14 Ekim 2024 Bu kitabı okumam ama çok da anlamamam
sorunsalı.
Bence biraz Amerikan olduğu için anlamadım. Siyahi
kadın – siyahi erkek, beyaz kadın – beyaz erkek, köleler, kızılderililer…
Bunlara dair bende bir alt yapı olmadığı için bu konulardan uzun uzun bahsetmesi
bende pek yer etmedi.
*
Kitaptan anladığım kadarıyla bir doğumda atanan cinsiyet
var. Genital organa göre anlaşılıyor. Ama bu bir cinsiyet tayini için yeterli
değil diyorlar. Çünkü interseksler var. Demek ki genital organ cinsiyet
tanımlamada yetersiz. Ama büyük ölçüde insanların baktığı husus bu. Sonra da
buna göre ailenin yetiştirmesi ve toplumun beklentisi oluyor. Buna da toplumsal
cinsiyet deniyor. Diye anladım ben. Yazarın ifadesiyle:
“Çocukların içine kız ya da oğlan gibi kelimeler
koyuyoruz. Bu, onların izinleri alınmadan yapılan ve hayatları boyunca karşılık
vermek zorunda oldukları bir müdahaledir.” Sf.27
Bebek doğuyor. Genital organına bakıyoruz. “Bu organın
görünürlüğü, doğumda atanan cinsiyetin temel belirleyicisidir. Gözlerimizi
bebeğin vücuduna diker ve bir okuma yaparız. Her şey beklendiği gibi
görünüyorsa, bebeğin cinsiyeti “olan” bir kelime atarız. (…) Kelime kağıtlara
geçer ve sesli olarak söylenir ancak onu bedene yapıştırmanın bir yolu yoktur.
Beden, kendi kelimesinden fiziksel olarak ayrıdır. (…) Kelime, ancak daha sonra
çocuğun içine girip çocuğun kendisini temsil eden bir kelime haline gelir.”
Sf.50
İnterseks çocuklar ve trans çocukların sanki daha önce
yoktu da yeni modaymış gibi lanse edilmesine karşı çıkıyor yazar. Eskiden de bu
çocukların var olduğunu ama eskiden bu çocukların tıp tarafından dönüştürüldüğünü
anlatıyor. Ameliyatlarla, hormonlarla bu çocuklar genital organlarıyla uyumlu
hale getirilmeye çalışılırmış.
*
Bunları açacağını vadediyor kitabın başlarında,
nitekim açıyor da sanırım ama ben pek anlayamadım bunlarla bağlantısını. Irkın
ve paranın özellikle paranın her şeyle bağlantısı var muhakkak ama kitapta bu
kısmı netleştiremedim. Para derken örneğin oyuncak sektöründen bahsediyor. Bunu
elinde tutan Mattel firması farklı cinsiyette çocuklar için oyuncaklar yaparak pazarını
genişletmeye çalışıyormuş. İşin parayla ilgili kısmı sadece bu mu anlayamadım.
“Oğlanlar oyuncak bebeklerle oynamaz. Elbette bazıları
oynar, ancak ellerinde bir oyuncak bebek görüldüğü anda, ona vurmuyorlarsa,
oğlanlıkları sorgulanmaya başlar.” Sf.28 Bunu anlayabiliyorum. Oyuncakların da
cinsiyetleri varmış gibi davranılıyor, evet.
*
ABD’de askere gitmek isteyen translar, tıbbi
maliyetler gerekçe gösterilerek askere alınmıyormuş. Translar bu duruma
tepkiliymiş.
Askerlikle ve erkeklikle ilgili çarpıcı bulduğum şöyle bir değerlendirme var kitapta:
Kitaptan öğrendiğim bazı yeni kavramlar var. Çevirmenin
notuyla:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder