MUTLU ÖLÜM
( La Mort Heureuse )
Albert Camus
1970
Fransızca aslından çeviren: Ramis Dara
Can Sanat Yayınları
15. Basım - Ocak 2016
149 sayfa
Albert Camus, bu kitabı 1938'de tamamlamış ama kitabın yayınlanması ölümünden on yıl sonra, 1970'te olmuş.
*
Patrice Mersault, metresi Marthe'in ilk aşkı Roland Zagreus'la tanışıyor.
Zagreus bir kazada iki bacağını da kaybetmiş. Mutluluk için paranın gerekli olduğunu fark eden Zagreus, bu kazaya kadar büyük bir servet edinmiş. Ama bacaklarını kaybedince başkalarına muhtaç bir halde yaşamak zorunda kalmış.
Mersault ise bedenen sağlıklı fakat yoksul.
Zagreus, Mersault'ya sağlıklı bir bedeni olduğu için ne kadar şanslı olduğunu anlatmaya çalışıyor. Sohbetlerinde ayrıca mutluluk üzerine konuşuyorlar.
"Zaman gerekiyor mutlu olmak için. Çok zaman. Mutluluk da uzun bir sabırdır zaten. Ve çoğu kez, para aracılığıyla zaman kazanmak gerekirken, yaşamımızı para kazanarak tüketiyoruz."
Zagreus'un hazırda bir intihar mektubu var. Mektubun yanında da bir silah. Kullanmaya ya cesaret edemiyor ya da hazır hissetmiyor kendini.
Mersault bunu onun için yapıyor. Zagreus'u vuruyor. Herkes Zagreus'un intihar etiğini düşünüyor.
Mersault, Zagreus'un parasıyla seyahate çıkıyor. Kimi zaman otelde, kimi zaman arkadaşlarının yanında kalıyor.
Mutluluğu aradığı bir yolculuk oluyor bu onun için.
"Mutluluk insaniydi, sonsuzluksa gündelik. Her şey küçülmeyi bilmekte, güneşlerin ritmini umudumuzun eğri çizgisine bağlamak yerine, kalbini onlarla düzenlemekteydi.
Nasıl ki sanatta bir noktada durmayı bilmek gerekir, bir yontuda artık dokunulmaması gereken bir an her zaman gelir ve bu açıdan akılla açıklanamayan bir istenç, öngörünün en incelikli olanaklarından daha çok işe yararsa, bir yaşamı mutluluk içinde tamamlamak için de akılla açıklanamayan küçücük bir şey gerekir. Olmayanlar, onu elde etmeli."
Yalnızlığını çok seven Mersault, buna rağmen evleniyor. Ama yalnızlığı baki.
Hasta oluyor.
Ölüyor.
Mutlu bir ölüm mü oluyor?
Bilemiyorum. Kitabın satırlarından mutluluk akmıyordu. Aksine karamsarlık vardı.
"Yaşamı boyunca, rıhtımdaki büro, odası ve uykuları, lokantası ve metresleri arasında, tek bir arayışla, bir mutluluğun ardından koşmuştu, oysa herkes gibi o da bunun olmazlığına yürekten inanıyordu. Mutlu olmak isteğine oynamıştı o da. Hiçbir zaman bilinçli ve kesin bir kararlılıkla istememişti bunu."
Ama şunu söylemişti ilkin:
"Havanın bu ışıl ışıllığı, bu verimliliği altında insanların tek ödevi yaşamak ve mutlu olmak gibi görünüyordu."
Zagreus, mutluluk için paranın önemine dikkat çekerken, Mersault, özgürlüğü vurguluyor.
"Özgürlük ve bağımsızlık kaygısı ancak hala umutla yaşayan bir varlıkta duyulur."
*
Kitabı tavsiye eden arkadaşım kitabı pek beğenmediğim izlenimine kapıldı.
- Pek beğenmemişsin gibi.
- Yoo beğendim.
- İz bırakmamış sende. Öye diyeyim. Yoksa tabii ki beğendin.
- Bıraktığı iz:
"Karını seviyor musun Mersault?" "Sevmem gerekmiyor." ÖKÜZ.
- Savunmayacağım da kafasındaki aşk tanımı oldukça basit.
"O ona değer veriyordu, öbürü de ona. Bundan başka bir şey midir aşk?"
Evet bundan başka,bundan fazla bir şeydir ve bundan başka, bundan fazla bir şey olmalıdır. Ama konumuz bu değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder