TATAR ÇÖLÜ
( Il Deserto dei Tartari )
Dino Buzzati
1940
Çeviren: Hülya Uğur Tanrıöver
İletişim Yayınları
15. Baskı - 2015
232 sayfa
Giovanni Drogo, harp akademisinden mezun olup ilk görev yeri olan Bastiani Kalesi'ne gider.
Bu kale adeta bir sürgün yeridir. Ayrıca kara delik gibi. Giren çıkamıyor sanki. Üstelik çıkma fırsatı olduğu halde çıkmıyor.
Drogo bu kara deliğe giriyor.
Halbuki daha en başta söylüyorlar kendisine gidebileceğini. En olmadı dört ay sonra doktor raporuyla gitmesinin mümkün olduğunu.
Dört ay sonra doktor raporunu alıp gidebilecekken kalmaya karar veriyor Drogo.
Bir gün sınırda bulunan bu kale stratejik bir öneme sahip olur, savaş çıkar, düşmanlar saldırır ve kahraman olur umuduyla kalıyor orada. Hem de... Hem de 30 yıl. OTTUZ yıl.
Her günü birbirinin aynı olan ama yine de nasıl olup da bu kadar hızlı geçtiği anlaşılamayan otuz yıl.
İzinlerde köyüne gidiyor ama ne kendisi eskisi gibi, ne köyü, ne evi, ne arkadaşları.
Güvenilir bir sığınak oluyor kale onun için. Bildiği tekdüze yaşamdan kaçamıyor.
Arada uzaklardan hareketlilik, ışık ve benzeri görüp heyecanlanıyorlar kaledekilercek ama heyecanları her seferinde hayal kırıklığıyla sönüyor.
İnsan deli gibi savaş olsa da bize iş çıksa diye düşünür mü?
İşin en hazin tarafı, tam da, Drogo'nun yıllardır beklediği savaş nihayet(!) çıktığında Drogo'nun hasta olması ve işe yaramaz diye kaleden uzaklaştırılması.
Dram bu.
Acınası.
Drogo da acıyor kendisine zaten.
*
"Ben geçiçi olarak buradayım...Her an gidebilirim..." diyor kalede yaşlanmış terzi.
Drogo da başta böyle düşünüyor. Her an gitme imkanı olduğunu sanıyor.
Aklıma geldi, benim şu an oturduğum ev çok güzel ama lokasyonundan memnun değilim. Buraya zaman darlığından taşınmış ve taşındığımda "Yakında taşınırım ki ben buradan." demiştim.
İki yıl oldu.
Bu ev benim Bastiani Kalem mi yoksa?
:...(
Lan?
Drogo, savaş çıkacak ve kahraman olacak diye bekliyordu.
Ben ne bekliyorum peki?
Kiralar düşecek diye.
Hayıııııırrr, DROGO DEĞİLİM BEN!!!
*
Kitabı bana tavsiye eden arkadaşımla kitap üzerine yaptığımız muhabbeti de buraya eklemek istiyorum:
BEN: B
ARKADAŞIM: A
B: Üzüldüm Drogo'ya. Kızdım da aslında. O kaleden kurtulma fırsatı daha ilk doğduğunda gitmeliydi. Sonra fırsat tekrar çıktı, onu da değerlendirmedi. Fırsatlar değerlendirmek içindir Drogo. Ertelememelisin.
Olup olmayacağı belli olmayan bir şey için, üstelik olup olmaması kendi elinde de olmayan bir şey için bunca inanç, umut neden be adam?
Kalenin o tekdüzeliği güvenli bir sığınak oldu herhalde onun için. Dışarı çıktığında kendisini yabancı hissetmesi, eski köyünden,annesinden, arkadaşlarından soğuması, kaleyi iyice sevdirdi ona zaar.
Sonundaki dramatikliğe ne demeli? Tam da yıllardır beklediği şey olmuşken orada olamamak...
Daraldım yahu.
A: Drogo aslında hepimizin yapacağı şeyi yaptı. Bi beklentiyle gitti kaleye.
Bi beklentisi vardı. Bekledi, bekledi, bekledi...
Drogonun derdi alışkanlık veya güvenli liman değildi bence.
Ortalama bi insanın yapacağını yaptı. Sonunda gördü
B: ben alışkanlık ve güvenli liman tezimi tekrarlıyorum. hatta korkuyu da ekliyorum buna. hatta kıskançlığı da ekliyorum
kale dışındaki yaşamdan korktu.
ola ki beklediği gerçek olursa da o esnada orada kendisi değil de bir başkası olur diye de kıskandı
A:Mantıklı
En kötü eylem bile eylemsizlikten iyidir
B: işte o buna cesaret edemedi.
A: Bi de hayatını kurduğu şey cesaret üzerine olan bir meslek.
B: kendisi asla o kaleden çıkamazdı. birinin onu kovması gerekiyordu. ya da belki kendiliğinden tayini çıkabilirdi. ki o da zaten bunu beklemişti ilkin
A: Dusunsene bi ölmeye cesareti var. Degisiklige cesareti yok
B: ölmek cesaret gerektiren bir şey değil ki. hele ki onun pozisyonunda. bir silahtır, bir kılıçtır bitti gitti. geride kahraman sıfatıyla adı anılacak.
ama değişim öyle değil. tutunamazsa sefil olacak
A: O zaman drogo doğru olanı yaptı ama çok bahtsızdı öyle mi?
B: yooo kesinlikle doğru olanı yapmadı. doğru olan daha ilk fırsat doğduğu anda oradan gitmesiydi. çünkü kendisi de farketti oranın iyi bir yer olmadığını. daha adımını atar atmaz farketti.
cesaret edemedi.
umut etti.
yanlış yaptı.
A: Kutuda bi tek umut kalmış naapsın
B: yapacak başka bir şey kalmayınca tabi.
ama istifa mistifa bir şeyler de diyordu.
şimdikinden daha kötü bir sonu olmazdı herhalde
A: İçimizden biri aslında drogo çok da yadırgamamak lazım.
Belli olmaz işte o. Senin dediğin gibi gitse tutunamasa sefil olsa ona daha çok koyardı bence
B: doğru. en azından o kaledeki 30 yıl boyunca bir umutla yaşadı. tutunamayıp sefil bir hayat sürse o 30 yılı da kötü geçebilirdi.
içimizden biri olduğu muhakkak. o yüzden klasik olma payesine ulaşmış zaten kitap
terzi diyor ya "Ben burada geçiciyim, gideceğim" diye. Ben şu an oturduğum eve taşınırken aynen bunu söylemiştim. "Yakında taşınırım ben buradan." demiştim. 2 yıl oldu. Hala taşınacağım.
A: Bende aynı durumdayım 3. Yıla girdim
B: ahahaha
A: Konuşmak kolay demek ki
Drogodan beteriz o en azından kendince kutsal bi amaç için bekledi
B: ben de emlak balonu patlayacak ve kiralar düşecek diye bekliyorum.
konuşmak kolay, aynayı kendine tutuncaya kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder