28 Kasım 2016 Pazartesi

SAF VE DÜŞÜNCELİ ROMANCI


SAF VE DÜŞÜNCELİ ROMANCI

Orhan Pamuk

2011

Yapı Kredi Yayınları

1. Baskı - Haziran 2016

110 sayfa


Orhan Pamuk'un 2009 yılında Harvard Üniversitesi'nde verdiği ders notlarından oluşuyor kitap.
Konu elbette edebiyat.

"Roman okurken kafamızda neler olup biter?" sorusuyla başlıyor ilk ders. 

"Romanları gerçek sanarak okuruz." diyor Pamuk. Karakterleri, olayları bir kurgunun ötesinde gibi görürüz.

Okuyucu, romandaki kurguyla roman yazarının hayatı arasındaki farklılığı ayırt edemezmiş bazen. 

Orhan Pamuk da sık sık "Siz bunları gerçekten yaşadınız mı?" sorusuna maruz kalmış. Özellikle Masumiyet Müzesi zamanında. O kadar ki Pamuk'un yakın bir arkadaşı bile romandaki Kemal karakterini bizzat Orhan Pamuk sanıp Kemal'in yaşadığı eve gitmeye kalkmış.

Lafını da koymuş Pamuk:

"Roman sanatının temel özellikleri açısından daha ilginç olan şey, film seyircisinin saflığına gülümseyen, filmlerde kötü kahramanları canlandıran yarı ünlü oyuncuların İstanbul sokaklarında öfkeli seyirciler tarafından tanınınca azarlanmasına, dövülmesine hatta linç edilmeye çalışılmasına kahkahalar atan 'bilgili, kültürlü' okuyucuların, daha sonra bana 'Orhan Bey siz Kemal misiniz, bunları hakikaten yaşadınız mı?' diye sormadan edememeleridir." sf.29

*

Romanlar bize ne öğretir?

"Edebi romanlar bize hayatı ciddiye almayı, her şeyin elimizde olduğunu, kişisel kararlarımızın hayatımızı şekillendirdiğini göstererek öğretir. Kişisel kararın ve seçimin az olduğu kapalı, yarı kapalı geleneksel toplumlarda, roman sanatı zaten çok az gelişir." sf.37

*

Orhan Pamuk, başta resme meyletmiş. Ama sonra roman yazmaya karar vermiş. Çünkü;

"Büyük bir resme bakarken, her şeyin karşısında olmanın coşkusunu duyar, resmin içine girmek isteriz. Büyük bir romanın ortasındayken ise, bütününü göremediğimiz bir alemin içinde olmanın baş döndürücü zevkini hissederiz."(...) "Resmin karşısında dururuz, budur ilk tepkimiz. Romanın ise hemen içine girmek isteriz." sf.56

Kendisi romancılığı şöyle tanımlıyor: "Önemli şeylerden önemsizmiş gibi ve önemsiz şeylerden önemliymiş gibi bahsetme sanatı." sf.92

Tolstoy'un Anna Karenina'sından çok bahsediyor kitapta. Ağırlıklı olarak bundan örnekler vermekle birlikte başka pek çok kitaptan da bahsediyor. 

Hem bir roman okuru hem de bir roman yazarı olarak tecrübelerini anlatmış. Bu dersleri dinlemek de keyifli olurdu muhakkak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder