DENİZLER ALTINDA 20 BİN FERSAH
(Vingt Mille Lieues Sous Les Mers)
Jules Verne
1870
Gün Yayıncılık
96 sayfa
Denizde gemilere zarar veren esrarengiz
bir deniz canavarını bulmak üzere bir ekip görevlendirilir. Bu ekibin bulunduğu
gemi de söz konusu deniz canavarı tarafından saldırıya uğrar. Kurtulanlar
sadece doğa bilimci profesör Pierre Aronnax, onun sadık yardımcısı Conceil ve
Kaptan Ned’dir. Bu üçü gözünü bir denizaltının içinde açarlar. Herkesin deniz
canavarı sandığı şey, “Nautilus” adlı ileri teknoloji bir deniz altıymış meğer.
Bu deniz altının kaptanı Nemo, onlara
burada kalabileceklerini ama bir daha asla dışarı çıkamayacaklarını söyler.
Kaptan Nemo, insanlardan nefret eden biri
ve onlardan uzak bir dünya kurmuş kendisine.
Deniz altında muhteşem bir kütüphane ve
dönemin çok ilerisinde bir teknoloji var. O yüzden profesör ilgi çekici buluyor
burayı. Kaptan Nemo, profesörün kütüphanede incelemeler yapmasına müsaade
ediyor.
Ned ise buradan bir an önce çıkmak
istiyor. Ama bunu tek başına yapamayacağının farkında. Profesör ona sakin
olmasını söylüyor sık sık. İşin aslı profesör halinden bir parça memnun. Hem
olağanüstü bir kütüphane içinde, hem zaman zaman okyanusta dalış yapıyorlar, ava
çıkıyorlar, inanılmaz deniz canlıları görüyorlar.
Bir gün ilkel yöntemlerle ve hayatları
pahasına üstelik çok az para karşılığı inci bulmaya çalışan insanları
görüyorlar. John Steinbeck’in “İnci” adlı bir kitabı var, orada da bahsediliyor
bundan.
Ned, tüm bu deneyimleri, kimseye
anlatamadıktan sonra faydasız buluyor. Bir daha asla karaya çıkamayacaklarsa,
eski hayatlarına dönemeyeceklerse, uygar insanların arasına karışamayacaklarsa
ne önemi var bunca deneyimin onun için?
Bir Temel fıkrası var, onu aklıma getirdi
bu:
“Jennifer Lopez ve Temel bir gemi kazası neticesinde ıssız
adaya düşerler. Ne yapsınlar can sıkıntısından sabah aksam sevişirler. Ancak
bir süre sonra Temel, durumdan zevk almamaya baslar.
Jennifer çıldırır, Temel’e ne olduğunu sorar, ne isterse yapabileceğini söyler. Her türlü fanteziye açık olduğunu, her şeyiyle emrine amade olduğunu, nerede hata yaptıysa düzeltmeye çalışacağını anlatır. Temel inatla Jennifer’a:
Jennifer çıldırır, Temel’e ne olduğunu sorar, ne isterse yapabileceğini söyler. Her türlü fanteziye açık olduğunu, her şeyiyle emrine amade olduğunu, nerede hata yaptıysa düzeltmeye çalışacağını anlatır. Temel inatla Jennifer’a:
-İstediğim şeyi yapabilmen mümkün değil, der.
Jennifer çaresizlik içinde
ısrar eder ve her şeyi göze aldığını söyler. Temel en sonunda bir denemeye
karar verir. Önce Jennifer’ın saçlarını kısacık keser, sonra ceketini giydirir,
kestiği saclardan bıyık yapar. Jennifer, ne olduğunu anlamaya çalışırken Temel
onu mümkün olduğu kadar erkeğe benzettikten sonra akşam olunca sahile gelmesini
söyler.
Akşam olur ve Jennifer erkek kılığında sahile gelir bakar ki, Temel mükemmel
bir rakı sofrası hazırlamış ve masayı mezelerle doldurmuştur. Temel ve Jennifer
masaya otururlar. Temel elini Jennifer’ın omzuna atar. Bardağını Jennifer’ınkiyle tokuşturur ve şöyle der:
- Ulan dursun bir aydır kimi
götürüyorum söylesem inanmazsın."
*
Gerçekten böyle miyiz acaba? İlla
birilerine göstermek ve anlatmak ihtiyacı içinde miyiz? Şimdi sosyal medya ile
öyleyiz gibi gözüküyor ama kitabın yazıldığı yıl 1870. O zaman da mı?
*
Zamanla profesör de tutsaklıktan
sıkılıyor. Başta Kaptan Nemo’ya saygı duyuyor idiyse de sonradan onun ne kadar
zalim olabileceğini fark ediyor. Ve kaçış planlarına başlıyorlar. Planları
deniz altının öngöremedikleri rotası yüzünden sık sık erteleniyor ama bir gün
artık kesin olarak karar veriyorlar. Deniz altına bağlı sandal ile kaçacaklar.
Tam sandalı alıp kaçıyorlarken denizde tehlikeli bir girdap oluşuyor.
Profesör, Conceil ve Ned bir balıkçı
kulübesinde gözlerini açıyorlar.
Kaptan Nemo’nun gemisi ise kurtuldu mu
kurtulmadı mı bilinmiyor.
Profesör “Kaptan Nemo’nun girdaptan
kurtulup içindeki nefret duygularını da o girdapta bırakmış olmasını” ümit
ediyor.
*
Hakikaten Kaptan Nemo'nun derdi neydi acaba? Ne yaşamış da böyle olmuş?
Kitabın -daha önce okuduğum Jules Verne kitapları gibi- çocuk kitabı gibi olan şeklini bulup okudum. Jules Verne'nin kitapları hep çocuk kitabı gibi çünkü, hep kısaltılmış metin olarak görüyorum. Doğru düzgün haline denk gelmedim. Belki kısaltılmamış metni vardır ve orada anlatıyordur Kaptan Nemo'nun geçmişini.
Blogunuzu yeni keşfettim ve takibe aldım.Sizi de beklerim.Sağlıcakla Kalın.
YanıtlaSilhttps://dizifilmkitaptavsiye.blogspot.com/