BOYALI PEÇE
(The Painted Weil)
W. Somerset Maugham
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
5. Basım – Ocak 2019
228 sayfa
Enfes bir kitap.
O kadar beğendim, o kadar beğendim ki, bu
kadar beğenilebilir.
Bir çırpıda okudum.
*
Kitty genç, güzel, neşeli, enerjik bir
kadın. Annesi Kitty için iyi bir kısmet istiyor. Ama olmuyor. Annesi Kitty’nin
evde kaldığı iması yapıyor.
Kitty de tam bu esnada gelen Walter Fane’nin
evlilik teklifini kabul ediyor.
Walter çekingen bir adam. Bakteriyolog.
Evlendikten sonra Walter’in işi sebebiyle
Çin’e gidiyorlar.
*
Kitty hayat dolu bir kadın ama Walter
sessiz sakin, işinde gücünde.
Tabii bu Kitty’nin kocasını aldatmasının
bahanesi olamaz.
Kitty, Walter’ı aldatıyor Charles adında
sömürgelerden sorumlu bakan yardımcısı ile.
Kitty ile Charles evde yatak odasındayken,
kapının kolu açılmaya çalışılıyor. Ama kapı kilitli olduğu için açılmıyor.
Kitty korkuyla kapıyı açtığında kimseyi
görmüyor.
Ama meğer Walter olanları görmüş. Görmüş,
görmezlikten ve bilmezlikten gelip gitmiş.
Kitty, Walter’in bilip bilmediğini merak
ediyor. Soramaz da tabii.
Bir gün Walter, kolera salgınının olduğu
bölgeye gideceğini, Kitty’nin de kendisiyle gelmesini istediğini söylüyor.
Kolera salgını varsa ölüm de vardır. Kitty
gitmek istemediğini söylüyor.
Walter da, o zaman boşanma dilekçesini
veriyorum diyor.
Açık açık konuşuyorlar. Kitty, zaten
Walter’ı sevmediğini, Charles ile birbirlerini sevdiklerini söylüyor.
Walter boşanmak için şöyle bir şart
koşuyor. Charles da karısından boşanacak ve Kitty ile evlenmeyi taahhüt edecek.
Kitty, Charles’in bunu kabul edeceğinden
emin. Ancak Charles bu konuda yan çiziyor.
Kitty, Charles’in kendisi için her şeyi
yapacağını sanarken Charles:
“Canım, aşık bir erkeğin söylediği her
lafı kelimesi kelimesine ciddiye almamak gerek.” diyor Charles. Sf68
“Bir adam hayatının geri kalanını onunla
geçirmek istemeden de bir kadına aşık olabilir.” Sf.78
Demek Walter biliyormuş Charles’in böyle
kaypaklık edeceğini.
*
Walter artık Kitty’nin yüzüne bakmıyor. Konuşmuyor.
Karı koca hayatı yaşamıyorlar.
Komşuları, hükümet temsilcisi Waddington. Kitty
bir onunla konuşabiliyor.
Bir de kilisedeki rahibelerle.
Rahibeler köydeki çocuklarla ilgileniyorlar.
Kitty de orada ufak tefek işler yapıyor.
Walter’ın köyde ne kadar başarılı olduğunu
Kitty, rahibelerden ve Waddington’dan öğreniyor. Walter köyde sevilen, saygı
duyulan, başarılı biri oluyor.
*
İkisi de çok mutsuz. Walter mutsuzluktan
ölecek kadar mutsuz. Sadece işle ilgileniyor. Onda da kendisini korumuyor.
Kitty, Walter’in hayatını böyle zehir
etmesini çok üzülüyor. Anlam da veremiyor.
“Aptal bir kadının kocasını aldatması
gerçekten bu kadar önemli miydi? Ve neden kusursuzluğa böylesine yakın olan
kocası bu durumu dert ediyordu? Walter kadar zeki bir adamın oran duygusundan
bu denli nasibini almamış olması garipti.” Sf121
Doğru. Tamam aldattıysa aldattı. Olan
oldu. Boşanmadınız, madem devam ediyorsunuz, hayatınıza da devam edin.
*
Kitty hamile olduğunu öğreniyor.
Çocuğun kimden olduğunu soran Walter’a “bilmiyorum”
diyor ama gayet Charles’tan çocuk. Walter yalan bile olsa çocuğun kendisinden olduğunu
duymaya ve buna inanmaya hazırdı aslında.
Walter, bu haberi de soğukkanlılıkla karşılıyor.
*
Sonra da ölüyor.
Diyorlar ki Walter kendi üzerinde deneyler
yapmış.
Walter ölüm döşeğindeyken Kitty, kendisini
affetmesi için Walter’a yalvarıyor. Kini Walter’ı bitirdi çünkü. Affetse hafifleyecek.
Ama Walter son söz olarak “Asıl ölen
köpekti” diyor.
Bir şiirden bu. Okuyucu nasıl yorumlarsa
artık.
Aslında bir anlamı bile olmayabilir.
Koleradan son nefesini veren bir insanın zihni sağlıklı çalışmaz, kendini kaybedermiş. Belki bu sözü Sokrates’in ölmeden önce söylediği son sözü gibidir. “Askleipos’a
bir horoz adadık; onu yerine getir, unutma”
*
Kitty, kocasının ölümünün ardından baba evine
dönüyor. Yoldayken annesi ölüyor.
Charles’ın karısı Dorothy, Kitty’i bir
süre misafir ediyor. Kitty bence kabul etmemesi gereken bu teklifi kabul ettiği
gibi bir de Charles’in kurlarına cevap veriyor ve Charles ile yatıyor. Pişman
oluyor sonra.
Ah be Kitty.
Kitty, hayatının bundan sonrasını
babasının yanında geçirmeyi planlıyor.
Filmini de izledim. O da güzeldi. Onu da çok beğendim.
Ama kitaptan farklılıkları vardı.
En göze çarpan farklılık filmdeki Walter’in
çok ön planda olması. Kitapta Walter adeta bir konu mankeni, ön planda olan
Kitty. Filmde Walter rolünde Edwart Norton var. Edwart Norton’ı kitaptaki
karakter gibi geri planda tutmak mümkün olmazdı tabii.
Okuyucu Walter’ın kolera
ile mücadele kapsamında neler yaptığını bilmiyor. Üçüncü kişilerden duyuyor
sadece çok başarılı olduğunu. Filmde ise Walter’ın mücadelesini izliyoruz.
Filmde Hollywood beklentilerini karşılar
şekilde Walter ile Kitty yakınlaşıyor. Kitapta asla böyle bir yakınlaşma yok.
Kitty’nin hamile olduğu haberini kitapta Walter buz
gibi karşılarken, filmde babasının kim olduğunun önemli olmadığı, beraber
büyüteceklerini söylüyorlar.
Filmde Walter ölmeden önce Kitty’den af
diliyor. Halbuki kitap tam tersi.
Filmin sonunda Kitty, yanında küçük oğlu dışarıda
dolaşırken Charles’ı görüyorlar. Kitty, Charles’ın iltifatlarına kayıtsız kalıp
onu umursamayarak yoluna devam ediyor. Kitapta ise yukarıda anlattığım gibi.
Kitap daha gerçek, insani zaaflara yer veriyor.
Film ise film seyircisini tatmin edecek şekilde daha yumuşak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder