10 Nisan 2020 Cuma

GÜNLERİN KÖPÜĞÜ



GÜNLERİN KÖPÜĞÜ

(L'Ecume Des Jours)

Boris Vian 

1947

Çeviren: Elif Ertan

E Yayınları

1.Basım - Ekim 2005

195 sayfa


Aşk hikayesi.

Adam kadına aşık olur. Kadın hastalanır ve ölür. 

Bu hüzünlü hikaye kitapta komik mi desem, absürt mü desem, kesin edebi teknik olarak bir ismi vardır bu tarzın, düş gibi anlatılmış. 

*

Colin, zengin bir adam. Serveti sayesinde çalışmasına gerek yok. Zaten çalışmaya gönlü de yok. 

Arkadaşı Chick ise maddi açıdan zor durumda. Colin ona yardım ediyor Chick'in gururunu kırmayacak şekilde. 

Chick, Jean-Sol Partre adlı yazarın fanatik hayranı. Onun tüm kitaplarını alıyor, konferanslarını takip ediyor. Varını yoğunu bu koleksiyona harcıyor. Bu konferansta tanıştığı Alise ile de bu yüzden evlenemiyor. Çünkü evlenmek için parası yok. Colin'in evlilik için verdiği parayı da şuursuzca Partre'nin el yazmaları ya da elinin değdiğini öğrendiği nesnelere harcadığından elinde avucunda bir şey kalmıyor.

Alise, Colin'in aşçısı Nicolas'ın yeğeni. Nicolas iyi bir aşçı, aşçı kimliğini takındığında İngiliz uşak gibi davranıyor. 

Colin Alise'i beğeniyor. Aslında ikisi de birbirini beğeniyor ama Alise ile ilk Chick tanıştığı için Colin buna saygı duyuyor. 

Ben Colin ile Alise'i eninde sonunda birlikte olur sanıyordum ama hiç yollarından sapmadılar.

*

Colin, arkadaşı Isis'in köpeğinin doğum günü partisinde bir kızla tanışıyor. Chloe

Colin, Alise'i ve Alise ile Chick'in ilişkisini gördükten sonra zaten aşık olmaya hazırdı. Özeniyordu aşık olmaya ve aşk yaşamaya. Bu sırada Chloe çıktı karşısına. Başkası çıksa başkası olurdu belki. O yüzden bana pek gerçek gelmemişti aşkı, fakat utandım sonra. 

*

Colin ile Chloe evleniyorlar. Düğünlerinin güzel olması için paraya acımıyor Colin. Bu kısım çarpıcı. Çünkü Chloe öldüğünde Colin fakirleşmiş durumda ve Chloe'nin cenazesi, düğünün tam zıttı. (Yani tabii zaten düğün ile cenaze, insanların yaşadığı duygular anlamında zıttır da burada kastettiğim törenin kalitesi anlamında. Düğünde rahip, çalışan, herkes dört dönüyor iken cenaze için parası olmayınca aynı insanların sırt çevirmesi can sıkıcı.)

Colin ile Chloe'nin mutlu yuvası Chloe'nin hasta olması ile gölgeleniyor. 

Ciğerinde nilüfer çiçeği varmış Chloe'nin. 

Kitabın başta dediğim o düş gibi olan kısımları bunlar. Mesela Colin evde fare besliyor, seviyor, okşuyor onu. Fare de evcil köpek gibi. 

Su borusundan yılan balığı avlıyorlar. Akşam yemeğinde onu yiyorlar. 

Küçük pembe bulutlar yere inip sizi ve sevdiceğinizi gözden uzak tutabiliyor.

Bunun gibi şeyler.

*

Chloe'nin iyileşmesi için su içmemesi lazım. Su içerse içindeki çiçek büyür çünkü ve daha çok hasta olur.

Colin, Chloe iyileşsin diye elinden geleni yapıyor. Bu arada parası da artık suyunu çekiyor ve hiç istemediği halde çalışmak zorunda kalıyor.

Çeşitli işlerde çalışıyor. Mesela silah sanayine giriyor. Topraktan silah yetiştiriciliği. İşçiler toprağa yatıyor, toprağa verdikleri ısı ile silah tohumları büyüyor ve büyüyen silahları topluyorlar.

Deli saçması gibi şeyler. "Büyülü gerçeklik" Tamam, adı bu.

*

Chloe iyileşemiyor. 

Onun sağlığı kötüye gittikçe her şey de kötüye gidiyor. 

Yaşadıkları ev küçülüyor. Yemekler tatsızlaşıyor. Mecazi olmanın ötesinde... Fiziksel olarak gerçekleşiyor bunlar. 

*

Beri yanda Chick, Partre namlı küf-bok-çamur yazıları yazan adamın eserlerinin koleksiyonunu yapacağım diye paralar harcamaktan vergi borçlarını ödeyemiyor ve cezalara maruz kalıyor.

Chick'in bu zaafından faydalanıp onu kazıklayan kitapçıları tek tek bulup dükkanlarını yakıyor Alise. Bununla da kalmıyor, Partre ile de konuşup bir daha kitap yazmamasını söylüyor. Ama tabi adam kabul etmediği için onu da öldürüyor.

Chick ve Alise böyle bitiyor.

Colin ile Chloe de, Chloe'nin ölümü ve Colin'in cenaze için para bulamaması nedeniyle tabutunun omuzlar üzerinde bile taşınmayıp camdan aşağı atılması ile bitiyor.

*

Bir dert başınıza geldiğinde üzülürsünüz, belki ölmeyi bile düşünürsünüz ya. Sonra bir şekilde o dert geçer gider. Ama sonra benzer dert bir daha gelir diyelim. Hadi yine üzüldün, ağladın. Yine geçti gitti. Ve o dert bir daha geldiğinde artık üzülemez ve işi dalgaya vurursun ya. İşte o andan sonrasında anlatılmış gibi bu hikaye. Aşk acısı, ölüm acısı, iş acısı, fakirlik acısı... Üst üste gelmiş, hepsine üzülsen kafayı yiyeceksin. Hepsine gülerek kafayı yemek hayatı daha yaşanılır kılıyor belki de.

*

Yıllar önce okumuşum bu kitabı ama hiç hatırlamıyordum: http://birazkitap.blogspot.com/2014/05/gunlerin-kopugu.html

*


Kitabı okuduktan sonra filmini de izledim. Kitapla birebir aynı. Ama kitaptan aldığım duyguyu alamadım filmden. O değil de, ne güzel konuşuyorlar Fransızca Fransızca. 


2 yorum:

  1. Sözlükte özlenmişsiniz efenim. Umarım o büroyu açmayı başarmış, güzel noktalara gelmişsinizdir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,

      Sözlük'e hesabımla ilgili bir sıkıntıdan giremiyorum. Mail-şifre konusunda bir sorun var, anlamadım. Açıkçası umursamadım da.

      Büroyu açtım. Güzel noktalara gelme konusu daha olmadı ama halimden memnunum.:)

      Çok teşekkür ederim.

      Sil