BENİM SEVGİLİ BAŞKANIM
EKREM İMAMOĞLU
Şirin Mine Kılıç
2016
Hümanist Yayıncılık
8. Baskı – Mayıs 2019
219 sayfa
Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye
Başkanı olmasına kadar olan dönemi anlatıyor kitap. Henüz ufukta İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanlığı yokken. Ama plan veya hayal olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmayı da aklından geçirmiş İmamoğlu o dönem. Yapılan
söyleşiler yer alıyor kitabın sonunda, orada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
nasıl olmalı tarzı bir soruyu cevaplıyor.
Bu konulardaki düşüncesi şu: Şehirlilik
bilinci olmalı. İnsanlar yaşadıkları şehri benimsemeli. Ancak o zaman şehir
güzelleşir.
*
İmamoğlu Trabzon’da doğmuş, sonra İstanbul’a
gelmişler.
Babası ticaretle uğraşıyor. Zengin bir
aile. Kitapta sık sık İmamoğlu’nun mütevazılığından bahsediliyor. Zengin bir
ailenin çocuğu olmasına rağmen arkadaşları İmamoğlu’nun zengin olduğunu
bilmezler, anlamazlarmış. Öğrenince de çok şaşırırlarmış.
Ev alım satım işleri ile uğraşan babası
ile birlikte Beylikdüzü’ne gelmişler. Beylikdüzü o zamanlar dutluk. Zamanla
sadece konut üzerinden yükselen bir yerleşim oluyor. İnsanların sabah başka bir
ilçede işe gidip akşam yatmak için geldikleri bir kent otel diye tanımlanıyor
Beylikdüzü. “Beylikdüzülüyüm” diyen kimse yok.
İşte İmamoğlu bu anlayışı kırmaya
çalışmış. Başlangıçta belde olan Beylikdüzü sonradan ilçe olmuş ama insanların
sosyal faaliyetleri için bir yer yokmuş. Tamamen konut. İmamoğlu daha belediye
başkan adayı bile değilken işe koyulmuş. Sosyal faaliyetler için yerler,
parklar, bahçeler, kültür merkezleri…vb için uğraşmış. En çok da Dayanışma Evi
denilen hizmet işe yaramış. İnsanların hangi partiden olduğu sorgulanmaksızın
onların ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışan yerler olmuş Dayanışma Evleri.
İmamoğlu’nun yükselişi parti içinde bazı
muhalif seslere sebep olmuş. Ama İmamoğlu yılmamış. Aslında bir ara yılar gibi
olmuş, ama yakın çevresinin desteği ile yola devam etmiş.
Beylikdüzü Belediye başkanı adayı
olduğunda zaten önceki yıllarda yaptığı pek çok hizmet nedeniyle halkın oyunu
kazanmış. İnsanlara “Daha belediye başkanı bile değilken bunca şey yaptıysa
bir de başkan olursa kim bilir neler yapar?” dedirtmiş.
*
Kitapta İmamoğlu övülüyor tabii bol bol.
Çocukluğundan beri ne kadar çalışkan olduğu, sorumluluk almaktan çekinmeyişi,
iyi bir organizatör oluşu, insanları iyi tanıyıp onlara doğru görevler vermesi, işi uzmanına bırakması, herkesin sevgisini kazanmaya çalışması…vb
“Sıradışı bir başarı ve liderlik öyküsü”
deniyor kitabın alt başlığında. Sıradışı değil aslında, bence olması gereken, normal olan bu, ama kabalığın ve nobranlığın yüceltildiği bir dönemde olduğumuz
için normal olan sıradışı gibi gözüküyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder