7 Ekim 2024 Pazartesi

ALMANCA DERSİ

 


ALMANCA DERSİ

(Deutschstunde)

Siegfried Lenz

1968

Almanca aslından çeviren: Ayşe Sarısayın

Can Yayınları

1.Basım – Ocak 2024

509 sayfa

 

Hiç kendimi veremedim ben bu kitaba. Çok detaylı buldum ve detay gördüğüm yerleri atlaya atlaya okudum. Okuduğum kadarıyla beğendim.

*

Islahevindeki gençlere kompozisyon ödevi veriliyor. Konu görev tutkusu. Baş karakter Siggi bir türlü başlayamıyor yazmaya. Başlayamamasına psikologlar çeşitli tanılar koyuyor. Ama başlayamamasının sebebi aslında acı hatıraları. Nitekim sonunda başlıyor yazmaya ve bu defa da durmak bilmiyor.

*

Nazi dönemi Almanya’sı. Siggi’nin babası polis. Ressam bir komşuları var. Naziler, yozlaşmış sanat diye gördükleri dışavurumcu resimler yapan bu ressamın resim yapmasını yasaklıyorlar. Siggi’nin babası olan kasabanın polisi bu yasağı ressama tebliğ ediyor ve yasağa uyup uymadığını da denetliyor. İşte ona verilen bu denetleme görevi polisin adeta bir organı oluyor. Bu görevden alıkoyamıyor kendisini.

Ressam resim yapması yasaklanınca boş kağıtlara görünmez resimler yaptığını söylüyor. Polis bu boş kağıtlara da el koyuyor.

Komşuluk, arkadaşlık, hal hatır hiçbir şey görmüyor polisin gözü. İlle de ressamın resim yapmasını engelleyecek, engellemesine rağmen yaptığı resimlere el koyacak.

Bu polisin küçük oğlu Siggi de ressamı bir seviyor bir seviyor. Onun resimlerini beğeniyor. Ve ressamın resimlerini babasından kaçırıyor. Resimleri saklıyor. Öyle ki ressamın da haberi olmuyor bu durumdan. Siggi için ressamın resimlerini alıp saklamak bir takıntıya dönüşüyor. Ve artık adı düpedüz hırsızlık oluyor. Çünkü devir değişiyor, artık ressamın resim yapması yasak değil. Ama Siggi durduramıyor kendini. Sanki babasının resimleri toplama görevi konusundaki tutkusu Siggi’ye sirayet etmiş, o da topluyor ama babası gibi cezalandırmak amacıyla değil korumak amacıyla.

Siggi’nin bir ablası ve ağabeyi var. Ağabey askerden kaçıyor. Babası yaralı oğlunu ceza alacağını ve hatta belki idam edileceğini bile bile ihbar ediyor. Hayatta kalıyor ağabey ama babası onu yok sayıyor. Abla da babasından uzaklaşıyor. Siggi zaten ıslahevinde.

Siggi nihayet ödevini bitirip teslim ediyor. Artık çıkabilir, özgürlüğüne kavuşabilir, ama ne yapacağını bilmiyor, bir planı yok.

*


Kitabın filmi de var. Filmi kitaptan daha çok sevdim. Daha yalın. Kitapta okumaya üşendiğim detaylar filmde yok. Ana konuyu anlatıyor ve yeterli buluyor film. Ben de yeterli buldum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder