İRTİCA VE BÖLÜCÜLÜĞE KARŞI MİLİTAN DEMOKRASİ
Yazarı: Vural Savaş
Yayınevi: Bilgi Yayınevi
Basım Yılı: 2000
Yazarı Vural Savaş olarak gösteriliyor ama ben Vural Savaş ne yazmış göremedim. Kitabın yazarı değil de , derleyeni olarak gösterilmesi daha yerinde olurdu. Zira kitap sırf, konu hakkında profesörlerin, gazetecilerin yazdıklarının biraraya getirilmesinden oluşturulmuş. İlginç olarak Refah ve Fazilet partilerinin kapatılmasına dair iddianameler de var.
Kitap dönüp dolaşıp aynı şeyleri tekrarlıyor. Özellikle '' Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin hiçbir döneminde olmadığı şekilde irtica tehlikesiyle karşı karşıyadır.'' lafı artık gına getiriyor. Doğruluk payı yok değil, ama 1997'de kullanılmış bu cümleyi hala duymak, ''artık yeter!'' dedirtiyor.
Gerçi hep Vural Savaş'a yüklenmemek lazım. O dönem Refah ve Fazilet Partisi mensuplarının söyledikleri hiç yenilir yutulur şeyler değil. ''Kanlı mı kansız mı'' muhabbeti, ''partiye yardım etmek, dine yardım etmektir...'' gibisinden laflar da ne oluyor?
Yalnız Vural Savaş'ın iddianamelerde verdiği örneklerin bir kısmı hayli sert, katı.
Mesela terör konusunda Almanya'dan bir örnek vermiş. Hakimler telefonlarının dinlendiğinden bahsediyor. sf 366 ''...Alman mevzuatı , bazı şartlar altında ilgililere haber vermeden muhaberatın gizlice dinlemesine imkan sağlamaktadır. Buna karşı yargı yoluna başvurmak mümkün değildir.'' AİHM de bunu uygun buluyor.
Keza Abd'den ilginç bir örnek. Orada mafya patronu yakalandığında, onun malvarlığının belli bir oranı onu yakalayan polis teşkilatına ait oluyormuş. Yalnız bence bu durum suistimale çok açık. Polis, her zengin için öküzün altında buzağı aramaya başlayabilir. Belki de benim için fesat.
Terör konusunda çok hassasız haklı olarak. Devletin buna engel olmasını istiyoruz. Ancak bunu yaparken hukukun bazı kurallarını hiçe saymak acaba meşru mudur? Sanırım Vural Savaş da kendi içinde bunun tartışmasını yaşıyor.
Mesela İspanya Anayasasında silahlı gruplar ve terörle mücadele amacıyla, kişi özgürlüğü ve özel hayat ve aile hayatının korunmasına ilişkin hükümlerin askıya alınabileceği, polisin yakalanan kişinin gözaltında bulunduğu sürece herhangi bir kimse ile görüşme ve haberleşmesini de yasaklama yetkisine sahip olduğu,İngiltere'nin idari tutuklamalar yaparak ve tutuklama nedenlerini sanık ve yakınlarına bildirmeyerek AİHS 5.maddesini ihlal etmesi...gösterilen örnekler arasında.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder