25 Ocak 2020 Cumartesi

BOYALI PEÇE



BOYALI PEÇE

(The Painted Weil)

W. Somerset Maugham

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

5. Basım – Ocak 2019

228 sayfa


Enfes bir kitap.

O kadar beğendim, o kadar beğendim ki, bu kadar beğenilebilir.

Bir çırpıda okudum.

*

Kitty genç, güzel, neşeli, enerjik bir kadın. Annesi Kitty için iyi bir kısmet istiyor. Ama olmuyor. Annesi Kitty’nin evde kaldığı iması yapıyor.

Kitty de tam bu esnada gelen Walter Fane’nin evlilik teklifini kabul ediyor.

Walter çekingen bir adam. Bakteriyolog.

Evlendikten sonra Walter’in işi sebebiyle Çin’e gidiyorlar.

*

Kitty hayat dolu bir kadın ama Walter sessiz sakin, işinde gücünde.

Tabii bu Kitty’nin kocasını aldatmasının bahanesi olamaz.

Kitty, Walter’ı aldatıyor Charles adında sömürgelerden sorumlu bakan yardımcısı ile.

Kitty ile Charles evde yatak odasındayken, kapının kolu açılmaya çalışılıyor. Ama kapı kilitli olduğu için açılmıyor.

Kitty korkuyla kapıyı açtığında kimseyi görmüyor.

Ama meğer Walter olanları görmüş. Görmüş, görmezlikten ve bilmezlikten gelip gitmiş.

Kitty, Walter’in bilip bilmediğini merak ediyor. Soramaz da tabii.

Bir gün Walter, kolera salgınının olduğu bölgeye gideceğini, Kitty’nin de kendisiyle gelmesini istediğini söylüyor.

Kolera salgını varsa ölüm de vardır. Kitty gitmek istemediğini söylüyor.

Walter da, o zaman boşanma dilekçesini veriyorum diyor.

Açık açık konuşuyorlar. Kitty, zaten Walter’ı sevmediğini, Charles ile birbirlerini sevdiklerini söylüyor.

Walter boşanmak için şöyle bir şart koşuyor. Charles da karısından boşanacak ve Kitty ile evlenmeyi taahhüt edecek.

Kitty, Charles’in bunu kabul edeceğinden emin. Ancak Charles bu konuda yan çiziyor.

Kitty, Charles’in kendisi için her şeyi yapacağını sanarken Charles:

“Canım, aşık bir erkeğin söylediği her lafı kelimesi kelimesine ciddiye almamak gerek.” diyor Charles. Sf68

“Bir adam hayatının geri kalanını onunla geçirmek istemeden de bir kadına aşık olabilir.” Sf.78

Demek Walter biliyormuş Charles’in böyle kaypaklık edeceğini.

*

Walter artık Kitty’nin yüzüne bakmıyor. Konuşmuyor. Karı koca hayatı yaşamıyorlar.

Komşuları, hükümet temsilcisi Waddington. Kitty bir onunla konuşabiliyor.

Bir de kilisedeki rahibelerle.

Rahibeler köydeki çocuklarla ilgileniyorlar. Kitty de orada ufak tefek işler yapıyor.

Walter’ın köyde ne kadar başarılı olduğunu Kitty, rahibelerden ve Waddington’dan öğreniyor. Walter köyde sevilen, saygı duyulan, başarılı biri oluyor.

*

İkisi de çok mutsuz. Walter mutsuzluktan ölecek kadar mutsuz. Sadece işle ilgileniyor. Onda da kendisini korumuyor.

Kitty, Walter’in hayatını böyle zehir etmesini çok üzülüyor. Anlam da veremiyor.

“Aptal bir kadının kocasını aldatması gerçekten bu kadar önemli miydi? Ve neden kusursuzluğa böylesine yakın olan kocası bu durumu dert ediyordu? Walter kadar zeki bir adamın oran duygusundan bu denli nasibini almamış olması garipti.” Sf121

Doğru. Tamam aldattıysa aldattı. Olan oldu. Boşanmadınız, madem devam ediyorsunuz, hayatınıza da devam edin.

*

Kitty hamile olduğunu öğreniyor.

Çocuğun kimden olduğunu soran Walter’a “bilmiyorum” diyor ama gayet Charles’tan çocuk. Walter yalan bile olsa çocuğun kendisinden olduğunu duymaya ve buna inanmaya hazırdı aslında.

Walter, bu haberi de soğukkanlılıkla karşılıyor.

*

Sonra da ölüyor.

Diyorlar ki Walter kendi üzerinde deneyler yapmış.

Walter ölüm döşeğindeyken Kitty, kendisini affetmesi için Walter’a yalvarıyor. Kini Walter’ı bitirdi çünkü. Affetse hafifleyecek.

Ama Walter son söz olarak “Asıl ölen köpekti” diyor.

Bir şiirden bu. Okuyucu nasıl yorumlarsa artık.

Aslında bir anlamı bile olmayabilir. Koleradan son nefesini veren bir insanın zihni sağlıklı çalışmaz, kendini kaybedermiş. Belki bu sözü Sokrates’in ölmeden önce söylediği son sözü gibidir. “Askleipos’a bir horoz adadık; onu yerine getir, unutma”

*

Kitty, kocasının ölümünün ardından baba evine dönüyor. Yoldayken annesi ölüyor.

Charles’ın karısı Dorothy, Kitty’i bir süre misafir ediyor. Kitty bence kabul etmemesi gereken bu teklifi kabul ettiği gibi bir de Charles’in kurlarına cevap veriyor ve Charles ile yatıyor. Pişman oluyor sonra.

Ah be Kitty.

Kitty, hayatının bundan sonrasını babasının yanında geçirmeyi planlıyor.


Filmini de izledim. O da güzeldi. Onu da çok beğendim.

Ama kitaptan farklılıkları vardı.

En göze çarpan farklılık filmdeki Walter’in çok ön planda olması. Kitapta Walter adeta bir konu mankeni, ön planda olan Kitty. Filmde Walter rolünde Edwart Norton var. Edwart Norton’ı kitaptaki karakter gibi geri planda tutmak mümkün olmazdı tabii. 

Okuyucu Walter’ın kolera ile mücadele kapsamında neler yaptığını bilmiyor. Üçüncü kişilerden duyuyor sadece çok başarılı olduğunu. Filmde ise Walter’ın mücadelesini izliyoruz.

Filmde Hollywood beklentilerini karşılar şekilde Walter ile Kitty yakınlaşıyor. Kitapta asla böyle bir yakınlaşma yok.

Kitty’nin hamile olduğu haberini kitapta Walter buz gibi karşılarken, filmde babasının kim olduğunun önemli olmadığı, beraber büyüteceklerini söylüyorlar.

Filmde Walter ölmeden önce Kitty’den af diliyor. Halbuki kitap tam tersi.

Filmin sonunda Kitty, yanında küçük oğlu dışarıda dolaşırken Charles’ı görüyorlar. Kitty, Charles’ın iltifatlarına kayıtsız kalıp onu umursamayarak yoluna devam ediyor. Kitapta ise yukarıda anlattığım gibi.

Kitap daha gerçek, insani zaaflara yer veriyor.
Film ise film seyircisini tatmin edecek şekilde daha yumuşak.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder