GAYYA KUYUSU
Emine Semiye
İthaki Yayınları
1.Baskı – Haziran 2022
115 sayfa
1910’lar İstanbul’unda kadın hikayesi.
Hayat koşulları zaten zor. Kadınlar için bir zorluk da
erkekler. Hayatın kendi kaygı, endişe gibi soyut dertleri, geçim sıkıntısı,
açlık, hastalık gibi somut dertleri yetmiyor gibi bir de erkekler var
kadınların hayatını zora sokan.
Bu kitapta da “Goethe’nin İnfazı” kitabındaki gibi bir
erkeğin tecavüzüne uğradıktan sonra suçlanan ve hayatı mahvolan bir kadın var. Bu
yüzden de okuması çok zor bir kitap. Nasıl deli edici bir adaletsizlik! Nasıl
katil edici bir haksızlık! Dehşetli öfkeleniyorum bu duruma.
*
Kitapta Yekta adında bir kızcağız var. Anası babası
ölmüş. Anasının hizmetçilik ettiği evin hanımı Yekta’yı sahiplenmiş. Hanımın
bir de Yekta yaşlarında kızı var, Eltaf. Bu ikisi kardeş gibi büyüyorlar. Birbirlerini
pek seviyor ve iyi geçiniyorlar. Ama Yektacık’ın el kızı ve yetim oluşu sık sık
yüzüne vuruluyor, dışlanıyor. En sonunda evin beyi kör olasıca Safai Bey’in
tecavüzüne uğruyor. Safai bokunun elinden kendini kurtardığı gibi kuyuya atlıyor.
Kurtarıyorlar. Evin hanımına her şeyi anlatıyor ama hanım, sen yüz vermeseydin
kocam öyle yapmazdı diye son darbeyi vuruyor. Kızcağızı sokağa atıyorlar. Yekta
kafayı yiyor. Kötü yola düşüyor. Eltaf’a Yekta öldü diyorlar. Ama bir zaman
sonra Eltaf ve babası cehennemler ateşlerinde yanası Safai Bey, sokakta Yekta
ile karşılaşıyorlar. Kızcağızın hali harap ama Eltaf tanıyor onu. Hemen
müdahale ediyor. Yekta’nın hastanede iyileşmesi için herkesi seferber ediyor
ama başarılı olamıyor. Yektacık ölüyor. Eltaf zaten hassas bir kızcağız. Bu
acıya dayanamayıp o da kısa zaman sonra ölüyor.
Peki Safai Bey’e ne oluyor dersiniz? Hiçbir bok
olmuyor. Kızı ölmüş, kızının mezarını ziyaret ediyor, mezar ziyaretinin hemen
ardından gözü hala kadınlarda. Dev sinirlendirdi bu durum beni. Başına bir şey
geldiğini okumalıydık. Evlat acısından daha ala dert mi var aslında ama ı-ıh ,
bu adamı etkilemedi.
*
Beri yanda da Rezin diye bir kızcağız var. Buncağız da
anasız babasız. Teyzesi ve anneannesi sahip çıkıyor ama teyzesi korkunç biri. Rezin’i
teyzesinin oğlu Tarhan ile evlendiriyorlar. Tarhan da korkunç biri. Neyse ki
Tarhan evde durmuyor, yüzünü gören yok, hovardalık, serserilik, çeşitli suç makineliği
bir hayatı var. Eve uğradığı yok. Aman uğramasın da zaten. Rezin’in korkunç
teyzesi bu evlilikle artık aynı zamanda korkunç kaynanası oluyor. Yavrucak bu
derdi yıllarca çekiyor. Sonra nihayet kurtarıyor kendini bu cendereden.
Başkasıyla evleniyor, Tarhan hapse atılıyor, anneanne ölüyor.
Rahmetli Yekta ve Eltaf, Rezin ile az görüşmelerine
rağmen Rezin’i sevmişlerdi. Eltaf ölmeden önce Rezin’e Yekta’nın günlüğünü
veriyor ki yazsın, hikaye etsin bu hayatı.
*
Yazar Emine Semiye, Osmanlı’nın ilk kadın
romancılarından Fatma Aliye’nin kardeşi. Fatma Aliye’nin de bir kitabını
okumuştum. Bkz: Muhaderat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder