13 Mayıs 2012 Pazar

SAMİZDAT





SAMİZDAT

Yazarı: Soner Yalçın

Yayınevi: Kırmızı Kedi Yayınevi

Basım Yılı: 2012

Sayfa Sayısı: 549


Önce kitabın ilginç isminin ne demek olduğundan başlamak istiyorum. '' Olağanüstü dönemlerde, baskıdan-sansürden kaçabilmek için kitaplar, tüm tehlikeler göze alınarak gizlice yazılıp, gizlice basılıp, gizlice dağıtılır.Ruslar bu tür kitaplara 'samizdat' adını koydu ve bu isim evrensel hale geldi .'' sf 529

Kitabın basım süreci gözönünde bulundurulduğunda - yayınevinin kitabı basmamak için Soner Yalçın'ı sürekli oyalaması gibi - gerçekten bu adın çok  uygun olduğu görülüyor.

Soner Yalçın, Ergenekon terör örgütüne üye olmak suçlamasıyla 14 şubat 2011'de tutuklanıyor. Görünürdeki sebep bu olmasına rağmen, perde arkasında iktidara muhalif sesleri susturmak, bunu yapan basın organlarını ortadan kaldırmak olduğunu düşünüyor. Bu düşüncesinin gerçek olduğunu ortaya koyan pek çok da emare var kitapta.

Soner Yalçın'ın bahsi geçen terör örgütüne üye olup olmaması beni ilgilendirmiyor. Ki başlarda bu Ergenekon soruşturmalarının önemli olduğunu düşünürken şimdi işin çivisinin çıktığını görüyorum. Beni esas ilgilendiren nokta da burada başlıyor. Bir hukukçu olarak öncelikle tutukluluğun cezaya dönüştürülmesi beni çileden çıkarıyor, sonra da insanların yetersiz delillere dayanılarak haklarında bir takım suçlamalarda bulunulması. Hepsinden önemlisi de '' Suçluluğu ispatlanıncaya kadar herkes suçsuzdur.'' diyen evrensel masumiyet karinesinin hiçe sayılması. 

Soner Yalçın da tüm bu hukuki cinayetlerin kurbanı olmuş. 

Bütün düğüm Soner Yalçın'ın başlarda CHP'nin TV kanalı olarak yayın yapan Halk TV'yi satın almak istemesinde toplanıyor. Denilen o ki Soner Yalçın Halk TV'yi alıp iktidar eleştirisi yapabileceği bir kanal haline getirecekmiş. Fakat Deniz Baykal buna müsaade etmemiş. Soner Yalçın ve ekibi de Deniz Baykal'a seks görüntülü kasetleriyle şantaj yapmış.

Kulağa hiç inandırıcı gelmiyor. Ama mesele inanıp inanmamak değil. Eldeki veriler önemli olan. Peki savcıların elinde bunu ispatlayan ne var? Bir takım dijital dökümler. CD'ler, DVD'ler, telefon tapeleri. Peki bilirkişiler bunlar hakkında ne diyor? '' Sahte''. Hatta bir kısmı savcılarca ve hakimlerce de kabul edildiği üzere ''sehven'' elde edilmiş deliller. 

Bir hukukçu olarak meselenin bu kısmı beni daha çok ilgilendiriyor. Hani ''Hukuka aykırı delillere dayanılarak hüküm kurulamaz''dı. Hani '' Zehirli ağacın meyvesi de zehirli olurdu.''

Ergenekon yargıçları zaman zaman basında kaleme alınan yazıların Ergenekon yargılamasını sulandırdığını belirtmişti. Halbuki ortada bu meseleyi sulandıran birileri varsa hukuksuzlukları ve hatta mantıksızlıkları kör gözün parmağına sokanlardır. 

Ergenekon adında bir terör örgütü olup olmadığını değil ama ortada adalet ve hukuk olmadığını çok net görüyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder