10 Nisan 2014 Perşembe

FİLİN YOLCULUĞU





FİLİN YOLCULUĞU



(A Viagem do Elefante)



Yazarı. Jose Saramago



Çeviren: Pınar Savaş



Yayınevi: Turkuvaz Kitap



Sayfa Sayısı: 198





Portekiz Kralı III. Juan, Avusturya arşidükü Maximilian’a fil hediye etmeye karar verir.



Filin, Portekiz’den tee Avusturya’ya (Viyana) yolculuğu kolay değil tabi. Büyük bir koruma kafilesiyle yola çıkar fil.



Filin adı “Süleyman” bu arada.



Terbiyecisi de “Subhro”. Hintli bir adam kendisi.



Fil, Portekiz kralına herhalde Hindistan’dan hediye geldi. Portekiz kralı da Avusturya’ya hediye ediyor. Borcam muamelesi yapıyorlar koca file.



Kitabın konusu tastamam bu.



Bu yolculuğu 198 sayfalık roman haline getiren, Saramago’nun içinde biriktirdikleri. Aslında filin yolculuğu falan hikaye, Saramago’nun anlatacakları varmış, filin yolculuğunu bahane ederek anlatmış.



Ben de bazen buraya okuduğum kitapları yazarken aslında kitabı bahane olarak kullandığım çok olur. Kitabın bende açtığı düşüncelerle bir başlarım, kitap çok uzaklarda kalır.



Filin yolculuğu, uzun ve zahmetli bir yolculuk oluyor ama kazasız belasız varıyorlar Austurya’ya.



Burada, fil terbiyecisinin adı oluyor “Fritz”



“Süleyman”ın adı da oluyor “Muhteşem Süleyman”



Ve evet, hikaye Kanuni Sultan Süleyman döneminde geçiyor.



Kitapta enteresan bir kullanım var. Yazar, kitapta noktalama işareti olarak sadece nokta ve virgül kullanmış. Özel isimlerde de büyük harf kullanmamış. Okurken başta karmaşık gibi geliyor ama sonra alışılıyor. Buradan noktalama işaretleri ve dilbilgisi kurallarının önemini anlıyorum. Tırnak, kesme işareti, büyük-küçük harf, ünlem, soru işareti, noktalı virgül, paragraf… bunlar önemli şeyler.



Elif Şafak'ın son kitabı “Ustam ve Ben”in de kapağında, bu kitabın kapağındaki gibi fil var. Orada da bir fil ve terbiyecisi varmış. O yüzden intihal muhabbetleri olmuştu. Onu da okursam bir çift laf da ben ederim. Okumadığım için şimdilik eksik kalayım.



Ama bu aynı kitap kapaklarını bir türlü anlayamıyorum. Yeryüzünde kitaba konulabilecek hiç mi bir kapak resmi kalmıyor da daha önce kullanılmış olanı kullanıyorlar, gel de akıl erdir buna.



Bakınız:  Ustam ve Ben:




Bakınız: Kardeşimin Hakiyesi - Zülfü Livaneli




Bakınız: Deli Aşk - Peride Celal


Bakınız: Çıplak e Yalnız - Hamdi Koç


Bakınız: Bulamadım bunun benzerini. Yani aslında var bu kitap kapağının çok benzerini kullanmış başka bir kitap da şimdi aklıma gelmedi hangi kitap olduğu. Ama var yani, bilin.

2 yorum:

  1. Kapak konusunda hemfikirim. Kardeşimin Hikayesi'ni okumama engel olan en büyük neden şu anda. Bir nevi çalıntı gözüyle bakıyorum sanırım.

    YanıtlaSil
  2. "Çalıntı" çok ağır olur. Sadece başka kapak mı kalmadı yahu?

    YanıtlaSil