21 Ocak 2019 Pazartesi

JAPON NE YAPMIŞ




JAPON NE YAPMIŞ

Onur Ataoğlu

2011

Çınar Yayınları

2. Baskı – Mayıs 2014

223 sayfa


Onur Ataoğlu, 2002’de Tokyo Büyükelçiliği Ekonomi Müşavirliğine tayin edilmiş, 3,5 yıl çalışmış burada.

Japonya’daki izlenimlerini kitaplaştırmış. Önce “Japon Yapmış” diye bir kitap yazmış. Okumadım onu, kütüphanede buna denk geldim. Bu ikinci kitabıymış. Birincisi çok sevilince demek ki ikincisini yazmış.

*

Çeşitli milletlerle ilgili hiç o memlekete gidip görmesek de ya da hiç o milletten bir insan tanımamış olsak da bazı öğrenilmiş kalıplar vardır ya. Almanlar disiplinlidir, Fransızlar soğuktur…vb

Japonlarla ilgili benim ön yargılarım, işlerini çok düzgün yapmaya aşırı hassasiyet gösterdikleri, yoksa kendilerini harakiri yaptıkları ve teknoloji devi oldukları.

Kitap, o memlekette ve o insanların içinde yaşamış bir Türk tarafından yazıldığından Japonların benim için ön yargıdan arınmış, insan yüzünü gösterdi bana.

*

O kadar da disiplin düzen robot insanı değillermiş. Onların da mafyası varmış mesela. (Mafya her ülkede var zaten galiba.)

*

Otomatlar yazarın çok ilgisini çekmiş. Dağ başında bile olsa, en ücra köşede bile olsa, para atınca içinden istediğiniz ürünü veren otomatlar her yerde varmış ve hep çalışır vaziyetteymiş. Arızalı otomat görmek burada bizi şaşırtmaz mesela, ama orada hep çalışır vaziyetteymiş. Bu da aslında halkın, devlete güven duymasını sağlıyormuş.

*

Tıkır tıkır çalışan trenler de Japonya’nın medarıiftiharıymış. Japonlar yüksek hızlı trenleriyle gurur duyuyorlarmış, hatta trene binmeyecek bile olsa sırf izlemeye gelen oluyormuş.

Japonların hızlı trenleri kelimenin tam anlamıyla hızlı tabi. O kadar ki trenin tekerleri raylara değmiyor hızdan adeta uçuyor. Zaten planları gerçekten hiç raya ihtiyaç duymadan uçacak trenler yapmakmış.

Bu trenler hızlı olduğu kadar sallantısız da. Tıngır mıngır da gitmiyorsunuz. Bir de hep tam vaktinde hareket ediyor. Gurur duymakta haklılar.

Yalnız şöyle bir kaza olmuş yakın geçmişte.

Japonlarda ast üst ilişkisi çok sert sanırım. Bir makinist de üstünden azar işiteceğini düşünüp bir yanlışlık yapmış ve kazaya sebep olmuş, insanlar ölmüş. Ondan sonra Japonya’da insana bu kadar yüklenilmemesi gerektiği konuşulmaya başlanmış.

Tren/metro ulaşımı çok yaygın olunca istasyonlar da adeta şehir gibiymiş. İstasyonlarda kaybolmak mümkünmüş.

*

Bir çöp bilgisi veriyor yazar, ben de şaştım.

Çöpleri bizdeki gibi laps diye çöpe atmaca zaten gelişmiş ülkelerde yok, onu biliyorum. Oralarda geri dönüşüm için çöpler ayrıştırılarak atılıyor.

Japonya’da da öyleymiş. Daha ötesi örneğin büyük bir elektronik aleti çöpe atacağınız zaman önceden belediyeye haber verip harç ödüyormuşsunuz. Eğer alet Japon malıysa daha az harç ödüyormuşsunuz, Avrupa malıysa daha fazla.

O yüzden insanlar bazen, para ödememek için, bu tip çöplerini arabaya yükleyip başka bir şehirde, harç ödenmeyen bir alana bırakıp kaçıyorlarmış.

*

Japonya’da yabancılara mesafeli davranılıyormuş. Ne kadar içlerinde yaşasanız da gaijin (bizdeki gavur anlamındaymış) olarak görüyorlarmış sizi.

İngilizceleri de dilleri pek dönmediği için zor anlaşılıyormuş. Hatta yazarın verdiği örneklere bakınca sanki Japonlar kendi İngilizcelerini yaratmış gibi.

"Building" yerine "biru"
"Investment" yerine "inbestiment"
"Sit down" yerine "shit down"

diyorlarmış.

Yazar bunun üstesinden gelmiş. Kelimelerin sonuna u ekleyince Japonglizce okunuşu ortaya çıkıyormuş:

Pencil – pensuru
Table – teeburu
Calender- karendaa
gibi

*

Hayat kurtaran birkaç Japonca kelime de paylaşmış.

Chotto matte: Anlamı “Bir dakika hemşerim” gibi bir şey olsa da bunu duyduğunuzda ortamı terk edin, diye anlatıyor yazar. Baştan savmak için kullanılıyormuş.

Hai: Evet anlamına gelirmiş, durum ne olursa olsun, bir hai demekten zarar gelmezmiş.

Domo: Teşekkür içerirmiş. “Özellikle alışverişlerde, restoranlarda, biri size bir şey verirken, sunarken, iki kişi arasındaki herhangi bir iletişim çeşidinde işe yarar.”

“Japoncanızı çeşitlendirmek için hai, domo ve hai domu’yu dönüşümlü olarak kullanabilirsiniz.” Sf.47

*

Tabii kitapta Japon mutfağı, suşiler, festivaller, Japon bahçeleri...vb de anlatılıyor. 

İlgilisi için keyifli bir kitap olmuş. 

2 yorum:

  1. Merhaba,
    Kitapla ilgili çalışmalarınızdan dolayı sizleri tebrik ederim.
    Olağanüstü çabanız, seçiciliğiniz ve güzel anlatımınızla örnek oluşturuyorsunuz.
    Başarılarınızın devamı dileğiyle...

    YanıtlaSil