25 Şubat 2022 Cuma

MİSKİNLER TEKKESİ

 


MİSKİNLER TEKKESİ

Reşat Nuri Güntekin

1946

İnkılap Kitabevi

208 Sayfa


Dilencilikle ne kadar çok para kazanılabileceği anlatılıyor kitapta. 

Kafamı karıştırma Reşat Nuri.  

*

Uzun uzun dilencilik çeşitlerinden bahsediliyor. Örneğin bir tür varmış, kadınları takip eder, yasak aşk yaşadığını anladığı kadınlardan şantajla para koparırmış.

Eskiden dilencilik için sakat çocuklar kullanılırken şimdi temiz yüzlü sevimli çocuklar revaçtaymış.

Dilenciler önceleri paralarını gömerlerken şimdi bankaya yatırıyorlarmış. 

Memurlara borç veren dilenciler varmış. Zira bir memur kadar hatta daha da fazlasını kazanmak mümkünmüş. Vergi olmaması da cabası.


*

Hikaye özetle şöyle;

Kitabın ana karakteri olan genç adam komşu kızı Mesrure'ye aşık oluyor. Önce Mesrure’nin babasını etkiliyor. Bunun için güzel yazı yeteneğini ve ezberlediği şiirleri kullanıyor. 

Mesrure ile evlilik isteğini dile getiriyor. Olumlu yaklaşılıyor.

Bu arada bu adamın kafası kocamanmış ama sima ile alay olmaz, estauzübillah küfre girer, o yüzden ben bir şey demiyorum bu konuda. 

Memuriyet işine giriyor adam. Meşrutiyet ilan edilince kadrolar değişiyor. 31 Mart vakasına karışan insanlarla sınıf arkadaşı. İttihatçılar ve Ahrar Partisi döneminde Ahrar taraftarı. Hep yanlış yerde yani. 

Sinop’a sürgüne gönderiliyor. Üç yıl sonra ittihatçıların devri bitince İstanbul’a geliyor. Arkadaşı Talat’ın yanında kalıyor. Talat fakir, çok çocuklu, evli bir adam. Ömrünün son demlerinde yani kitabın sonlarında Talat'ın karısı ölüyor, çocuklardan uzaklaşıyor, emekli oluyor ve bu defa o, adamın evinde kalmaya başlıyor.

Talat ona bir okulda öğretmenlik görevi buluyor. Okul özel okul ve sahipleri düzenbaz.

Savaş çıkıyor, asker olarak Mısır’a gidiyor. Askerde yazıcılık yapıyor. Bir katır tepmesi ile yaralanıyor. Gazi olup dönüyor. Yürüye yürüye Mısır’dan Konya’ya geliyor. Nasıl geldiğini kendisi de bilmiyor. Oradan İzmir’e geçiyor.

Yeniden askere gidiyor. Sefalet içinde dönüyor. Dilencilik yapıyor. Dilencilikle biraz para kazanıyor, toparlıyor. İzmir’de izbe bir yer diye Afrika zencilerinin kaldığı Tamaşalık'ta yaşıyor. Tamaşalık ahalisini şöyle tarif ediyor: "Konaklardan çırak çıkarılmış, yahut kaçmış, sürü sürü Gülfüdan bacılar ve onların erkekleri.” 

Daha önce bir konakta çalışmış olan Mesule bacı dadılık ediyor adama. Tıpkı çocukluğundaki gibi yine bir dadısı oluyor.

Bir gün genç ve yalnız bir anneyle karşılaşıyor. Kadının çocuğunun bakımını üstleniyor. Çocuğun adı İsmail. Adamı babası belliyor çocuk. 

İsmail’i yatılı okula veriyor adam. Çünkü çocuk büyüyüp onun dilencilik yaptığını öğrenince acıyor ona, üzülüyor. Kendisine böyle bakılmasından hoşlanmıyor adam. Dilencilik yaparken insanların ona acıyıp para vermesinde sıkıntı yok, ama kendisini baba belleyen çocuk böyle bakınca hoşuna gitmiyor.

İstanbul’a geliyor, burada da dilenciliğe devam ediyor. 

İsmail okulda başarılı oluyor. Babası bildiği adama hürmeti var ama bir yandan da ondan utanıyor. Adam da İsmail’i sevmek istiyor ama onun bazı huylarından rahatsız oluyor.

İsmail Avrupa’ya gidiyor, sonra Ankara’ya gidiyor, evleniyor. Karısını getiriyor tanıştırmaya. Artık utanmıyor adamdan. Bir sürü insanlar görmüş, zengin olup da dürüst olmayan, ağlaşan insanlar. Babası artık kıymetli gözükmüş gözüne. Gururla anlatıyor karısına geçmişini. Adam da sevinip “Sadakaların en muhteşemini senden aldım İsmail” diyor.

*

Kitapta şöyle bir tespit var, hoşuma gitti:

“Deniz kıyısında birtakım süprüntülere rastlanır. Ot mudur, yosun mudur, yani karaya mı aittir, yoksa denize mi kestirilemez. Dalga, onları alır, sonra tekrar dışarı atar; gene alır, geri getirir; fakat en sonunda getirmez, insanların da böyle köklerinden kopmuş bir süprüntü kısmı vardır ki, iki alem arasında uzun müddet bocalar.”

*
Dramatik bir hikayesi var kitabın aslında ama hüzünlenmedim. Dramdan hoşlanmam, okurken de darlanırım ama bu kitapta dramı okuyorum okuyorum, darlanmıyorum. Lokal anestezi gibi bir şey. Acıyı hissetmedim. Herhalde üsluptan kaynaklanıyor. Dümdüz anlatmış yazar, en sevdiğim. Seni bir duyguya zorlamıyor, serbest bırakıyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder