24 Ocak 2022 Pazartesi

BİR ŞEFTALİ BİN ŞEFTALİ

 


BİR ŞEFTALİ BİN ŞEFTALİ

Samed Behrengi

Türkçesi: Ömer Polat

Can Çocuk Yayınları

56 sayfa


"7 yaş üstü çocuk kitabı" diye sunulsa da ben çocuk kitabı olarak olumlu bulmadım. Ömer Seyfettin kitapları gibi. Çocuklara dram anlatmanın, acıklı hayatlar okutmanın iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. 

*

Hikaye şöyle;

Köylüler şeftali yiyemiyor. Zengin ağa alıyor bütün şeftalileri. İki çocuk yere düşen bir şeftaliyi yiyip çekirdeğini gömüyor. O çekirdek ağaç oluyor. Ama çocuklardan biri yılan sokması nedeniyle ölüyor, diğer çocuk da köyü terk edince küçük şeftali ağacı yalnız kalıp üzülüyor. Zengin ağaya hizmet eden bahçıvan ağacı buluyor. Ama ağaç küsmüş, meyve vermiyor. Bahçıvanın kesme tehdidine de kulak asmıyor. 

*

Şeftali yeme hakkı olan zenginler ve yiyemeyen fakirler üzerinden fakirlik-zenginlik arasındaki makası ve sınıf farkını anlatıyor yazar aslında. 

Fakir çocuklar yiyemiyorsa zenginler de yemesin diyerek direniş gösteren bir küçük ağacı anlatarak insanlara da yol gösteriyor. 

Hikayenin mesajını takdir edici buluyorum. Sadece çocuklar için uygun bulmuyorum. Kimisi muhtemelen çocuklar bunları öğrensin isteyecektir. Neticede hayatın gerçekleri bunlar öyle değil mi? Oysa ben bu gerçeklerden çocukları uzak tutmak gerektiğini düşünüyorum. Çocukken öğrenmesinin şart olduğunu sanmıyorum. Çocuğun acıyla tanışmasını öğretici bulmuyorum. Neşeyi, keyfi önemsiyorum. Bari çocukken neşeli olsun istiyorum. Büyüyünce öğrenir. Ancak benden öğrensin istemiyorum. Acıyı, kederi, dramı bir çocuk benden öğrenmesin. Bir çocuğa öğretmek isteyeceğim şeyler bunlar değil. 

Yazarın meşhur hikayesi Küçük Kara Balık'ı da çocuk kitabı olarak uygun bulmamıştım.

Bkz: Küçük Kara Balık

Ben çocuk kitabı profesörü müyüm? Değilim. Sadece kendimce çocukları üzmeyelim istiyorum. 

2 yorum:

  1. İçeriğini değil yalnızca çocukken okuduğum bir kitap olduğunu hatırlıyorum. O zamanlar tam olarak ne düşünmüştüm bilmiyorum ama bir hüzün hissediyorum. Çocukları üzmeme konusunda da her şeyin dozunda iken bir sorun teşkil etmediğini düşünüyorum ama eğer bu doz abartılırsa çok da iyi olmayabilir. Her çocuk çok farklı etkileniyor sonuçta. Ama tabii ki de çocuklar üzülmesin. Kendileri neşeli oldukları gibi bizim de neşe kaynağımız olsunlar ve etrafa hep saf enerjilerini saçıp mutluluk yaysınlar. Yorum için teşekkürler, emeğine sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç üzülmesin, hüzünlenmesin yavrucaklar. Hep neşeli, mutlu olsunlar dilerim.
      Teşekkür ederim.

      Sil