü, neler hissettiğini anlatmış hep.

Sert mizaçlı bir babası varmış. Dayak atmazmış ama atacağı tehdidinde bulunur ve korkuturmuş.

"Zaten dayak yemeyeceğimizden giderek neredeyse emin olmuştuk. Daima kaçışı, çoğunlukla da içsel bir kaçışı düşünen, somurtkan, dikkatsiz, itaatsiz çocuklar olduk. Sen böyle acı çektin, biz böyle çektik." sf.30

Babanın sert tutumu torunu olunca biraz yumuşamış. Kardeşinin çocuğu Felix'ten de bahsediyor Kafka. Felix de büyükbabasından etkileniyor olabilir ama en nihayetinde büyükbaba olduğu için baba-oğul ilişkisi gibi bir etkilenme olamaz.

*

Evliliği de babasından kaçmak için istemiş aslında. 

Evliliğe çok önem vermiş Kafka:

"Evlenmek, bir aile kurmak, gelecek tüm çocukları kabullenmek, onları bu güvensiz dünyada yaşatmak ve hatta biraz da yol göstermek, benim inancıma göre bir insanın başarabileceği en yüce şeydir. Görünüşte bu kadar çok insanın bunu kolayca başarması, bir karşı kanıt değil; çünkü birincisi, gerçekte o kadar da çok insan başaramıyor bunu ve ikincisi, pek de fazla olmayan bu insanların 'yaptıkları' bir şey değil bu, yalnızca içinde yer aldıkları olaylar öyle gelişiyor; gerçi bu en yüce şey değil, yine de çok büyük ve çok saygın bir şey." sf.56

Kendisini ise bunu yapabilecek kudrette görmüyor. Korkuyor. 

"Evlilik en yoğun kurtuluşun ve bağımsızlığın güvencesi kesinlikle. Bir ailem olurdu; görüşüme göre insanın ulaşabileceği en yüce nokta, dolayısıyla senin de ulaştığın en yüce nokta; sana denk olurdum, eski ve daima taze tüm utanç ve zorbalıklar artık, yalnızca tarih olurdu. Masal kadar güzel olurdu tabii, ancak sorunlu nokta tam da burada. Bu kadarı çok fazla, bu kadar çok şeye ulaşılamaz." sf.63

Yani kendisini böyle güzelliklere layık bile görmüyor.

Kitabın sonunda bazı açıklayıcı notlar var. Orada annesinin bir mektubu var, diyor ki: "Onun yerinde başka bir insan olsaydı, ölümlülerin en mutlusu olurdu, çünkü hiçbir arzusu ebeveyni tarafından geri çevrilmedi. Üniversitede neye hevesi varsa onu okudu."

Ama olmayınca olmuyor işte anacığım.

Mutluluk gerçekten içimizde.

Evlilik konusuna geri dönelim.

Kafka'nın evlenememesi evliliğe yüklediği bu büyük (ve bence doğru) anlam dışında bir de babasıyla kurduğu ilişkide:

"Bağımsızlaşmak istiyorsam, mümkün olduğu kadar, seninle hiçbir ilişkisi olmayan bir şey yapmalıyım; evlilik en büyük şey gerçi ve en onurlu bağımsızlığı sağlıyor; ama aynı zamanda seninle çok yakın bir ilişkisi var." sf.63

Baba-oğul karşılıklı bir güvensizlik sarmalı içine girmişler gibi gördüm.

Baba, oğluna güvenmiyor. Çünkü gerçekten de pek güven veren, güçlü, kararlı bir adam değil Kafka.

Ama tam da babası oğluna güvenmediği için "böyle dilsiz, donuk, kuru, süfli" bir insan oluyor
.
Böyle tarif ediyor kendisini ve "böyle bir oğlun benim için katlanılmaz olacağını söylemek zorundayım." diyor. Yani kendisi de evlat olsa sevilmez diye düşünüyor kendisi için.


1 yorum:

  1. Merhabalar,

    Kafka’nın, sahibine hiç ulaşmamış bir mektubu olan Babaya Mektup; 20. yüzyıl edebiyat tarihinin en büyük itiraflarından biri sayılıyor.

    Kitapta; Kafka’nın yaşam öyküsünden ipuçları ve yazarın evlilik kararına karşı çıkan babasına olan duygu ve düşünceleri okuyucuya aktarılmaktadır.

    Kitapla ilgili inceleme yazımı bu linkte bulabilirsiniz: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/kitap-inceleme-franz-kafka-babaya-mektup/

    Sağlıcakla ve edebiyatla kalın.

    YanıtlaSil