Benim de Okuyacaklarım Var
Selam,
Selam,
Öyle
böyle bir ay daha bitti. Ömür geçiyor be azizim.
Ömrümün
2013 Haziran ayını hangi kitaplarla geçirmişim bir bakalım,
Bunlar
ağır toplar:
Bunlar
da çerezler:
Bunların
bir kısmını okuyamadım.
Okuyamadım.
Çünkü… durumumuz yoktu kardeş :...(
Belediye İhale Dalavereleri
Kitap,
adından zaten derdini anlatıyor.
Okumaya
başladım ama devam ettiremedim.
Çok
sayısal veriler var. Bu inandırıcılık açısından güzel bir şey tabi ama akıcılık
açısından değil. İleri bir tarihte elimde kalem ve not defteri, daha ciddiyetle
duracağım üzerinde.
AKP’li
belediyelerin yolsuzluklarının incelendiği bu kitap için Kocaeli Büyükşehir
Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu şikayette bulunmuş. Şikayet üzerine
Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararıyla kitap toplatılmış. Ankara,
İstanbul, Bursa, Kocaeli, Konya, Samsun gibi AKP’li belediyelerin ihalelerinin
incelendiği kitabın kapağında, bu belediyelerin başkanlarının fotoğrafları var.
Mahkeme, kitabın sonraki baskılarında Karaosmanoğlu’nun fotoğrafının yer
almamasına, basılıp dağıtılmış kitaplardan ise fotoğrafın çıkartılmasına karar
vermiş. Kapak fotoğrafı dışında, kitabın içeriğine dair hiçbir şikayet olmadığı
halde kitap toplatılmış.
Tertip
Gazeteci Ergün Poyraz’ın avukatının Ergenekon- Balyoz- Kafes- Poyrazköy- Amirallere Suikast- İnternet Andıcı ile ilgili yazılarından oluşuyor kitap. Kendi ifadesine göre bilgi kirliliğine karşı yazmış bu kitabı. Yalnız anladığım kadarıyla içinde sadece dilekçeleri var ve bu dilekçelerdeki konu akışı pek düzgün sayılmaz.
Biz avukatlarda zaten hakimlerin dilekçelerimizi okumadığı sanrısı vardır. Kitabın yazarı olan avukatın dilekçeleri buysa eğer benim bile okuyasım gelmedi. Ama bir şans daha vereceğim bir gün kendisine.
Başka Dünyalar
Çok zorladım bunu bitirmek için.
Ama şuursuzca okuduğumu farkedince bıraktım.
Aldığınız karpuz kelek çıkarsa yemeye devam eder misiniz? İşte bence de aldığınız kitap güzel çıkmazsa kasmaya gerek yok.
Yozgat’ta yanımda taşıdım ben bu kitabı. Olmadı.
Hava değişimi, farklı bir şehir belki ilişkimizi düzeltir diye düşünüp Kayseri’de de yanımda götürdüm.
Fakat heyhat.
I-ıh olmadı.
Olmadı, olamadı.
Yazarı gerçi Nobel Ödüllü ama…
Belki başka bir gün başka bir yerde.
Böyle
şehir şehir dolaştırdığım kitaplar var.
TarçınKokulu Kız gibi
Burada
Mersin’deyiz.
Mersin’de
adliyede işlerim öğle arasına denk gelince, adliye etrafında gezinip yemek
yiyecek bir yer aradım.
Bir yer buldum. Adını sanını unuttum şimdi. Bir tantuni
istedim.
Masaya
önce bir sürahi ile bir su bardağı geldi. Oha sınırsız su. Hem de bedava.
Sonra
iki tabak salata geldi. Bu ilgimi çekmiyor gerçi. Salata çok manasız bulduğum
bir gıda. Ot lan.
Bir
de ayran istemiştim.
Bu
masanın hesabı ne biliyor musunuz?
Koçum,
bak buraya, hesabı getir.
4
lira. 4 liraya hem masam donatılmış, hem karnım doymuş oldu. Üstüne üstlük su
istediğim kadar içiyorum, hemi de bedava.
Bedava
su çok güzel bir şey yaaa. Hele ki yazın.
Bak
burada Adana’dayız.
Mersin’den
İstanbul’a dönmek için Adana’ya geliyor, Adana’dan uçağa biniyorum.
Adana’da
uçağın kalkmasına daha çok vardı, ben de Burger Murger (börgır mörgır diye
okuyunuz) bir yere gidip soğuk bir şeyler içerek kitabımı okudum.
Başka türlü vakit geçmiyor gurbet ellerde.
Bu
da aynı günün sabahı.
Tarçın
Kokulu Kız’ım ile İstanbul’dan çıktık yola, Mersin senin, Adana benim. Gez gez
öldük.
Kitabın
kapak resmi ile hissiyatlarımı daha önce yazmıştım. Tekrar etmek istemiyorum
ama hacı bu nedir ya? Yollarda, dönercilerde, uçaklarda okuyoruz biz bunu.
Bu
nasıl kapak?
Olmaz olsun böyle kapak.
Böyle kapağın içine tükürürüm.
Tamam
sakiiiin.
Geçenlerde
Konya’dayım. Yanımda da “Yazamadığım Romanın Öyküsü” var. Bir çırpıda
bitiverdi. Kaldım kitapsız.
Okuyacağım
kitaplarla ilgili bir sıralama yapıyorum kafamda.
Önce bunu, sonra bunu, ondan
sonra bunu… diye.
Ama bazen bir takım dış mihraklar bu planlarımı bozuyor.
Mesela
Tayyip'in Voleleri
Bunu çok daha önce okumayı planlıyordum. Ama bir gün esrarengiz bir şekilde
ortadan kaybolduğunu fark ettim.
Aradım,
taradım.
Babam
almış meğersem.
Kitap
okuyan bir babam olmasından büyük mutluluk duyuyorum.
Aslında
eskiden kitap okuyan biri değildi. Benim sayemde okumaya başladı. Valla.
Üniversite
yıllarımda ucuz ucuz kitaplar alıyordum. Genellikle süpermarketlerde ve
genellikle dünya klasikleri. Carrefour’un bu konuda çok ekmeğini yedim.
Kitaplığım
böyle klasik klasik oldu. Babamın da işyerinde boş vakti çok oluyordu. Yanında
götürmeye başladı önce.
Sonraki
yıllarda ben siyasi kitaplar almaya başladım. İnceleme-araştırma kitapları.
Babam
da kitaplığımın karşısına geçip üzerinde Tayyip Erdoğan olsun, efendime
söyleyeyim Deniz Baykal olsun, zamanın politik şahsiyetlerinin resmi olan
kitaplar görünce ilgisini çekti.
Emekli
de olunca iyice kitap okur oldu.
Okuduğu
kitapların arkasına şöyle de bir imza bırakıyor:
Tarih
Sanırım,
hem kendisine bir not oluyor bu. “Okudum ben bu kitabı” diye hatırlamak için.
Hem de bana “Hımm babam da okumuş” dedirtiyor.
Bu
kitabın da bir yasaklanma öyküsü var.
Kitabın
yazarı Deniz Yıldırım, Aydınlık Dergisi eski Genel Yayın Yönetmeni.
Cezaevindeyken yazmış bu kitabı. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, bu
kitap nedeniyle yazara İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakaret davası
açmış. Yazar bu davadan beraat etmiş.
Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları
Nişanlıcığım
da maşallah kitap okuyan bir insan. Bu kitabı bende görür görmez aldı, hemen okumak istedi.
Tanıştığımızda daha çok okurdu. Beni böyle etkiledi. Sonra azalttı okumayı. Kandırdı beni. Nalçak adam.
Tanıştığımızda daha çok okurdu. Beni böyle etkiledi. Sonra azalttı okumayı. Kandırdı beni. Nalçak adam.
Akıllı
telefonlar çıktı çünkü sonra. Önceden yolda, boş vakitlerinde kitap okuyan adam, oldu
mu sürekli Candy Crush mıdır ne karın ağrısıdır, onu oynayan adam.
Dış mihrakın
oyunu diye komplo teorileri var ya. Al işte asıl dış mihrak oyunu bu. Candy
Crush. Herkes bunu oynuyor. Bağımlılık yaratıyor galiba. Türk gençleri kitap
okumasın, bu oyunu oynasın, zihinleri körelsin diye hazırlanmış bir komplo bu
bence. Bu oyunu bozalım.
Geçtiğimiz
ay arkadaşımdan Pucca Günlüğü serisini ödünç almıştım.
Bunları
da seve seve okudum valla. Evde takıldığım bir haftasonu içinde bitiverdiler.
Haftasonu
evde dinlenmecelerimde yanımda birkaç kitap oluyor genelde.
Seçip beğenip
okuyorum, sonra okuduğumdan sıkılıyorum, başka bir tane okuyorum, hop ondan da mı sıkıldım,
hemen diğerini alıyorum. Aman sabahlar olmasın. Sefam olsun.
Ancak
bu zevkü sefa buraya kadarmış.
Çok
affedersiniz kol gibi bir kredi kartı borcu ödedim.
Üstüne
iki ay sonra evleneceğim. Nişanlım insanıyla şöyle bir hesap çıkardık.
1200 TL - Kira kapora
400 TL - Boya
500 TL - Perde
...
...
...
Uzuyor bu liste.
Bu
hesabı çıkardığımız sayfa da Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları kitabının en
arka sayfası. Yanımızda kağıt namına bu vardı sadece.
Bu
hesap, üzerine de kol gibi kredi kartı birleşince kemer sıkma politikası
başlattım.
Her
ay 100 TL kitap bütçesi ayırıyordum. Ama bu ay ayıramayacağım. Ve bundan
sonraki ay da, hatta belki sonraki ay da, hatta…. Hayııırrr.
Hem
zaten daha okumadığım bir sürü kitap var ki. Onları okumak için almayacağım ki yeni
kitap. Yoksa param var ki benim. İstesem alırım ki.
Vakti zamanında almış olduğum kitaplar var:
Yakından bakalım kendilerine:
İşte temmuz ayında bunları okuyacağım:
Kızıl Darı Tarlaları - Mo Yan
Son Oyun - Ahmet Altan
Kardeşimin Hikayesi - Zülfü Livaneli
Sıcak Yaz - Uwe Timm
Darağacında Üç Fidan - Nihat Behram
Doğudan Uzakta - Amin Maalouf
Nemesis - Jo Nesbo
Huzur Sokağı - Şule Yüksel Şenler
Acımak - Reşat Nuri Güntekin
Mo Yan, 2012 Nobel Edebiyat ödülünü alan Çinli yazar. Kitabının Türkçe çevirisi daha yeni yapıldı. Başka da Türkçeye çevrilmiş kitabı yok henüz.
Ahmet Altan'ın Son Oyun
Zülfü Livaneli'nin Kardeşimin Hikayesi
Amin Maalouf'un Doğu'dan Uzakta
kitapları çok satanlar listesinde uzun bir dönem yer aldı. Bildiğim kadarıyla Kardeşimin Hikayesi'nin çok satanlığı Temmuz 2013 devam ediyor hala.
Sıcak Yaz'ı Konya D&R'da 5 liraya aldım.
Darağacında Üç Fidan'ı yıllar önce okumuştum. Yine okuyacağım.
Acımak'ı da aynı şekilde.
Huzur Sokağı'nı hep merak ediyordum. Dizisi çıkmadan evvel kitabı almıştım. Dizisine hiç bakmadım. 150 milyon bölüm süren ağdalı dizileri izleyemiyorum.
Bol okumalı günler o zaman.
maşallah maşallah bol kitaplı günler diliyorum :D
YanıtlaSilTeşekkürler :)
YanıtlaSil