21 Temmuz 2013 Pazar

TAYYİP'İN VOLELERİ


TAYYİP'İN VOLELERİ

Cemaat Ekonomisinin İşleyişi: "Peçeli Holding" Ağı

(Telefon Kayıtları, Resmi Yazılar, Wikileaks Kriptoları)

Yazarı: Deniz Yıldırım

Yayınevi: Kaynak Yayınları

Basım Yılı: 4. Basım - Eylül 2012

Sayfa Sayısı: 248


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gerek telefon kayıtları ile, gerek resmi yazılarla ortaya çıkan yolsuzluk iddialarının ele alındığı bir kitap bu. Adından da zaten anlaşılıyor.

Mesela nedir bu iddialar, başlıklar halinde vereyim; 

TÜPRAŞ, 

İslami Holdingler, 

Deniz Feneri,

Tayyip Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'ın genel müdürlüğünü yaptığı Çalık Holding'in Samsun-Ceyhan boru hattını ihalesiz alması, 

Enerji Pyasası Düzenleme Kurulu'nun ilk özel rafineri kurma ruhsatını Çalık'ın alması, 

Ali Dibo mekanizması, 

Devlet arazilerinin satışlarıyla ilgili yağma, 

Enerji alanındaki yolsuzluklar, 

Devlet ihalelerinin yandaşlara sıradışı yollarla verilmesi, mesela Ülker Grubu'na bağlı Data-Teknik'in son yıllarda yapılan kamu bilgisayar iletişim altyapı ihalelerinin tamamına yakınını kazanması. Milli Eğitim Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Türk Telekom, PTT bunlardan bazıları.  

22 Eylül 2003'te Ali Babacan'ın Devlet Bakanı sıfatıyla ABD'lilerle Türkiye'nin Irak işgaliyle doğan ekonomik zararlarının telafisi için yaptığı esrarengiz hibe anlaşması, esrarengiz çünkü söz konusu anlaşma Meclis'e getirilmediği gibi muhalefetin taleplerine rağmen anlaşma metninin verilmemesi, 

Yalova Karayolunda bulunan AKSA Fabrikası'nda elyaf üretimi maskesi altında, İsrail'e kimyasal silah üretilmesi, 

TEKEL özellştirmesindeki kamu zararı, 

Fındık spekülatörü Cüneyt Zapsu'un başbakan desteğiyle FİSKOBİRLİK'in alımlarına kendi çıkarları çerçevesinde yön vermesi, 

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan desem zaten gerisini yazmaya pek gerek yok.

Say say bitmiyor anlayacağınız.



Birka tane de ayrıntılı örnek;

İGDAŞ

1998 yılında İGDAŞ'ta sayaç okuma işi için ihale yapılıyor. Dönemin belediye başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yakın arkadaşı olan Ahmet Handi Pınarcık ile yine Erdoğan'ın danışmanlarından Tufan Mengi'nin ortağı olduğu Lonca A.Ş, İSKİ'de 21 Cent'e yaptığı bu işi ihaleyle 1 dolar 55 Cent'e alıyor. Yani aynı işi yedi kat pahalıya yapıyor. Böylece İstanbulluların doğalgaz faturalarına yansıtılan bu ücretle Lonca A.Ş 22,5 trilyonluk haksız kazanç sağlıyor.

1999'a gelindiğinde İGDAŞ, Lonca A.Ş'ye seçimler öncesinde 2,5 milyon dolar aktarıyor. Bu paranın nereye gittiği, kimler tarafından kullanıldığı açıklanamıyor.

Paralar Fazilet Partisi'nin kasasına, bulunan ilginç bir yöntemle aktarılıyordu. İZSAL adlı firma belediyenin açtığı tüm konut ihalelerini alıyordu. İZSAL firması, Lonca A.Ş ile ortaktı.

İGDAŞ, kendisini tanıtma ve reklam işini 1,5 trilyon karşılığı İroni Ajans adlı bir şirkete verdi. Şirketin bütün ortakları Fazilet Parti'liydi.

Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde; hakkında açılan idari soruşturmaların bir bölümünü yürüten Mülkiye Başmüfettişi Hüseyin Avni Coş, AKP iktidarı döneminde Bingöl, Aksaray, Kırklareli valisi olarak sürgün görevlere gönderildi.

Tayyip Erdoğan'a çete suçlamasıyla başlayan soruşturmalar 2003 Nisan'ında milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle askıda.

Ahmet Handi Pınarcık ile  Tufan Mengi ise soruşturmanın başlamasından önce yurtdışına gitmiş.

CİTİBANK

100'ü aşkın ülkede faaliyet gösteren Citibank, Türkiye'de 1975'ten beri faal bir Amerikan bankası.

The Wall Street Journal'ın 16 Mart 2005 tarihli haberine göre Citigroup, Şilili diktatör Pinochet'nin ülkesinden para kaçırmasına yıllarca aracılık etmiş.

23 Aralık 2002'de Citibank'ın Maliye'den kaçırdığı 3 milyar dolara yakın vergi borcu bir kalemde silindi. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'dı.

Halbuki vergi sadece kanunla konulabilir ve ancak kanunla kaldırılabilir. İdare, yani Devlet, nasıl idari bir tasarrufla vergi koyamazsa; aynı şekilde idari tasarrufla vergiyi de kaldıramaz. 


TOKİ

TOKİ Bütçe Yasası'ndaki "kamu kurumları, kaynaklarını kamu bankalarında tutar." ilkesini çiğneyerek, 280 trilyon lirasını özel finans kurumu Asya Finans'ta tuttuğu ortaya çıktı. 

Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun TOKİ faaliyetleriyle ilgili raporunda, kurum yönetiminin "kamu zararına neden olduğu" sonucuna varıldı.

AYCELL

Telecom İtalia içinde oldukça etkin konumda olan  İtalya Başbakanı Berlusconi, Tayyip Erdoğan'ın oğlunun nikah şahitliğini yaptıktan sonra zor durumda olan İtalyan GSM şirketi Aria, Türk Telekom'un GSM kuruluşu Aycell ile birleşir. Aycell-Aria birleşmesinden doğan AVEA'nın yaklaşık 3 milyar dolarlık zararı hazineye yüklenir.

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu birleşmede kamu zararı tespit eder ve kamuyu zarara uğratan Türk Telekom üst yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunulur.

Recep Tayyip Erdoğan, kamuyu zarara uğratan ve hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçu işlediği öne sürülen Aycell yöneticilerinin, savcılık soruturmasına izin vermez.

HAYALİ İHRACAT

Dahilde İşleme Rejimi: Türk ihracatçısının dünya pazarında rekabetini arttırma amacıyla uygulanan bir yöntem. İhracatçı bu rejim çerçevesinde ihraç edeceği mal için ham madde ve ara malları gümrüksüz olarak ithal edebiliyor. Ancak gümrüksüz olarak ithal ettiği malları işleyip mutlaka ihraç etmesi gerekiyor. İşte hayali ihracat en çok bu noktada yapılıyor. Bazı firmalar ülkeye gümrüksüz soktukları ürünleri iç piyasada satıyorlar. Sonra bir şekilde ihracat gerektiği için hayali ihracat yoluna gidiyorlar. 


Kitaptan anladıklarım ve derlediklerim bunlar. Daha fazlası ve detayları için kitaba bakacaksınız. 

Şimdi anlıyor musunuz Recep Tayyip Erdoğan'ın neden bu kadar öfkeli olduğunu? 

Şu anda tamamen "yasama dokunulmazlığı" sayesinde yargılanmıyor. Bu dokunulmazlığı kalktığı an yargılanmasının yolu açılacak. Serveti sorgulanacak. Bunu ister mi? İstemez. O yüzden de bu gücünü kaybetmemek için her şeyi ama her şeyi yapacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder