BEN DELİ MİYİM?
Hüseyin Rahmi Gürpınar
1924
Everest Yayınları
1. Basım - Temmuz 2011
377 sayfa
Hüseyin Rahmi Gürpınar'a bu kitap yüzünden dava açılmış. Adaba aykırılık iddiasıyla.
Hüseyin Rahmi'ye göre ise bu davanın sebebi, romanın iktidar muhalifi bir gazetede basılmasıymış.
Gürpınar, savunmasında, kitaptaki ifadelerin bir delinin ağzından çıktığını ve davaya konu olamayacağını, söz konusu karakterin deli olduğunun ispatı için doktor Mazhar Osman'ın bilirkişi olarak dinlenebileceğini söylemiş.
Neticede beraat etmiş.
*
Kitabın konusu şöyle; (sonunu da yazacağım, komple spoiler.)
Kendisine zaman zaman "Ben deli miyim?" diye soran Şadan, bence deli değil de ayarsız.
Annesine yaşlı ve çirkin olduğunu dimdirekt söyleyebilen, annesinin "Nereden çıktın sen böyle?" serzenişine "Nereden çıktığımı en iyi sen bilirsin." diye cevap veren bir adam.
Şadan en azından tehlikesiz.
Asıl fena olan Nuri.
Nuri de Şadan kadar problemli biri, ama o bunu dışarıya yansıtıp insanları rahatsız edecek boyutta.
Nuri, evli bir kadına aşık oluyor. Kadının adı Revan. Kadını kocasından ayırmak için aşk mektupları yazıp kocasının göreceği yerlere koyuyor. Bunu yapmak için de kadının erkek kardeşini kullanıyor.
Bu erkek kardeş iyi bir çocuk ama uyuşturucu alışkanlığı var. Nuri de onun bu alışkanlığını, üstüne bir de kadın kullanarak körükleyip çocuğu kullanıyor.
Şadan'sa bu olanlara sessizce destek oluyor. Asıl amacı ise Nuri, kadını kocasından ayırmayı başarırsa kadını kendisine almak.
( Kadın hakkında böyle maldan bahsedermiş gibi almak, sahip olmak... diyorlar, üf salaklar.)
Revan Hanım'ın kocası Haşmet, bu aşk mektupları yüzünden karısından şüphelenmeye başlıyor.
Kadın bunlarla bir ilgisi olmadığını anlatmaya çalışsa da nafile.
En sonunda bir akşam Nuri, Haşmet Bey'in evde olmadığı bir akşam eve giriyor. Uyuyan Revan Hanım'ın yanına yatıyor sessizce. Planına göre Haşmet Bey onları böyle görecek ve karısından ayrılacak. Ancak öncesinde Nuri çok içip sarhoş olduğundan Haşmet Bey geldiğinde gerekli konuşmayı yapamıyor ve evden kovuluyor.
Haşmet Bey, karısının bu sefil adamla birlikte olamayacağını düşünse de gördükleri karşısında daha fazla dayanamıyor ve karısından ayrılıyor.
Bu noktada Şadan devreye giriyor ve kadını kendisine aşık ediyor. Tüm bu olanların Nuri'nin planı olduğunu, Nuri'nin, Revan'ın erkek kardeşini de hipnotize ederek kullandığını anlatıyor.
Revan Hanım ikna ve aşık oluyor.
Revan Hanım ile Şadan evleniyor.
Şadan da karısını çok seviyor.
Ama Nuri boş durmuyor. Şadan'a karısının aslında kendisini sevdiğini, isterse üçü birlikte olabileceğini... anlatıyor. Daha nice ahlaksız teklif. Zaten ahlak mahlak tanımıyor Nuri.
Şadan delleniyor. Nuri sarhoş olduğu bir akşam onu tenhada bir kuyuya atıyor.
Birkaç gün sonra tekrar kuyuya gidiyor. Nuri'nin öldüğünden şüphe ediyor çünkü. Gerçekten de ölmemiş. Bu defa kaya atıyor kuyudan aşağı. Artık Nuri ölmüş olmalı.
Nuri'yi kuyuya atıp öldürdüğünü karısına da anlatıyor.
Ama Şadan gaipten sesler duyuyor. Nuri'nin her an çıkıp geleceğini düşünüyor. Karısından şüphe ediyor.
Duyduğu sesler ve gidip gelen aklı nedeniyle kelimenin tam anlamıyla deliren Şadan eline tabanca alıp önce karısına, sonra kendisine ateş ediyor.
Ama karısına attığı kurşunu ıskalıyor. Kendisi ise ölüyor.
En sonunda Revan Hanım'ın
"Deli nedir? Akıllı kimdir? Anlayamadım."
sözleri kalıyor.
*
Kitapta çok eski Türkçe kelime var. Kitabın sonunda bunun için bir sözlük var ama bence anlaşılmayacak sözcükler değil. Tek başına anlaşılmasa bile cümle içinde anlaşılabiliyor.
Ayrıca bu hikaye okunmaya değer. (Gerçi ben anlattım şimdi ama... Hepsini anlatmadım ki hepsini anlatmadım ki.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder