12 Kasım 2021 Cuma

YAKIN

 


YAKIN

Ege Soley

2020

Doğan Novos Yayınları

1.baskı- Temmuz 2020

160 sayfa

 

Tam şişmelik bir kitap benim için. Bayık bayık aforizmalar.

“Çok basit ama çok zor bir iş. Çok kısa ama çok uzun bir hikaye. Anlaşılabilir gibi, ama tarif edilebilir gibi değil.” Sf.13

Ne diyorsun? Nedir derdin?

*

Kendine yakınlaşmaya çalışıyormuş yazar. “Kendim dediğim insana biraz daha yaklaşmak” istiyormuş. Çünkü insan hep uzakmış kendisine, hep yarımmış. 

Ayyyhhh şişiyorum.

İnsan “Bazen yalnız kaldığında kendi elini tutup okşayacağına, o el ile yersiz bir bilek güreşine girişiyor” Sf.15

Ahahahha içli içli kurulan bu cümleler bende feci halde gülme isteği uyandırıyor. Ben duygusuz bir öküz olabilirim.

 *

Bir hayat tanımı var yazarın:

“Hep taze çiçekler, mis kokular, kolalı manşetler, ütülü paçalar değildir hayat. Yürürken köşesi kırık bir kaldırım parçasından su sıçrar üstüne, paçan ıslanıverir.” Sf.23

Offfff! 15 yaşında olsam belki etkilenirdim ama +30 yaş için artık böyle laflar öööegghhh! (15 dedim ama ben 20’li yaşlarımın sonuna kadar böyle arabesktim aslında, aramızda kalsın.)

Yazar bu aralar çok düşünüyormuş gerçekten mutlu muyum diye. Düşünme yav. Düşünerek varılabilecek bir cevabı var mı ki bunun? 

*

Kitabın sonlarına doğru güzel bulduğum bir şey okudum. Einstein’in bir sözüne atıfla: "Bir sorun olduğunda, bu sorunu, onu yaratan zihinle çözemeyeceğini hatırla.” Sf.136 diyor.

 “Daha başka bir akıl, başka bir yol gerekli.” Sf.136

 Hah, bunu sevdim. Akıl akıldan üstündür nitekim.

“Çok fazla sorunu zihnin uyduruyor, aklın yaratıyor. Sonra kalbine inandırıyor, duygularının ayarını bozuyor. Hiç olmayanları, hiç olmayacakları durduk yere aklın yaratıyor.” Sf.136

Bu doğru. Bunun doğruluğu bu kitaplarda okuyunca pek inandırıcı gelmeyebiliyor ama şu kitaplarda daha tatmin edici oluyor:

Bkz: Beyin Senin Hikayen

Bkz: Incognito

Beynin çalışma prensibini anlatan kitaplar ile kişisel gelişim kitapları benzer şeyleri söylüyor aslında. Hangisine meyilliyseniz onu alırsınız.

*

Yazar, tanımlamaya doyamadığı hayatı son bir kez daha tamamlayarak bitiriyor kitabı: “Hayat, hatırla ister” Sf.159

Şiştim.

Böyle soyut soyut laflar ne işe yarıyor, ben anlayamıyorum. Ne anlam çıkarılabilir, ne işe yarayabilir?

*

Yazarın kendi kendiyle konuşması niteliğinde kitap. Yemin ediyorum bak sene 2015-16. Aynı böyleydim ben de. Mıymıy arabesk. Gerçi yazar pozitif yönde mıymıy. Ben bunun depresif yönde olanıydım. Burada yazar ne kadar hayat şöyle güzel, böyle yardım eder, canımız doğamız, içimizdeki güç oley… diyorsa ben de hayat bok gibi, keşke ölsem, ne biçim dünya… diye düşünüyordum. Ve hatta bu harikulade düşüncelerimi yazıyordum. Defterler dolusu kin kusmuştum. Sonra hepsini attım o defterlerin. Attım rahatladım.

*

Neticede beni etkilemedi kitap. Ama muhakkak etkiledikleri vardır.

*

Biraz Nil Karaibrahimgil tadı aldım kitaptan.

Bkz: Kelebeğin Hayat Sırları

Onu seven bunu da sever sanırım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder