13 Ağustos 2015 Perşembe

AMAT




AMAT

İhsan Oktay Anar

2005

İletişim Yayınları - 10. Baskı - 2012

239 sayfa


Ne kadar da denizcilik terimleriyle yoğrulmuş bir kitap.

O yüzden hikayeye dahil olmak biraz zorlaşıyor. 

Mesela "Sandallar Kazıklı İskele'ye aborda edip palamar verince..." derken? Ne yapınca ne yapınca?

Allah'tan gemi kaptanı bir arkadaşım var da, kendisine sordum, anladım. Siz de anlamadığınız kısımları sormak isterseniz arkadaşımın numarası 053... :)

Gerçi bahsi geçen denizcilik terimlerinin anlamını bilmeden de cümlenin gidişatından bir şeyler anlaşılıyor. O kadar da anlaşılmaz değil. Sadece biraz keyif kaçırıcı oluyor, o kadar.

Bir gemi dolusu adamın Amat adlı gemide yaşadıkları anlatılıyor kitapta. Esas olarak kaptan Diyavol Paşa ve ölümsüzlük isteyen Süleyman Reis önemli. 

Onun dışında ben pek önemli birilerini göremedim.

Kitabı da pek sevmedim zaten açıkçası. O yüzden uzun uzun anlatasım yok. 


*

Giriş cümlesi:

"Peygamber Efendimizin ve onun tebliğ ettiği kitaba iman edenlerin Mekkeli putperestlerden gördükleri eza ve cefa nedeniyle Medine'ye hicretlerinden 1080-1082 yıl, İsa Aleyhisselamdan ise 1670 yıl kadar sonra, Şevval ayının üçünü gecesi, debdebesi ve cağcasıyla yedi iklim dört bucağa nam salmış o Konstantiniye şehri, gökyüzündeki karanlık bulutların altında yorgun bir dev gibi uyumaktaydı."

Ben şimdi kitabı sevmedim ya, böyle normalde gayet de sevdiğim bu İhsan Oktay Anar dili, nasıl itici, nasıl sevimsiz gözüküyor gözüme. Puslu Kıtalar Atlası'nın girişini andırıyor aslında, onda çok beğenmiştim, ama bu kitabı sevmedim ya, o yüzden bunda beğenmedim, beğenmeyeceğim. 

Hakikaten sevmedim ben bu kitabı ya. Şu an "Yazayım da çıksın aradan" modundayım. Yazarın bütün kitaplarını (ikinci kez) okumak üzere yola çıktım, bu da eksik kalmasın, o kadar okudum, iki şey karalayayım da, blogumun ahengi bozulmasın. 

İlk olarak üç yıl kadar önce okumuştum. O zaman da sevmemiştim. Yine okudum, yine sevmedim. Daha da okumayacağım. Ve mesela yine bu Amat denilen tükürdüğümün gemisinin olayı ne anlamadım. Niye çıkmış yola, neyin peşindeymiş?

*

Anlatmaya değer bulduğum kısım, geminin kaptanı Diyavol Paşa'nın, kendisinden sonraki ikinci adamı tayfalarının seçmesine imkan tanıması. Ne kadar da milli iradeci bir kaptan.

Adaylar Kırbaç Süleyman lakaplı Süleyman Reis ve Ali Reis. 

İkisi de gayet bilgili, tecrübeli adamlar. Fakat Süleyman Reis daha cesaretli, daha atak. Dolayısıyla o ikinci kaptan oluyor.

Ali Reis, Süleyman'ın kaptanlığını kabul etmeyip ona karşı çıkması üzerine feci şekilde cezalandırılıyor. Bu kısım Adem'e secde etmeyi reddedip huzurdan kovulan şeytanı anımsatıyor. Nasıl ki şeytan, bütün ademoğullarını Allah yolundan ayırıp günaha sürükleyeceğini söylüyorsa, Ali Reis de Süleyman'ın kötülüklerini ortaya çıkaracağını iddia ediyor.

Yolda zaman zaman yoğun rüzgar, sis;  zaman zaman düşman gemileriyle karşılaşıyorlar.

Gemi yara alsa da bir şekilde tamir ettirmeyi başarıp yola devam etmesini biliyorlar.

Ganimet elde edebilmek için saldırdıkları bir gemiden veba illeti bulaşıyor. Gemi personeli bir bir ölüyor.

Amat, aslında bir gemici mezarlığındaki 247 mezarın her birinden çıkan meşe ağaçlarından yapılmış bir gemiymiş. Bu meşe ağaçları kesilirken adeta dile gelip feryat koparmış ağaçlar. O yüzden Amat uğursuz bir gemi olmuş. 

Falan filan.
Üfff anlatmayacağım daha fazla. Canım istemiyor. Hiç sevmedim hiç.


4 yorum:

  1. puslu kıtalar atlasının devamı niteliğinde gibiydi AMAT. eğer ilk amat okuduysanız sıkılmış olabilirsiniz.
    nice yeni iyi okumalar diler https://tayfunsurucu.wordpress.com/ adresli kitrap yorum bloguma ziyaretleriniz beklerim

    YanıtlaSil
  2. blogunuzu inceledim ve puslu kıtalar atlasını daha önce okuduğunuzun farkına vardım ve amat ile ilgili tahminimde yanıldığımı gördüm.

    YanıtlaSil
  3. Bir kitaba başladığımda, sevemesem de sonuna kadar okumak için kendimi zorlarım. Mutlaka bana katacak bir şeylerinin olabileceğini düşünürüm. Ama sevmemiş olduğum bir kitabı "ikinci" kez okuma sabrını gösterebileceğimi sanmıyorum.Bu nedenle sizi takdir ettim. Ama İhsan Oktay Anar yetti gari :) artık başka kitap yorumları bekliyoruz :)

    YanıtlaSil
  4. İhsan Oktay Anar'ı seviyorum. O yüzden Amat'ı da sevmeye çalıştım.

    İlkin 3 yıl önce okumuş ve sevmemiştim. O kadar zamanda insan değişiyor tabi. Belki bu defa severim diye düşündüm ama ı-ıh olmadı. Elektrik alamıyorum ben bu kitaptan.

    Yazarın bütün kitaplarını bitireyim, sonra başka kitaplara geçeceğim.

    Sevgiler.

    YanıtlaSil