8 Ağustos 2023 Salı

KALLOKAİN

 

KALLOKAİN

(Kallocain)

Karın Boye

1940

Çeviren: Sevda Deniz Karali

İthaki Yayınları

6.Baskı - Ekim 2022

194 sayfa


Cesur Yeni Dünya,  Fahrenheit 451 , 1984 gibi distopik bir eser. Zaten bu kitaplarla birlikte anılıyor adı.

*

Adına “Dünyadevlet” denilen bir ülke kurulmuş.

Evlerde ev yardımcısı (hizmetçi) var, görevi evde olup bitenleri kayıt altına almak, yetkili mercilere raporlamak.

Çocuklar bir yaştan sonra aileden alınıp gençlik kamplarında yetiştiriliyor.

Evliliklerin amacı da salt çocuk yapmak.

*

Bu düzenin bir vatandaşı olan Leo, insanların doğru söylemesini sağlayan bir ilaç buluyor. Bu ilacı alan kişiler, yalan söyleyemez hale geliyor ve her şeyi dosdoğru anlatıyor.

İlacın test edilmesi için denekler geliyor. Denekler, denek olmak için gelmiş gönüllü kişiler, işleri bu.

İlacı alan ilk denek açıkça hayatından memnun olmadığını, korktuğunu, denek olmak istemediğini, hayatın anlamını bulamadığını anlatıyor. Diğer denekler de mutsuz konuşuyor.

Deneyin devamı olarak, bu denekler evlerine gidip eşlerine casus olduklarını söyleyecekler. Eşleri ihbar etmeli. İhbar etmeyen eş, devletten sır sakladığı için tutuklanacak. Zaten ihbarcılık öyle bir boyutta ki motto şu:

KİMSE EMİN OLMAMALI! EN YAKININIZ BİR HAİN OLABİLİR!

Neredeyse hepsi eşini ediyor. İhbar edenlerden birinin kocası bozuluyor. Yirmi yıldır evliyiz, benim casus olduğumu düşünüp ihbar ettin, bu bir deneydi, diyor. Evlilikleri sarsılıyor.

Kimisi de bir örgütten bahsediyor. Üyeleri, lideri, amacı belli olmayan ama neticede bu düzenden memnun olmayanların varlığından bahsediliyor. 

*

Leo, karısının kendisini aldattığından şüpheleniyor. Karısına da kallokain veriyor. Öğreniyor ki karısı aldatmıyormuş. Ama karısı başka bir şey itiraf ediyor. Dünyadevlet’in politikalarından farklı düşündüğünü söylüyor. Özellikle çocuklar konusunda. Bu düzende çocuklar Devlet’in malı. Ama kadın ilk defa çocuğuna karşı bir şey hissetmiş, tarif edemediği derin bir şey. Bunu hisseden başkaları da olmalı diye düşünüyormuş. Bu düşüncesini ve kocasını sevmediğini söylüyor.

*

Dünyadevlet’e bir düşman saldırısı oluyor. Düşmanlar, Leo’dan hayatı karşılığında kallokaini istiyorlar. Leo kollokaini veriyor ve onların tutsağı oluyor. Devlet'e de karısına da ne olduğunu bir daha öğrenemiyor.

*

İnsanların salt düşündüklerinden ötürü dahi cezalandırılabileceği bir düzen.

Bugün esasen düşüncelerimizden değil, düşüncelerimizi ifade ettiğimizde cezalandırılıyoruz. İfade etmesek kim bilecek? Ama ifade etmesek de kime ne faydası olacak düşüncelerimizin?

Anayasamızda her ne kadar düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğü bulunsa da...

Bakınız;

 TC Anayasası madde 25: Düşünce ve kanaat hürriyeti: 

Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.

 *

Bunun sınırlaması da şöyle düzenleniyor Anayasada:

 TC Anayasası madde 26: Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti

Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet Resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.

Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.

(Mülga fıkra: 3/10/2001-4709/9 md.) Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.

(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/9 md.) Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.

*

Düşünce özgürlüğünün kullanılmasını engellenmek kanunumuzda suçtur.

Bakınız;

Türk Ceza Kanunu madde115:İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme:

(1) Cebir veya tehdit kullanarak, bir kimseyi dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlayan ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan meneden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) (Değişik: 2/3/2014-6529/14 md.) Dini inancın gereğinin yerine getirilmesinin veya dini ibadet veya ayinlerin bireysel ya da toplu olarak yapılmasının, cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engellenmesi hâlinde, fail hakkında birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.

(3) (Ek: 2/3/2014-6529/14 md.) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir kimsenin inanç, düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzına ilişkin tercihlerine müdahale eden veya bunları değiştirmeye zorlayan kişiye birinci fıkra hükmüne göre ceza verilir.

*

Kağıt üzerinde var olan özgürlüklerimiz iş uygulama sahasına geldiğinde o kadar da özgür hissettirmiyor ne yazık ki. Her ne kadar eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmasa da (TCK m.218, TCK. M.301/3) savcılarımız ve hakimlerimiz öyle düşünmeyebiliyor. 

1 yorum: