29 Haziran 2013 Cumartesi

TARÇIN KOKULU KIZ


TARÇIN KOKULU KIZ

( Gabriela, Cravo e Canela)

Yazarı: Jorge Amado

Türkçesi: Ayda Düz

Yayınevi: Can Yayınları

Basım Yılı: 1. Basım-Temmuz 2008

Sayfa Sayısı: 498


Ey yayınevleri!

Biliyorum kitap daha çok ilgi çeksin diye kadın çıplaklığından faydalanıyorsunuz.

Ama yolda, otobüste okuyoruz biz bu kitapları. Az daha düşünceli olsanız. 

Hiç değilse adı sanı zaten bilindik yazarların kitaplarında bu oyuna girişmeseniz. 

Jorge Amado'nun kitabını satmak için bu oyuna gerek mi var? Adamın kitapları zaten "55 ülkede 49 dile çevrilmiş" (Kaynak: arka kapak) Böyle çıplak kadınlı kapak resimleri ne ucuz oyunlar.

Bu şekli hususu geçip esasa giriyorum.

Neredeyse kitabı yarısında bırakacaktım. Ramak kalmıştı.

Başlayıp 20-30 sayfa kadar okuduktan sonra araya başka şeyler girdiğinden bırakmak durumunda kalmıştım. Sonra kitaba devam etmeye çalıştığımda toparlamakta güçlük çektim. Bıraksam mı, diye geçirdim zihnimden. Ama neden sonra devam ettim. İyi ki de etmişim. O kadar mutluyum ki devam ettiğime. 

Şahane beğendim. 

Tarçın Kokulu Kız olan Gabriela, aslında kitabın sonlarına kadar baş konu değil bence.

Esas konu müthiş bir siyasi çekişme. 

Yıllardır Ilheus kentini yöneten Albay,  şehre sonradan gelip yatırımlarıyla halka kendini sevdiren Mundinho Falcao ile yarışabilecek mi?

Albay, yılların verdiği özgüvenle seçimlerden başarıyla çıkacağını düşünüyor. Halkın da bu siyasi çekişmede kendisinden yana olacağını sanıyor. Sonuçta onyıllardır bu şehirde, bu şehri yönetiyor. 

Böyle bir gerçeklik varken şehre sonradan gelmiş "dış mihrak"ın kazanacağına ihtimal vermiyor.

Yani bir yanda statüko var, diğer yanda yenilik.

Mundinho'nun etkileyici atakları Albay'ı zora sokuyor.

Albay, seçimleri kazanmak uğruna kan dökmekten, hileli yollara başvurmaktan çekinmiyor.

Önemli detaylar var burada.

Yalnız bu detayları görmek için şehirdeki metres hayatından biraz kafayı kaldırabilmek gerekiyor.

Şehirde her erkeğin bir metresi olması olağan bir durum haline gelmiş. 

Evli kadınların, kocasını aldatması ise kocanın hem karısını, hem adamı öldürme sebebi. Ve böyle bir durumda karısını ve adamı öldüren koca ceza almıyor. Aksine, eğer onları öldürmezse insan içine çıkamayacak hale geliyor.

Ahlaken böyle bir şehir.

Bir yandan da hızlı bir şekilde gelişiyor. Kakao sayesinde gittikçe zenginleşiyor.

Nasip, bu şehrin bar işletmecisi. Bar da şehrin ekabirinin uğrak mekanı.

Nasip, aşçısı işi bırakınca aşçısız kalıyor. Aşçı olarak köle pazarından Gabriela'yı buluyor.

Gabriela süper güzel bir kız. Herkes onu çok güzel buluyor. Birlikte olmak karşılığında evler, tarlalar, bağlar, bahçeler, mağazalarda açık çekler, paralar, neler neler teklif ediyorlar.  Ama o ille de Nasip diyor.

Öyle dediği halde Nasip'i dev üzecek bir şey yapıyor.

Ama insan kızamıyor ona. Böyle bir tuhaf saflığı var Gabriela'nın. Başkası için o şartlarda ölüm sebebi olacak bir şeyi o yapınca nispeten normal karşılanıyor.

1950'lerde yazılan kitabın cinsel içeriği yazarın memleketi Brezilya'da tepkiyle karşılanmış. 

Tepki duyacaklarına bu yazarı bağırlarına basmalılar. Brezilya'da Bahia diye bir yer varmış, bu yerde İlheus diye küçük bir yer varmış... Bunları yazar sayesinde öğreniyoruz. 

1925 yılının İlheus kentini, bu küçük kentin nasıl gelişmekte olduğunu, buradaki insanların yaşamını, dertlerini o kadar sıcak, o kadar renkli yazmış ki sanırsın hepsi bizim yan mahallede. O kadar yakınlar.




Kitap, 1980'lerde beyazperdeye uyarlanmış.

Filmin başrollerini Sonia Braga ve Marcello Mastroianni paylaşmış.

5 yorum:

  1. Ben bu kitabı çok okumak istiyordum. İndirilerde bu kitabı almak için gittim Amado'nun Tereza Batista kitabını alıp çıktım nedense. Beğenmene hem sevindim hem üzüldüm (alamadım diye):)

    YanıtlaSil
  2. Neden üzülüyorsun ayol, sanki sonsuza kadar kitabı okuyamayacakmışsın gibi :)
    Ben de Tereza Batista'yı okumadım mesela. O nasıl? Ben bu yazarın bütün kitaplarını okumayı planlıyorum.

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Bu yazarın Bahai kültürü hakkında bilgi verme gayreti var. Bunu en çok Mucizeler Dükkanı adlı kitabında görmek mümkün. Ancak bu kitapta gereksiz ayrıntı denebilecek böyle bir yoğunluk yok. Dolayısıyla eseri okunabilecekler listesine almanı tavsiye ederim.
    Blogun için de hayırlı olsun.
    Bol okumalar

    YanıtlaSil