26 Şubat 2022 Cumartesi

MAİ VE SİYAH

 


MAİ VE SİYAH

Halid Ziya Uşaklıgil

1897

Özgür Yayınları

Onikinci basın - Ekim 2009

400 sayfa


İlk olarak on iki yıl önce okumuştum bu kitabı. Bkz: Mai ve Siyah

Kardeşimin kitaplığında görünce yine okumak istedim. Çünkü klasik sorun; unutmak. Ne anlatıyordu bu kitap diye merak edip yeniden okudum. Hislerim on iki yıl önceki ile aynı. Kurgu açısından merak uyandırıcı ama karakterin drama kraliçeliği, pasifliği nedeniyle can sıkıcı. 

*

Ahmet Cemil, şiire meraklı, büyük eserler yazma hayalleri kuran bir genç. 

"Öyle bir şey yazmak istiyorum ki yukarı bakılsa mai ve daima mai; aşağı bakılsa siyah daima siyah.” diyor Sf.62 

Babası ölünce bu hayallerinden sıyrılıyor. Annesi ve kız kardeşi İkbal’e bakmak için çalışmak zorunda kalıyor. Tercüme yaparak işe başlıyor. Sonra bir gazetede çalışmaya başlıyor. Zaman zaman özel ders veriyor. Tüm gün çalışıyor, kendine ayıracak zamanı kalmıyor. 

Arkadaşı Hüseyin Nazmi, zengin bir ailenin çocuğu. Hüseyin Nazmi'nin kız kardeşi Lamia'dan hoşlanıyor Ahmet Cemil. Ama söyleyecek cesareti yok. 

Okuldan mezun olunca Hüseyin Nazmi, Dışişleri Bakanlığında çalışıyor. Ahmet Cemil, basın dünyasına giriyor. 

Ahmet Cemil’in kardeşi İkbal'e kısmet çıkıyor. Adı Vehbi. Ahmet Cemil'in çalıştığı matbaanın sahibinin oğlu. Damat iç güveysi olarak geliyor eve. Ahmet Cemil pasif kaldığı için damat evin kontrolünü ele geçiriyor. Ahmet Cemil, Vehbi'den hoşlanmadığı için artık evde vakit geçirmek istemiyor, geç geliyor eve, erkenden çıkıyor. Zaten hiç dinlenecek zamanı olmuyordu, artık hiç mi hiç olmuyor. 

Vehbi İkbal'e kötü davranıyor. İkbal mutsuz ama söylemiyor kimseye.

Vehbi’nin babası genç bir kızla evleniyor, bir süre sonra da felç oluyor. Vehbi, babasının felç olması ile genç karısı arasında çirkin imalı bağlantılar kuruyor.

Babasının felç olması üzere matbaanın da kontrolünü ele geçiriyor Vehbi. Ahmet Cemil’i de matbaada tutuyor. Matbaayı büyütmek istiyor Vehbi. Ahmet Cemil’in aklına giriyor ve evi ipotek yaptırtıyor. Hayır, Cemil hayııııııır!

İkbal hamile. Bir "Hayıııııııır!" çığlığı daha. Vehbi'nin umurunda değil. Evde durmuyor, akşamları gidiyor, nereye gidiyorsa? Babasına gittiğini söylüyor ama sağlığında babasını sevmeyen adam hastalığında niye gitsin? Acaba babasının genç karısıyla… Evde de Ahmet Cemil’lerin hizmetçisi Seher’e… Bu kısımlar açık değil. 

Ahmet Cemil bu arada ne zamandır yazmayı planladığı eserini nihayet yazıyor. Arkadaşlarına okuyor, beğeniliyor. Lamia da dinlemiş ki Cemil’in defterine not bırakmış, tebrik ederim, yazılı.

Ancak Ahmet Cemil'in bu eseriyle ilgili gazetede alaycı bir eleştiri yazılıyor. Yazan da yine aynı matbaada çalışan Raci adlı işe yaramaz bir adam. Hiçbir şeyi beğenmeyen, herkesi eleştiren, kendisi bir bok olmayan biri.

“Raci o adamlardan biri idi ki dünyaya hiçbir şey olmamaya mahkum edilerek geldikleri halde her şey olmak isterler.” Sf.27 

Karısını aldatmak bunda, çocuğuyla ilgilenmemek bunda. Karısı çocuğuyla matbaaya gelip kocasını soruyor bazen. Adam aynı zamanda sarhoş olduğu ve evin yolunu bulamadığı, başka bir kadınla ya da matbaada gecelediği için... 

Raci'nin çocuğu Nedim'e matbaada küçük bir iş veriyorlar ki aile açlıktan ölmesin. 

Ahmet Cemil drama kraliçesi olduğu için kendisi hakkında yazılan eleştiriye üzülüyor. Kız kardeşinin haline de üzülüyor. Lamia'ya olan sevgisine de üzülüyor. Üzülmekten başka yaptığı bir şey yok. Anca üzülsün.

Bir gün matbaanın idare müdürü Ahmet Şevki’ye bütün içini döküyor. Ahmet Şevki mantıklı adam. Tek tek cevap veriyor. "Sen eserine güveniyor musun? O zaman başarırsın, eseri basarız. Lamia’yı abisinden isteriz. Kız kardeşinin meselesi büyük. Evi ipotek ettin. Önce matbaayı geliştirip ipoteği kaldır, sonra kardeşini o adamdan boşatırız." İşte bu kadar yaaaa. Ahmet Şevki, aşkımsın artık. Ama Ahmet Cemil duygusalı anlayacak mı bakalım? Kahır kahır bir kenarda üzülmek varken çözüm için harekete geçecek mi?

Damat Vehbi evdekilerin huzurunu kaçırmaya ant içmiş gibi yine esip gürlüyor bir gün. Sizi ben besliyorum, diyor ki alakası yok. Hem iç güveysi, hem bu özgüven.  İkbal’den çıkarıyor öfkesini. Tekme atıyor kadına, kadın bebeğini kaybediyor, düşük yapıyor, sonra kendisi de ölüyor. Hadi bakalım! El birliğiyle öldürdünüz kadını. Hayatındaki bir erkek (kocası) aktif vahşiliği ile, diğer erkek (ağabeyi) pasif moronluğuyla öldürdünüz kızcağızı. Bu hıyarların arasında yaşamak mucize zaten. Şimdi o Vehbi’nin hapse girmesi lazım. Şikayet edin. Ama neredeeeee? Ahmet Cemil anca üzülsün. En fazla bir tokat atıyor Vehbi’ye. Bu yetiyor Ahmet Cemil’e. 

Vehbi tüm yavşaklığı ile olanlardan kendisini sorumlu tutmuyor. 

“İnsanlar ne tuhaftır! Fena bir şey yağmakta olduklarını hissedecek olurlarsa mutlaka en evvel vicdanlarını susturacak bir sebep bulurlar.” Sf.154 

Vehbi işleri de batırıyor sonra. Bu da içinin yağlarını eritiyor Ahmet Cemil’in. 

Bir de Raci var. Ahmet Cemil bu sevimsiz adama niyeyse manasız bir hoşgörü gösteriyor. Raci ağır hasta, ölecek. Onu hastanede ziyaret edip affediyor. 

Raci’nin karısı da hala kocam da kocam diye bu herifin yanında. Çocuğu için ayırdığı parayı Raci için kullanıyor. Hastanede ölmesin diyeymiş. Ah zavallı kadın!

Lamia da evleniyor başkasıyla. Hah, Ahmet Cemil'e yar olacak hali yoktu. 

Arkadaşı Hüseyin Nazmi de yurt dışına gidecekmiş. 

Ahmet Cemil de gitmeye karar veriyor. Çölle çevrili uzak diyarlara gitmek istiyor. Annesini alıp biniyor gemiye. Gemide düşünüyor eskiden gördüğü mai gece ile şimdi gördüğü siyah geceyi. Böyle denize bakarken atlamayı düşünüyor. Annesi seslenince kendine geliyor.

Ay ne diyeyim, her şey daha güzel olur inşallah Ahmet Cemil. Azıcık canlanırsın belki. Tebdil-i mekanda ferahlık vardır.

Kitapta Ahmet Cemil'e en yakışan tabir şu: "Miskin bir teslimiyet ile mağlup" (sf.365) Aynen öyle. 

Sana çok bilendim Ahmet Cemil. Baydın içimi. 

*

Kitabın benim okuduğum versiyonunda kitabın özgün ifadelerinin karşısına parantez içinde günümüz Türkçe karşılıklarını koymuşlar, ama çok koymuşlar. 

alaka (ilgi)

Mahcup (utanmış)

Ciddiyet (ağırbaşlılık)

Takdir edilmemek (beğenilmemek) gibi.

Bunları da anlamayacak değiliz herhalde. 

Bu kadar çok parantez, okuma keyfini kaçırıyor başta ama sonra alıştım. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder