MUHAFAZAKARLIĞA KARŞI FEMİNİZM
Handan Koç
2012
Destek Yayınevi
1. Baskı – Temmuz 2012
175 sayfa
Kadınlara toplumda, dinde, politikada
nasıl bakıldığını sorgulayan bir kitap.
*
Bazı genellemeler yer alıyor kitapta, çok
katılamadığım.
Örneğin:
“Aşkla ilgili kirlenmenin günümüz
dünyasına Batı’dan saçıldığı büyük ölçüde doğrudur.” Sf.9
Aşk, doğuda çok pirüpaktı da batı mı
bozdu?
Sanmıyorum.
Bir de feminist hareketler ilgili olarak;
“Feminist siyaset erkeklerle birlikte
değil de daha çok erkeklere karşı yapılan, erkeklerle birlikte yapıldığı zaman
anlamını ve etkisini kaybeden bir şeydir.” diyor. Sf.143
Feminizmi erkeklerin de anlaması ve
kadınlarla birlikte mücadele etmesi bana ters gelmiyor.
Öte yandan yazarın bu konuda yıllardır
aktif mücadele etmesi (kendisini “devrimci bir feministim” diye tanımlıyor. Sf.134)
karşısında pek diretmiyor ve saygı duyuyorum, vardır bir bildiği böyle
söylemekte herhalde.
*
Kitapta feminizm konusu dönemin tartışmaları, politika ve din çerçevesinde değerlendiriliyor.
Kitabın kaleme alındığı yıl 2012.
Kadınları evde ev işi yapıp çocuk bakması,
erkekleri dışarıda çalışması gereken insanlar olarak ayıran düşüncelere ve bu
düşüncelerin yanlışlığına vurgu yapıyor.
Açıkçası insanların bu konuda doğrusu
budur diye dikte etmesine anlam veremiyorum. Kadın, istiyorsa evde dursun,
istiyorsa dışarıda çalışsın, erkek istiyorsa evde dursun, istiyorsa dışarıda
çalışsın. Olaya böyle bakmak çok mu imkansız ya da saçma ya da korkunç? Niye
kadınlar şöyle yapmalı, erkekler böyle yapmalı diye kalıba sokulmaya çalışılır ki?
Dinci erkeklerin kadınların çalışmasına
karşı çıkış sebeplerinden biri kadınların dışarıda vahşi erkeklerin ortamına
düşmeleri endişesi imiş.
“Türkiyeli İslamcı yazarların hemen her
kuşağında yaygın eğilim kadınların dışarıda çalışmasını bir aşağılanma ortamına
sürgün edilmesi ve vahşi erkeklerin kollarına düşmesi olarak tasvir etmektedir.”
Sf.44
Bu durumdan endişelendiğini söyleyen
erkeklerin kadınlara “Dışarıda vahşi erkekler var, çalışmayın.” demesi yerine erkeklere “Vahşi olmayın lan!” diye tavsiye
bulunması neden hiç akla gelmez, bunu da anlamıyorum.
*
Kitabın yazıldığı dönem itibariyle
Fethullah Gülen henüz FETÖ olarak adlandırılmamış. O kadar ki kitapta:
“Bugün İstanbul’da sayıları her geçen gün
artan dev reklam panoları var. 2012’nin geride kaldığı bugünlerde bu panolarda
M. Fethullah Gülen’in resmi ile birlikte kitabının ilanı yer alıyor.” sf.95
bilgisi mevcut.
Şu an akıl almaz gözüken bir durum.
Fethullah Gülen’in kitaplarının müritleri
tarafından okunduğu, hatta kitaplarının billboard’larda reklamlarının olduğu,
Sızıntı adlı cemaat dergisinin basıldığı, Risale-i Nur sohbetlerinin yapıldığı
dönemler.
Yazar o yüzden Fethullah Gülen’i de
değerlendiriyor. Onun kadınlar hakkındaki söylemlerini, muhafazakar kesimin ona
duyduğu ilgiyi sorguluyor. Onun görüşlerinin tehlikeli olduğunu, ama pek çok
ünlü ismin onun görüşlerini takdir ettiğini belirtip o isimlere kibarca Allah
akıl fikir versin demeye getiriyor.
*
O günden bugüne değişen, bir zamanlar
makbul sayılan isimlerin şimdilerde lanetli olması.
Ancak değişmeyen bir şey var ki o da
yazarın şu satırında:
“Bugün Türkiye’de olağanüstü bir
baskı-geçiş rejimi altında yaşıyoruz.” Sf.134.
Yazar bunu söylediğinde sene 2012.
2019 itibariyle “Yuoo artık öyle değil.” diyebiliyor
muyuz?
*
Kitabın sonunda İran’dan örnekler var.
İran hukukunda evlilik, miras, şahitlik, eğitim, çalışma, sosyal haklar...vb konusunda kadınların nasıl korkunç bir konumda olduklarına dair bilgiler yer
alıyor.
İslam hukukunda "mehir"den bahsedilir. Evlenirken kadın, boşanma durumunda erkeğin kendisine vermesini istediği bedeli söyler. İran'da kadınlar boşanırken çoğunlukla bu mehri alamıyorlarmış. Çünkü erkekler mehir vermemek için boşanmayı zora koşuyor, kadınlar da "Mehir senin, canım benim" diyorlarmış.
Kadının insan yerine konmadığı bir tablo çiziliyor bu bölümde.
*
Yazar kadınların yaşamının çok iyi durumda
olmadığını belirtmekle birlikte umutsuz da değil. Kitapta sert eleştiriler var
ama öte yandan bugüne kadar verilen mücadeleleri saygıyla, bundan sonrakileri de umutla karşılayan bir alt metin sezdim ben.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder