4 Ekim 2024 Cuma

BURASI MAHKEME

 

BURASI MAHKEME

Yeni Türkiye’de Yargı Rejimi

Canan Coşkun

2019

İletişim Yayınları

1.Baskı – 2019

165 sayfa

 

Kitabın yazarı Canan Coşkun adliye muhabiri. Başta Cumhuriyet gazetesinde çalıştığı dönemde gazetenin geçirdiği yargılamalar olmak üzere dönemin önemli davalarını izlemiş, haber yapmış, kitabında da o dönemi anlatmış.

*

Yazarı olduğu Cumhuriyet gazetesine karşı AKP’nin açtığı davaları 3 döneme ayırmış yazar:
1. Akp ve Gülen işbirliği sürerken yaşanan Ergenekon dönemi: Bu dönemde gazetenin baş yazarı İlhan Sekçuk, Mustafa Balbay, Erol Manisalı tutuklanmıştı yazıları nedeniyle.
2. 17-25 Aralık soruşturmaları: Süreci haberleştirme faaliyeti nedeniyle açılan basın davaları olmuştu.
3. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası: FETÖ’ye üye olmak suçlamasından açılan davalar

O dönemler öyle  ki mahkeme bazen bütün gün Cumhuriyet gazetesi yazarlarına açılan davalara bakıyordu.

*

Dönemin anlayışına ışık tutması açısından şu cümle önemli:

“O günlerde mahkemeler, Anayasa Mahkemesi kararına hâlâ uyduğu için” Sf.51

Can Dündar ile ilgili davadan bahsediyor. Gerçekten o dönem, olması gerektiği üzere, Anayasa Mahkemesi kararlarına uyuluyor ve aksi düşünülemiyordu.

Hatırlayalım.

29 Mayıs 2015. Cumhuriyet gazetesi manşeti “İşte Erdoğan’ın Yok Dediği Silahlar” Genel yayın yönetmeni Can Dündar’ın haberi. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu haber üzerine Can Dündar için “Bedelini ödeyecek” dedi, ardından Can Dündar tutuklandı. Kamuoyunda Mit Tırları Davası diye bilinen dava süreci başladı. Can Dündar’ın tutukluluğu ile ilgili Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru üzerine Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı verdi. Bu karar ile Can Dündar tahliye edildi. İşte o günlerde Anayasa Mahkemesi kararlarına hala uyuluyordu. Ardından Recep Tayyip Erdoğan “Karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” dedi ve artık mahkemeler Anayasa Mahkemesi kararlarına uymamaya cesaret buldu kendilerinde. Can Dündar’a da bu arada devletin gizli kalması gereken belgelerini açıkladığı gerekçesiyle 5 yıl 10 ay hapis cezası verildi.

*

Sonra Altanlar (Ahmet Altan – Mehmet Altan) davasında AYM yine hak ihlali kararı verdi. Ama İstanbul 13 ve 26. Ağır Ceza mahkemeleri bu karara uymadı ve tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkemeler artık AYM’yi görev gaspı yapmakla suçlamaya başladı.

*

Altanlar ve Nazlı Ilıcak’ın yargılandığı davalarla ilgili yazar,  duruşmada hakimin dinlemez, umursamaz tavırlarından, söz hakkı isteyen avukatları kovmasından bahsediyor. Nazlı Ilıcak’ın duruşmalarda ağlaması, tahliye istemesi, oğlunun ve kızının duruşmalara katılmaması, annelerinin yanında olmaması… vb

*

Atilla Taş da FETÖ kapsamında yargılanan bir isim. Attığı Fetö adına suç işlediği iddiasıyla 3 Eylül 2016’da tutuklandı.

Eskiden şarkıcıydım, şimdi gazetecilikten tutukluyum. Ham çökelekten tutuklansam daha mantıklıydı… gibi ifadeleriyle de olayın absürtlüğünü dile getirmişti.

Atilla Taş tahliye edildiğinde kendisi ile beraber tahliye olanlarla ilgili tepkiler üzerine yeniden tutuklama kararı verilmişti. Taş’a da örgüt adına suç işlediği gerekçesiyle 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verilmişti.

*

Hukuk adına garabetlerin işlendiği üstelik de hukukçular tarafından işlendiği bir acayip dönem yani.

Bu dönemlerin kitaplaştırılmasını önemli buluyorum. Yaşanırken harala gürele geçiyor, yeni olaylarla zaten hemen dağılıyoruz. Derli toplu anlatılması önemli.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder