ŞEYTANIN SAATİ
(A Hora do Diabo)
Yazarı: Fernando Pessoa
Çeviri: Işık Ergüden
Yayınevi: Can Sanat Yayınları
Basım Yılı: 1. Basım -2008 , 2. Basım – Ocak 2013
Sayfa Sayısı: 43
Fernando Pessoa, değeri ölümünden
sonra anlaşılan bir yazar.
Ölümünden sonra değerinin
anlaşılması… Kahır bela. Neyleyim ben öldükten sonraki değeri.
Pessoa’nın ölümünden sonra bir
sandıktan yirmi bini aşkın el yazması çıkmış.
Valla benim de yirmi bin olmasa da
birkaç bin sayfa el yazmam var. 1999’dan beri günlük tutuyorum ben. Ölümümden
sonra değerim bunlar sayesinde anlaşılacaksa, bence de lütfen ölümümden sonra
anlaşılsın. Hayattayken olursa utanırım.
Kitap, şu satırla başlıyor:
“No light, but rather darkness
visible”
Bunun benim kafamdaki çevirisi şu:
“Işık yok ama o kadar da karanlık
değil”
Kitaptaki çevirisi ise şu:
“Bu yalımlardan, ışık değil,
Görünür bir karanlık fışkırır.”
Teknik imkanım el verse, gerçekten
kafama tüküresim var."
Bu kadar güzel, şairane, ruhlu bir
çeviri karşısında bendekine bak.
Kitaptaki mevzu şu;
Maria, yolda şeytanla karşılaşıyor.
Şeytana sorular soruyor. Şeytan da bilgece cevaplar veriyor. Ve bu konuşma,
kadının hamile kalmasına yol açıyor. Yani aslında sadece bu konuşma, bir çeşit
sevişme etkisi yaratıyor.
Çevirmenin, kitabın başında verdiği
kısa bilgi yazısından aktarayım, o daha güzel ifade etmiş;
“Maria’nın, sorularıyla monolog
yapmasına olanak tanıdığı Şeytan, kadına değil (gelecekteki) çocuğa hitap
etmektedir. Ve kadının rahmindeki meyveyi söz yoluyla dölleyen, onun herhangi
biri olmasını engelleyip onu şair olarak ilan eden Şeytan’dır ve Maria, sadece
onu dünyaya doğru taşıyacak bir bavul görevi görmektedir.”
Nitekim, daha sonra Maria doğurup,
çocuğu büyüyünce, Maria ile Şeytan arasındaki bu konuşmayı hatırlatır bir rüya
gördüğünden bahsediyor çocuk:
“Söylesenize anne… Annelerin bazı
anılarının çocuklara aktarılabildiği söylenir. Düşümde sürekli olarak gördüğüm,
ama başımdan geçen hiçbir şeye bağlayamadığım bir şey var. Bu, kırmızılar giyinnmiş,
çok konuşan bir adamın belirdiği garip bir yolculuğun anısı”
Annesi, saçmalık diye
değerlendiriyor tabi bunu.
Ama bir de bunun yanı sıra alternatif
başka bir son var. Orada anne, bu karşılaşmayı tabi birebir söyleyemese de
andıran bir şeyler anlatıyor.
Satırların altını çize çize bir hal
oldum. Çok bilge bir şeytan profili çizmiş yazar:
“Her şey, bir şeye karşı koyduğu
için yaşar. Ben, her şeyin karşı koyduğu şeyim. Ama, eğer ben var olmasaydım
hiçbir şey var olmazdı, çünkü karşı konulacak bir şey olmazdı.”
“Benim büyülü silahlarım müzik, ay
ışığı ve düşlerdir.”
“En iyi yapıtlarım ay ışığı ve
alaydır.”
“İnsan hayvandan, sadece bir hayvan
olmadığını bildiği için ayrılır.”
“Bilimin temeli cehaletimizi
bilmektir.”
"Ağaçların ve ay ışığının olduğu
şahane bir manzaranın karşısında yapayalnızken ne düşündüğünüzü hatırlıyor
musunuz? Hatırlamıyorsunuz, çünkü beni düşündünüz."
“Tanrısı ve Şeytanıyla, içindeki
tüm insanlar ve onların gördükleri her şeyle birlikte bu evren, sonsuza dek
çözülmeye çalışılacak bir hiyerogliftir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder