7 Nisan 2020 Salı

DİJİTAL KALE



DİJİTAL KALE

(Digital Fortress)

Dan Brown

1998

Çeviren: Sezer Soner

Odtü Yayıncılık

317 sayfa

Dan Brown'ın ilk kitabı. 

Yazarın "Cehennem" ve "Da Vinci Şifresi" adlı kitaplarından sonra bu kitabını okudum. İlk bunu yazdığını öğrenince "Yaaa yerim" tatlışlığı oluşturdu bende. Çünkü daha sonraki kitaplarında canavar gibi, fişşek gibi bir şifre-ipucu-kaçma kovalamaca, bilgi yığını var. Bu kitap bunların başlangıcı, tohumu yani. Yaa yerim.

*

Dan Brown 1964 doğumluymuş. Bu kitabın yayınlandığı yıl 34 yaşında. Ama kitap sanki daha genç birinin kaleminden çıkmış gibi. Kitabın baş karakterleri olan kadın ve erkeği betimleme tarzından bu kanıya ulaştım. 

Kadın karakter olan Susan için hem akıllı, hem yüksek iq'lu, hem de çok çekici, o uzun bacak boyunda o yüksek iq'un olduğuna inanmak zor... gibi tabirleri var. 

"Bu bacakların 170 IQ taşıdığını düşünmek neredeyse imkansız." sf.9

"Narin, güzel hatlar; dolgun, sıkı göğüsler ve tamamıyla düz bir karın. David, o ana dek karşılaştığı uygulamalı matematik ve sayılar kuramı alanında doktora yapmış ilk mayo mankeni olduğunu söyleyerek takılıyordu ona sık sık." sf.17

Erkeği de (David) yine çok akıllı, çok çekici, çok iyi squash oynuyor diye tanıtıp başını çeşmeden akan suyun altına koyup serinlerken nasıl da Biscolata erkeği olduğunu anlatıyor.

"Rakibini ezip geçtikten sonra kafasını bir çeşmenin altına sokup siyah, gür saçlarını ıslatarak serinler, sonra da saçlarından hala sular damlarken rakibine bir çörekle birlikte meyve kokteyli ısmarlardı." sf.9

Çok komik değil mi?



*

Bu kitapta, dünyanın en teknolojik bilişim sistemini koruma mücadelesi anlatılıyor. Amerika'da herkeslerin bilgisayar sistemine girip ülke güvenliği ile ilgili çalışmalar yapan bir şirket varmış. NSA (Ulusal Güvenlik Teşkilatı) Bütün dünyadaki elektronik istihbarat verilerini topluyor ve ABD'nin gizli bilgilerini koruyormuş. Ama varlığı herkesçe bilinen bir kurum değil. Kurumun kendisi de gizliymiş. 

Bu kurum şifre kırma makinesi yapmış. TRANSLTR. Bu da gizli. Halk arasında duyulmuş bir ara, maillerimizi okuyorlar, özelimiz kalmadı diye halktan isyanlar olmuş. Özellikle EFF (Elektronik Öncüler Vakfı) NSA'ya karşı lobi yapıyormuş. "Hükümet dairelerinin Orwell tarzı kulak misafiri olma gücü" diyorlarmış NSA için. NSA böyle bir şey olmadığını, denediklerini ama başarısız olduklarını, TRANSLTR'in işe yaramadığını yalanını atmış, halk böyle bilsin ve itirazlar sussun diye. 

*

Ensei Tankado, NSA çalışanı ama NSA'nın bu çalışmasından memnun değil. Hükümetin herkesin haberleşme ağına ulaşabilmesini tehlikeli buluyor. 

Susan Fletcher, NSA'da kriptograf ve tam devletçi bir kafaya sahip. NSA ülkemizi düşmanlardan koruyor diye düşünüyor. Ya düşman senin ülkense? Ya düşman senin çalıştığın yerse? Hükümetlere bu kadar güvenilir mi ay? Saf mısın? Değilsin de, çok iq'lu bir insanmışsın, bu saf güven niye?

David Becker, Susan'ın nişanlısı. Üniversitede hoca. Georgetown Üniversitesi'nde profesör ve yabancı dil uzmanı. Susan'ın David'de bulduğu tek kusur, hesabı hep David'in ödemek istemesi, Susan'a izin vermemesiymiş. Halbuki Susan David'den daha çok kazanıyormuş. Ne varmış Susan ödeseymiş.

*

Strathmore, Susan'ın patronu.

*

Kitabı Dan Brown kitabı haline getiren kaçmaca kovalamaca şöyle çıkıyor;

Susan ile David, güzel bir tatil planı yapmışlarken David aniden gidiyor, sonra açıklayacakmış sebebini.

Susan da işe gidiyor. Patronu çağırıyor. Bir bakıyor ki TRANSLTR on beş saattir bir şifreyi kırmaya çalışıyor. Normalde on dakikada halledermiş bu işleri. 

Strathmore diyor ki bu çözülemez şifreymiş. 

TRANSLTR'yi çalışamaz hale getiren Ensei Tankado imiş. 

Tankado'nun annesi Hiroşima'ya atılan atom bombası nedeniyle radyasyona maruz kalmış, Tankado'yu doğururken ölmüş. Tankado özürlü doğmuş. Babası da bu nedenle ondan utanıp onu terk etmiş. Tankado da kendisine bunları yaşatan ülkeden intikam almak istemiş. 

Ayrıca NSA'da çalışan Tankado, TRANSLTR'ye karşı çıkıp onun insan hakları ihlali olduğunu söylediği için Strathmore, Tankado'nun güvenilirliğini yok eden söylentiler yayıp onun itibarını sarsıyor ve susturuyor. 

Susan, TRANSLTR'nin ülkeyi pek çok saldırıdan koruduğunu düşünüp "Demokrasiyi anarşiden ayıran hassas bir kapı var. NSA da bu kapının bekçisi" diye savunuyor sistemi. 

Peki "Bekçilere kim bekçilik edecek?"

"Hükümetimizin gerçekten insanların menfaatini düşündüğünü mü söylüyorsun? Peki ya gelecekteki hükümetler gerçekten bizim menfaatlerimizi düşünmezlerse ne olacak? Bu, sonsuza dek geçerli olacak bir teknoloji" sf.226

Tankado, "Dijital Kale" adını verdiği bir istihbarat silahı yapıyor. TRANSLTR'i dünyaya açıklayın, insanların e-postalarını okuyabildiğinizi itiraf edin, yoksa bu program piyasaya çıkarsa modemi olan herkes NSA'nın çözemeyeceği şifreler gönderir, NSA'nın istihbaratı işe yaramaz hale gelir diye tehdit ediyor. 

Uyuşturucu kartellerinin sevkıyatları izlenemez, şirketler arkalarında hiç iz bırakmadan para transferleri yapabilir, teröristler rahatça birbirleriyle iletişim kurabilir...vb

Tankado, Dijital Kale'yi şifrelemiş. Onu açan, altmış dört karakterden oluşan, geçiş anahtarı kendisindeymiş. Onu da açık artırmaya çıkarmış.. 

Tankado, öldürülme ihtimaline karşın bir de ortak edinmiş. Birisi Tankado'yu vurursa ortağı anahtarı yayınlayacakmış. Ortağının adı North Dakota. Takma isim. 

Ancak daha sonra Tankado'nun Sevilla/İspanya'da ölü bulunduğu haberi geliyor. 

Kalp krizinden ölmüş. Strathmore, bu ölüm haberinin gizli kalmasını sağlamış. Tankado'nun ortağı duyup geçiş anahtarını yaymasın diye. O yüzden bir an önce ortağı bulmalılar. Strathmore, Susan'ı bu yüzden çağırmış. David'i de İspanya'ya göndermiş. Tankado'nun öldüğünde üzerinde bulunan her şeyi alıp gelsin diye. Strathmore, kimse şüphelenmesin diye David'i göndermiş. Kendi adamlarından birini gönderirse bir terslik olduğu duyulurmuş. David, Susan'ın patronu istiyor diye kabul ediyor bu işi, bir de ulusal güvenlik meselesi denince karşı çıkamıyor.

*

Susan, bilgisayardan aratıyor North Dakota ismini. Ve iş arkadaşı Hale Greg'in North Dakota adıyla Tankado ile mailleşmelerini görüyor. Yani North Dakato, Hale Greg imiş. 

Mi acaba?


*

David'in macerasına gelelim. 

Öldüğünde Tankado'nun üzerinde geçiş anahtarının bir kopyası vardır diye düşünen Strathmore, David'i İspanya'ya gönderip Tankado'nun öldüğünde üzerinde olan tüm eşyaları getirmesini söylüyor. Bunun ulusal güvenlik meselesi olduğunu söylüyor.

David morga gidiyor. Tankado'nun eşyalarını alıyor. 

Morg görevlisi bir de yüzükten bahsediyor. Tankado ölmeden önce yüzüğünü yanından geçen Kanadalı bir turiste vermiş. Strathmore yüzüğün geçiş anahtarı olduğunu düşünüyor, Tankado Dijital Kale'nin geçiş anahtarını yüzüğün üzerine kazımış olmalı. David'e yüzüğü bulmadan gelme diyor. 

David, Kanadalı turistin hastaneye kaldırıldığını öğreniyor. Hastaneye gidip adamı buluyor. Adam da yüzüğü yanında kızıl bir fahişe olan şişman Alman turiste verdiğini söylüyor. Kadının adı Çiğdamlası imiş.

David, telefon rehberinden escort numaralarına bakıp Çiğdamlasının yerini öğreniyor. Kadının şişman bir Alman ile otelde olduğunu öğrenince otele gidiyor. Kadını ve adamı buluyor. 

Kadın da yüzüğü meğer punkçı bir kıza vermiş.

David, punkçıların bindiği otobüsle punkçıların takıldığı bir mekana gidiyor. Orada kızı değil ama kızı tanıyan bir çocuk buluyor. Çocuktan kızın adının Megan olduğunu ve havalimanında olduğunu öğreniyor. 

Havalimanına gidiyor. Kızı buluyor. Yüzüğü alıyor.

Bu arada David'i gölge gibi takip edip onun konuştuğu insanları sonradan öldüren biri var. Hulohot. Strathmore puştu tutmuş. David yüzüğü bulunca David'i de öldürtecek.  

David birinin peşinde olduğunu ve kendisini öldüreceğini anlayınca kaçıyor, o kaçma kovalamacada Hulohot ölüyor. 

Tankado'yu öldüren de Strathmore'un emriyle Hulohot'muş. Travma silahı ile öldürüp Tankado'nun kalp krizi geçirmesine sebep olmuş. 

*

NSA'nın müdürü Leland Fontaine de olayların bir kısmını biliyor.  David'in kurtarılmasını sağlıyor. 

*

Yukarıda,  Hale, bu mailleri Strathmore'un bilgisayarından kopyaladığını söylüyor, demiştim. Ama Susan inanmıyor, Allah gibi güveniyor Strtahmore'a. 

TRANSLTR'nin saatlerdir bir şifreyi çözemediği başka çalışanlar tarafından da fark ediliyor ve bir terslik olduğu anlaşılıyor. Chartrukian adlı çalışan bu terslik konusunda Strathmore'u uyarıp yetkili birimlere haber vereceğini söylüyor. Strathmore bu adamı öldürüyor gizlice ve suçu Hale'e atıyor.  

Strathmore'un amacı Dijital Kale'yi kendi sistemleri için kullanmak. "NSA'nın elinde Dijital Kale dışında  her algoritmayı çözen bir bilgisayar var, deriz. Dolayısıyla herkes Dijital Kale'ye balıklama atlar... bizim onu çözebildiğimizi bilmeksizin!" sf.203 

Böylece Strathmore kahraman olur. 

Susan North Dakota mail adresini araştırınca aslında North Dakota'nın Ensei Tankado olduğunu fark ediyor. Tankado kendine mail gönderiyormuş. Hatta NDAKOTA harfleri de aslında doğru yazıldığında TANKADO çıkıyor. Ortağı olduğu bir uydurmaymış. Hatta Dijital Kale diye bile bir şey yokmuş. Tankado, e-postalarına gizlice girmesi için NSA'yı kandırmış, onları bir ortağı olduğuna inandırmış ve çok tehlikeli bir dosyayı indirmelerini sağlamış. Çözülemez bir algoritma ve Dijital Kale hiç olmamış aslında. Virüsmüş bu. TRANSLTRY'yi yok etmek için. O TRANSLTRY'den bütün dünyanın haberi olsun istedi, insanların mahremiyetini savundu, ama kimse ona inanmayınca O da kendisi yok etmeye karar verdi. 

*

Strathmore Tankado'nun kendisini kandırdığını anlayınca önce Hale'i öldürüyor. Sonra Hale'in ağzından tüm suçları ve sorumluluğu üstlenen bir intihar mektubu yazıyor.  Susan'a aşkını da itiraf ediyor. Ama Susan, David'in Strathmore yüzünden ölümle burun buruna olduğunu da öğreniyor. O arada bina patlıyor. Susan önceden binayı terk ediyor. 

*

Müdür Fontaine ve ekibinin olduğu başka bir birimde David ile görüntülü konuşma yapılıyor. David, elindeki yüzükte yazan yazıyı söylüyor ekibe. "Quis custodiet ipsos custodies" Yani "Bekçilere kim bekçilik edecek!" (Juvenal'in Satires'inden) Tankado'nun en sevdiği sözmüş. 

Ama şifre bu değilmiş. Sadece sayısal alan gerekiyormuş şifre için. Yani yüzüğün bir anlamı yokmuş. 

AHAHAHHHAHAHAHHHAHAHA

Boku bokuna mıydı yani bunca tantana AHAHAHAHHA

*

Programlama satırlarında hiçbir işe yaramayan "öksüz" denilen satırlar oluyormuş. Tankado da bunlardan bırakmış programına. O satırdaki harfleri "Sezar Kutusu" denilen kare şeklinde sıralayınca HİROŞİMA İLE NAGAZAKİDEN SORUMLU OLAN UNSURLAR ARASINDAKİ ASIL FARKLILIK yazısı çıkıyormuş. 

Kimyasal unsur dediği kimyasal element. Uranyum ve plütonyum. İzotopları birinin U238 diğerinin U235miş. Ne etti? 3

Şifre bu. Bunu girince kurtarıyorlar sistemi.

*

Tankado, ölürken yüzük değilmiş derdi. Parmaklarıyla 3 yapmaya çalışıyormuş. 

*

Bu arada Tokugen Numataka adlı, Numatech adlı şirketini geleceğin Microsoft'u yapmak isteyen bir Japon iş adamına, kendisini North Dakato olarak tanıtan bir kişi Dijital Kale geçiş anahtarını satmayı teklif etmişti. Numataka kabul etmişti. Ama öğreniyoruz ki kendisini North Dakato olarak tanıtan bu kişi Strathmore imiş. 

*
Numataka da aslında Tankado'nun babasıymış. 

*

Okuması da buraya yazması da çok yorucu oluyor Dan Brown kitaplarını. Böyle bir keşmekeşi okuyup sonra unutursam çok sinirlenirim, boşu boşuna mı bu saçmalıkları okudum diye. O yüzden uzun uzun yazıyorum ki sonradan unutunca -ki unutacağım evet, kaçınılmaz- buraya yazdıklarımı okuyunca bir parça hatırlarım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder