AKLIMIZDA BULUNSUN
İş İnsanları İçin Denemeler
Bülent Eczacıbaşı
2022
Yapı Kredi Yayınları
1.Baskı – Kasım 2022
262 sayfa
*
*
Çalışkanlıkla ilgili fikirlerine de yer veriyor kitapta. Darwin’den
örnekliyor bu konuyu. Ben de bilmiyordum, bilim tarihinde devrim yaratmış biri
olan Darwin, gece gündüz çalışmıştır diye tahmin ederiz. Halbuki Darwin günde
dört beş saat çalışır, kalan vaktinde yürüyüş yapar, mektup yazar ve uyurmuş.
Bu yaptıkları tembellik değil vakti verimli değerlendirmek. Çünkü bilfiil
çalışmak dışında geçirdiği bu zaman çalışmalarına ilham veren fikirlerini
doğuruyor ve düşüncelerini toparlamasını sağlıyor.
Bu konu “Çalınan Dikkat” kitabında da geçiyordu. Bazen sadece
etrafa bakmak, sadece yürümek yani dışarıdan bakılınca boş gibi gözüken şeyler
yapmak lazım ki beyin biraz kendini toparlasın. Bu dingince yapılan aktiviteler
esnasında beynimiz yeni fikirler geliştirebiliyormuş.
*
*
İş ahlakından da bahsediyor kitapta. Bir dönem Eczacıbaşı firması bir
sigara firmasıyla işbirliği yapacakmış. Ama sonra biz ilaç üretiyoruz, sigarayla
işimiz olmamalı deyip bunun iyi bir fikir olmadığına karar vermişler. Bir
zahmet. Gerçi dünyada bir yandan sigara üretip bir yandan kanser ilacı üretimine
destek olduğu söylenen firmalar var. Bu açıdan Eczacıbaşı’nı tebrik etmek lazım
bu ikiyüzlülüğe bulaşmadıkları doğruysa.
*
Birlikte çalıştığı insanlarla ilgili Warren Buffett’ın şu
sözlerine değiniyor. “Enerji, akıl, dürüstlük. Üçüncüsü yoksa ilk ikisi sizi
mahveder”
Çocukken Bülent Eczacıbaşı ve kardeşi Faruk Eczacıbaşı
babalarına sormuşlar şirkette kim ne iş yapar diye. Nejat Eczacıbaşı da basitçe
anlatmış. Şu kişi para işine bakar, bu kişi ilaçların kalitesine bakar vb.
Sonra Faruk sormuş, baba sen ne yaparsın? Cevap verememiş babası. Onun yerine
Bülent Bey cevap veriyor şimdi. “Karar vermek. İş insanının işi budur” diyor. Karar
vermek.
Plazalardaki malum plaza diline karşı “Uydurukçaya son” diye bir çalışmaya girişmişler. Mümkün olduğu kadar düzgün bir Türkçe kullanıma ağırlık vermişler. Diyor ki o dönem için: “Anlamsız bir işe mi girişmiştik acaba?” Sf.89
*
Aklımda kalan bir başka çıkardığı ders ve dikkate alınacak
tavsiyesi şu. Bülent Eczacıbaşı bir kere Borusan Filarmoni orkestrasında konuk
orkestra şefi olmuştu. Bu işi layıkıyla yerine getirmiş, herkes onu övmüş,
bütün notaları düzgün yerine getirdiniz diye. Ama Bülent Eczacıbaşı bu
övgülerden ve yaptığı işten tatmin olmamış. Çünkü sadece düzgün yapmak için
uğraşmış. Halbuki bu işi düzgün ve ondan çok daha iyi yapan insanlar zaten var.
Onlardan daha iyi yapmasına imkan yok. O zaman düzgün yapmaktansa farklı
yapmaya uğraşmak daha akılda kalıcı olurdu, diye anlatıyor. Nitekim kendisinden
sonra konuk orkestra şefi Cem Yılmaz olmuştu ve onun efsanevi orkestraşefliğini biliyoruz. O da buna değiniyor. Ben iyi olmak için uğraştım, iyi
oldum ama bir fark yaratamadım. Benden sonra Cem Yılmaz ise fark yarattı,
diyor. Gerçekten de bir işte senden daha iyiler varsa onlardan daha iyi olmak
için uğraşmaktansa onlardan farklı olmak için uğraşmak daha iyi olabilir.
*
Başarılı bir iş insanın düşüncelerini ve deneyimlerini
okumak beni memnun etti. Gerçi babadan gelen bir başarılı iş insanlığından
bahsediyoruz. Zaten bu alanda hayata 1-0 önde başlamış oluyor. Bunu göz ardı
edemedim okurken. Ama en azından bu mirası sürdürmek ve daha ileriye taşımak da
az şey değil.
Yalnız kitapta buram buram kurumsallık, buram buram plaza
var. Öğğhh! Tiksinirim. Sürekli toplantılar, yazışmalar, mailler… Boğulacak
gibi oluyorum. Kurumsallık benim nazarımda hantallık demek. Karşında bir
muhatap bulamamak, bu yüzden de bir türlü karar alınamaması demek. Herkes bir
üste, bir başka yetkiliye sorar. Onlar toplantı yapar. Bekle ki bir karar
verebilsinler. O yüzden ben şahsen butik iş yerlerini kurumsal yerlere tercih
ederim. Zira karşında muhatap belli. Anında cevap verir. Kurumsal şirketlerdeki
gibi şuna iletiyorum, notunuzu aldım, şundan cevap bekliyorum…yok. Küçük
işletmelerde karşınızda gerçek bir yetkili vardır, karar verme yetkisine
sahiptir, kısa sürede düşünür taşınır cevap verir. Çözüme ulaşırsınız.
Kurumsalda bir çözüme ulaş bakalım. O ona o ona. Ayhhhh!
Gerçi Bülent Eczacıbaşı kitaptan anladığım kadarıyla kurumsallığı
işlevsel hale getirme gayretinde. Bu konuda çokça okuduğu ve araştırdığı anlaşılıyor.
Hatta şirkete bir yenilik getirmeye çalıştığı zaman diyor ki, “Yine hangi
kitapta ne okudu ya da nerde ne gördü acaba, diye hakkımda takılıyorlar muhtemelen.”
Kendisiyle ilgili bu dokundurmaları çok
tatlı.
Ama yine de şirket, kurumsal, plaza, mesai, toplantı, mail…
ı-ıh!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder