5 Ocak 2020 Pazar

BU BÖYLEDİR



BU BÖYLEDİR

Mustafa Kutlu

1987

Dergah Yayınları

13. Baskı - Eylül 2014

90 sayfa


Çağlayan Adliyesinin kütüphanesinde, öğle arasının bitmesini beklerken okudum bu kitabı. 

Hikayeler birbirinden kopuk değil, sevdim bunu.

1. BU BÖYLEDİR

Lunaparkta baba Süleyman Koç, karısı ve kızı. 

Adam lunaparkta ördek vururken, kızının gönlünü eğlerken kendi geçmişini düşünüyor. Başarılı bir öğrenciymiş, felsefeden kalmış, öğretmeni "Harcanmasın bu çocuk" demiş. "Bozuk para mıyım ben?" diyor. 

Kronolojisini geçiriyor aklından. "Bu böyledir" diye bitiriyor sonra.


2. BAHTIMIN YILDIZI

Zinnure'yi okuyoruz. Temizlikçi kız. Temizliğe gittiği konakta aman da aman ne güzel temizlenmiş burası, kim temizlemiş burayı diye övülmeyi hayal ediyor. 

Meğer Süleyman'ın karısıymış bu Zinnure. Ama daha karısı olmadan önceki zamana ait bu hikaye. Süleyman'ı görüyor bazen Zinnure. Felsefe diye bir şeyi de ilk ondan duyuyor.


3. SÜLEYMAN'IN SEÇİMİ

İlk iki öyküde dokunulan felsefe hocası nihayet kendini gösterdi. 

Süleyman, ailesi ile lunaparktayken felsefe hocası Şinasi Bey'i görüyor. 

"Sorbon'da okumuş derlerdi. Uzun zaman bunun Şinasi Bey'e ne gibi bir güç kazandırdığını düşünmüşümdür. Buralarda ne işi var? Beni felsefeden iki yıl üst üste bırakmakla ne kazandı?" sf.31

Yine geçmişine gidiyor Süleyman.

Yorgancı Hafız Yaşar Amcanın yanından banka memurluğuna geçişi, kravatla birlikte işe de bağlanması. O kravat geliyor aklına sonra, karısına soruyor lunaparkta o kravat neredeydi diye. Karısı da bilmiyor tabii. Kravatının bekçisi mi?

Sonra karısından yakınıyor kendi kendine:

"Kaç zamandır, ne söylesem elini şöyle bir sallayıp amaaaaan sen de deyiveriyor." sf.34

Öffff, ben de öyle derdim. Şurada lunaparka çocuğu eğlendirmeye gelmişiz, adamın kafasından geçenlere bak. Felsefene de kravatına da başlatma şimdi bee.


4. RED CEPHESİ

Hafız Yaşar'ın toprağını yok etmek istiyorlar. Dükkanını almak istiyorlar. Hafız vermek istemiyor. 

Rivayetler çıkıyor, yıkıma gelen dozerciye felç inmiş, malzemeler bozulmuş, mühendis garip rüyalar görmüş... diye.

"Bak. Sanıyorum toprak, bundan böyle toprak olmaktan çıkacak. Ağaca ağaç gibi bakmayan, toprağa toprak diyerek basmayan, adama da adam gibi muamele etmeyi bırakacak." diyor endişeli.

Haklı.

Zaman değişiyor.

Buna cevabı ise:

"Zaman... Her zaman aynı. Güneş aynı, ay aynı, ağaçlar ve insanlar aynı, sevgi ve nefret, korku ve ümit hep aynı. Dualar aynı. Kıble tek."

Bilmem.


5. MANİFATURA

Süleyman'ın dayısı manifaturacı Rafet Efendi.

Ben en çok bu hikayeyi sevdim galiba.

Rafet Efendi işinde başarılı. Süleyman'ı okutuyor. Ama okutmasa mı diye düşünüyor. Okuyunca ne olacak çünkü.

Kızı ile Süleyman'ı evlendirmeyi düşünüyor. Süleyman iyi, akıllı, dürüst çocuk. İşlerin başına Süleyman'ı geçirir, kafası rahat eder. Ama kız kardeşinden (Süleyman'ın annesinden) çekiniyor. 

İşleri düşünmekten başka bir şey yapamıyor. Namazlarını kaçırıyor bu uğurda. İmama yakalanıp "Bu cuma seni aramızda göremedik Rafet Efendi" demesinden kaçıyor. 

Namaz kılarken de aklında hep iş güç kaygıları. Kitapta bu kısım çok eğlenceli geldi bana. Namaza duruyor Rafet Efendi ama aklı hep başka yerlerde.


6. KAHKAHA ÇİÇEĞİ

Heh, felsefe hocasının hikayesi.

Kendisi de "Süleyman'ı niye bıraktım, sarhoşluğuma geldi demek." diyor.

Manyak. Senin sarhoşluğun çocuğun iki yılını yemiş.

Felsefe hocası, karısıyla boşanma sürecinde. Okuldan başka bir öğretmene aşık olmuş. O kadını gözlüyor parkta. Kadın lunaparka gidince hoca da peşinden gidiyor. Kahkaha aynalarına girip güldürüyor kendisine. 


7. SU SESİ

Zabıt katibi Sabahat. Namuslu kadın. Herkes laf atıyor ama o dönüp bakmıyor. Mahallenin namus bekçisi, laf atma ve benzeri sarkıntılıklar edip cevap vermediğini görünce Sabahat'in çok iyi kız olduğuna karar vermiş.


8. SON

Tekrar lunaparkta, Süleyman ve ailesinin yanındayız.

Süleyman bir fırın kazanıyor oyundan. İhtiyaçları da var, isabet oldu. 

Artık çıkmak istiyorlar lunaparktan.

Ama çıkamıyorlar. Çıkışı bulamıyorlar. Sordukları kimse çıkışı bilmiyor ya da yanlış biliyor. Polise soruyorlar, o da bulamıyor çıkışı. Kaldılar lunaparkta. Ay çıldırtıcı bu kısımlar, kabus gibi. 

Bir sarhoş geliyor yanlarına, buradan çıkış yok, kalabalığa karışın  diyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder