5 Haziran 2016 Pazar

ÖTEKİ RENKLER



ÖTEKİ RENKLER

Seçme Yazılar ve Bir Hikaye

Orhan Pamuk

1999

Yapı Kredi Yayınları

2. Baskı - Şubat 2014

470 sayfa


Orhan Pamuk, yazdığı 





5. Gizli Yüz



kitaplarının serüvenlerini anlatmış bu kitapta. Yazım aşamalarını, bu kitapların nasıl doğduğunu vs.

"Benim bütün kitaplarım, bir önceki kitabın içinden doğar." sf.149 diyor. 

Zaten bu sıralamadaki kitaplarda zaman zaman bir önceki ya da birkaç önceki kitabından bir karakterin adı geçer.

*

Edebiyatla ilişkisini şöyle anlatıyor:

"Mutlu olabilmem için her gün bir miktar edebiyatla ilgilenmem gerekiyor." sf.15

"Hakiki edebiyat bağımlısı, edebiyatı hayatını kurtarmak için değil, yaşamakta olduğu günü kurtarmak için ister." sf.16

*

Okuduğu yazarlardan da bahsetmiş: 

Ahmet Hamdi Tanpınar

Kemal Tahir

Orhan Kemal

Aziz Nesin

Yaşar Kemal (Lisedeyken Yaşar Kemal'in kitaplarını okurmuş, sonra arkadaş olmuşlar.)

Oğuz Atay 

("1972 yılında Tutunamayanlar'ı çıkar çıkmaz aldım, okudum ve bir daha okudum. Yazarı da kendisi de hiç tanınmayan kitap, sanki bana bir sır verir gibi konuşuyordu; bu yüzden de çok sevmiştim. Yirmi yaşındaydım, edebiyatçı olmak istiyor, Teknik Üniversite'de sıkılarak okuyor, hayatta ne yapmak istediğimi tam bilmiyordum. Kitabı, çıktığının haftası kendi kendime bulmuştum."

...Kültürlüydü yazarımız. Ama kimi başka yazarlar gibi, Batı kültürünü üst sınıfa mensup olmanın bir göstergesi, herkesten ayrı olmanın kestirme bir yolu olarak görmüyordu da kendini ifade etmek için kullanıyordu kültürü.

...Aydınlardan söz ediyordu. Kitapları seven, benim gibi insanlardan. 

...İki türlü Oğuz Atay okuru vardır. 1.'Ah canım Selim!' duyarlığına ilgi duyan kültür ve melodram düşkünü okur. 2. 'Bat dünya bat!' sinizmini seven alaycı okur. Ben ikinci takımdanım ve birincilerin Oğuz Atay'dan pek bir şey anladıklarını sanmıyorum." sf.205

Kemalettin Tuğcu.

Sabahattin Ali? Neden ondan bahsetmemiş ki? NEDEN? :(

Sait Faik Abasıyanık da kısaca geçiyor. O da hayat hikayemizi anlatma konusundaki yetersizliklerimiz ve gizlediklerimizle ilgili bir konuda. İnsanları efsaneleştiriyormuşuz hayat hikayesi yazarken. "Alçakgönüllü hayatının rengi efsanelerden o kadar uzak olan Sait Faik'i bile öylesine efsaneleştirmişiz ki onun eşcinselliğinden bahsedilemez.(...) Vaktim ve malzemem olsaydı Sait Faik'in biyografisini yazmaya girişmek isterdim." sf.283. Orhan Pamuk'un kaleminden Sait Faik'in biyografisi mükemmel olurdu.

Dostoyevski

Borges

Thomas Bernhard

Philip Larkin

Patricia Highsmith

Milan Kundera

Mario Vargas-Llosa

Salman Rushdie

*

Yalnız çalışmayı severmiş. 

"İnsanlarla örgütlü bir şekilde bir yerde çalışmıyorum. Hayat, hep benim için uzakta insanların yaptığı bir şey." sf.86

İnsanın böyle bir lükse sahip olması güzel. Ben de insanlarla örgütlü çalışmaktan haz ettiğimi söyleyemeyeceğim, ama aksini yapabilecek kudretim yok.

"Bazı kış sabahları Taksim Meydanı'nı gören bir sandalyeye oturur, gazetemi okur, işe koşturanlara bakar, kahvaltı ederim." sf.339

"Hayat sana güzel" diyeceğim de, hasetlik etmeyeyim, vardır onun da kendine göre dertleri herhalde. Yoksa da yok, daha güzel.

*

Başlarda kendine güven sorunu yaşamış, eleştirilerden korkmuş. "Yazarlar, kitaplarını çok yakından okuyan akıllı okurlardan korkarlar." sf.109 diyor. Ama zamanla kendine güvenmeyi öğrenmiş.

*

İstanbul'dan da tabii çokça bahsediyor. Nişantaş ve Beyoğlu'ndan özellikle. Anneannesinin evi Şişli Camii'nin karşısındaymış. Oraya gidince şehrin sonuna geldiği duygusuna kapılırmış. Şişli'de, şehrin sonu? Bugün şehrin göbeği orası.

*

Kızı Rüya'yı da anlatıyor. Onunla beraber hayat rutininin nasıl değiştiğini. Yalnız kızından bu kadar bahsedip kızının annesinden hiç bahsetmemesi bence hoş değil. Bilmiyorum gerçi karısıyla aralarında neler yaşandığını, bilmeyeyim de zaten, niye bileyim böyle bir şeyi, ama yine de üstünkörü de olsa birazcık bahsetmesi şık olabilirdi.

*

Kültür, cumhuriyet, doğu-batı, devlet sanatçılığı (1998'de devlet sanatçısı unvanını reddetmiş. "Başka yazarlar hapisteyken, hangi iyi insan, gidip devletten yazar olduğu için devlet sanatçısı unvanını alır." sf.423)  askeri darbeler, demokrasi... vb konularda çeşitli gazete ve dergilerde çıkmış yazıları ve röportajları da var. 

Çok sivri değil bence bu konulardaki görüşleri, orta yolcu, makul fikirler öne sürüyor.

Zaten "Ahlaklı ve politik olarak doğru olmaya çalışan biriyim kendimce." sf.391 diyor. 

Örneğin; 

"Benim kusurum nedir, niçin ekonomimi düzeltemiyorum, niçin insan hakları derdimi çözemiyorum, demiyor Türkiye. Bunları Batılılar yapıyor bizi bölmek için, diyor. Hep dış mihraklar, hep bir kötülük için kötülük yapan ve birleşmiş şeyler." sf.91

"Aptal paranoyak en korkutucu yaratıktır ve ülkemizde çoktur." sf.88

"Hafızalarını ve yakınlarıyla olan ilişkilerini kaybettikleri için tek başına yaşayan insanların zorunlu kabalığı, sertliği ve kendini koyuvermişliği var bütün ülkede." sf.277

Yalan mı diyor adam? Doğru.

"Harika kitapları, onlardan zevk alıp mutlu olmak için değil, bir işe yarasın diye okumayı alışkanlık edinmiş ve okuryazarların halkın geri kalanına hizmet etmesine koşullanmış fakir bir ülke." sf.228

Bu da gayet yerinde bir değerlendirme.

Ülke dertleriyle ilgilenmenin iyi bir fikir olmadığı kanaatinde.

"Ülkesinin dertleriyle ilgilenen roman yazarının maneviyatını bozar gazete... Güne kötü başlamasına neden olur." sf.75

Bir başka Nobel ödüllümüz Aziz Sancar da benzer kanaatte. O da Türkiye üzerine haberleri izlemiyormuş, çünkü üzülüyor, huzuru kaçıyor ve işine yoğunlaşamıyormuş.

*

Orhan Pamuk'un eserlerinin çalıntılılığı ile ilgili şöyle bir yazı var. Buraya iliştireyim:

http://gercekedebiyat.com/haber-detay/orhan-pamukun-calintilari-ahmet-yildiz/1748




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder