THE SECRET
Rhonda Byrne
2006
Türkçeye çeviren: Can Üstünuçar
Mia Yayınları
198 sayfa
Bir ara ne popülerdi bu kitap. Ama ne
popüler.
O zamanlar kitabı okuyup kitabın vadettiği
zenginliğe, aşka, sağlığa kavuşanlar oldu mu acaba?
*
Tüm kişisel gelişim kitapları aynı şeyleri
söylüyor gördüğüm kadarıyla: İnanmak. Başaracağına inanmak. Güzel şeyleri hak
ettiğine inanmak.
Böyle bir inanç içinde olunca ona uygun
bir frekansta oluyormuşsunuz ve arzularınız şıp diye gerçekleşiveriyormuş.
Hayal etmenin öneminden de bahsediyor
kitap. Kuru kuru hayal değil ama olmuş gibi heyecanlandıracak kadar ciddi bir
hayal kurma. İmajinasyon yani.
Hayal panosu yapmanızı öneriyor kitap. Bir
panoya hayalini kurduğunuz şeylerin resimlerini yerleştirmek ve onu
görebileceğiniz bir yere koymak. Bunu yapıp panoya hayalindeki evin resmini
asmış bir adam varmış. Yıllar sonra bir ev satın almış sonradan fark etmiş ki
aynı panodaki evin kendisiymiş satın aldığı ev. İşte secret!
Çeşitli insanların hikaye ve görüşleri de
yer alıyor kitapta. Hepsi secret’i uygulamış ve uvvv neler neler olmuş
hayatlarında.
Çekim yasası diyorlarmış buna. Neyi çok
düşünürsen, neye odaklanırsan hayatına onu çekersin. Sürekli hastalığından
yakınıyorsan hasta kalmaya devam edersin. Sürekli fakirliğinden hayat pahalılığından
yakınıyorsan fakir kalmaya, sürekli zamansızlıktan yakınıyorsan hiçbir şeye
zaman bulamamaya devam edersin. O yüzden güzel şeylere odaklan diyor. Çünkü
odaklandığın şeyi büyütürsün. Bir şeye büyüteçle bakmak gibi, neyin üstüne
dikkatle eğilirsen o büyür. Hayatında şükredecek şeyler illa ki vardır. Onlara
çevir zihnini.
(Bu konuda daha önce okuduğum “UygulamalıÇekim Yasası / Nil Gün” vardı.)
Kendini iyi hissetmenin ve iyi şeyler
düşünmenin öneminden de bahsediyor kitap sık sık. Çünkü şu an yaşadığımız
hayat, geçmiş düşüncelerimizin yansımasıymış. Yani bugünkü düşüncelerimizle
geleceğimize yönelik tohumlar atıyormuşuz.
Bunlar güzel şeyler. İyi şeyler düşünelim,
sevgi dolu olalım, bunlara katılıyorum.
Kitap biraz lay lay ama ana mesajı bu
işte; iyi düşün iyi olsun.
Yalnız bu tarz kitaplar bir süre sonra
bayıyor: İyi düşün, bak iyi düşün diyorum, bak vallahi iyi düşünmek çok güzel,
bak ben de geçen şöyle bir şey düşündüm, hemen oluverdi, bana inanmıyorsan bak kuantum fizikçisi ödüllü yazar da aynı böyle yapmış olmuş, sen de iyi düşün,
bakayım iyi düşünüyor musun, iyi düşün, iyiiiiiii.
İnsanın bir noktadan sonra “Düşünmüyorum
ulan, var mı, hadi bakayım, düşünmüyorum iyi, nabıcan?” diyesi geliyor ama
demeyin tabi.
Herkesin hayatında çok istediği şey mutlaka olmuştur. Kendi hayatımda daha sık olduğunu farkettim. Kimi zaman sadece kalpten dilemem yeterli oldu gerçekleşmesi için, kimi zaman deli gibi çalışmam gerekti. Neyse bu arada kitabı okumadım ama sizin tüm yazılarınızı okudum neredeyse. Kaleminize sağlık. Takipteyim :)
YanıtlaSil