20 Ağustos 2019 Salı

KUMRAL ADA MAVİ TUNA




KUMRAL ADA MAVİ TUNA

Buket Uzuner

1997

Everest Yayınları

5. Basım – Mart 2019

512 sayfa

Kavuşamama hikayesi. Ve böyle hikayeler tadımı kaçırır. Çünkü anlam veremem böylesi kavuşamamaya.

*

Önce kabaca özetini geçeyim hikayenin:

Tuna ve Ada komşu çocukları.

Tuna orta halli bir ailenin küçük erkek çocuğu. Duygusal, sessiz, hassas.

Ağabeyi Aras ise biraz sert mizaçlı, iddialı, yakışıklı.

Yaşadıkları Kuzguncuk’a ünlü bir oyuncu çift taşınıyor. Pervin Gökay ve Süreyya Mercan. Bu iki starın biricik kızları Ada, güzelliği, neşesi, bazen kibirli ve şımarık bulunan halleri ile göz bebeği oluyor.

Tuna, Ada’ya aşık.

Ada ise Aras’a.

Ada ve Aras çocukluklarından itibaren birbirlerine aşıklar.

Tuna ise bu aşkı dışarıdan seyrediyor. Onun aşkı biraz daha değişik. Zaman zaman baba, zaman zaman kardeş gibi. Ada da Tuna’yı seviyor ama Aras’ı sevdiği gibi değil.

Bir gün çok talihsiz bir olay oluyor.

Aras ve Ada kuytuda sevişiyorlar. (Bu talihsiz bir olay değilJ ) Tuna onları görüyor ama varlığını belli etmiyor. (Bu da talihsiz olay değil.) Daha sonra üçü yolda giderlerken Aras, suya atlayacak cesareti olduğunu kanıtlamaya girişiyor. Tişörtünü ve ayakkabılarını çıkarıp denize atlıyor. Ve ölüyor. Kafasını çarpıp aniden.

*

Bu olayın ardından Ada yıkılıyor. Uzaklaşıyor. Yurt dışına gidiyor. Ama sadece fiziken değil ruhen de uzaklaşıyor.

*

Ada, Aras ve Tuna üçlüsüne eşlik eden bir de Meriç var. Ada’nın kuzeni. Meriç’in anne babası olaylı şekilde ayrılıyor, Meriç’i ortadan bırakıyorlar. Meriç’e Ada’nın anne ve babası sahip çıkıyor.

Meriç Tuna’ya aşık. Ama uzaktan. Sessiz sakin bir kız. Kimse varlığını yokluğunu fark etmiyor.
Ama günün sonunda en kazançlı olan Meriç oluyor.

Meriç, Tuna ile evleniyor.

Aras öldükten sonra Tuna’nın Ada ile evleneceğini düşünüp korkmuştu Meriç ama korktuğu olmadı. Ada ve Tuna bildiğimiz anlamda aşık değiller çünkü. Başka bir şeyler. Ben anlamıyorum.

*

Kitap, ülkede bir iç savaş olduğu bilgisiyle başlıyor. Tuna’yı da göreve çağırıyorlar.

Tuna bu iç savaşın kendi bilinçaltının bir oyunu olduğunu, tüm olanların kabus olduğunu düşünüyor. İç savaşın ülkede değil, kendi içinde olduğunu sanıyor. Bu gerçeklik ve hayal arasında gidip geliyor. Bu süreçte geçmişte olanları sorguluyor.

*

Aynı dönemde gazeteler Ada’nın cinayet işlediğini yazıyor. Ada, Aras’ın ölümünden kendisini sorumlu tutuyor yıllardır. Sarhoş bir anında densiz bir arkadaşı (bir ara sevgilisi) olan Aliye’ye cinayet işlediğini söyleyince iş savcılığa ve haberlere ulaşıyor. Yargılandığı dönemde Ada, zihninde ve ruhunda Aras ile olan ilişkisini bitiriyor ve düzlüğe çıkıyor.

*

Kitabın sonunda iç savaş bitiyor. Ama Tuna’nın psikolojisinin bozulduğu düşünüldüğünden onu bir süre yatırmaya karar veriyorlar. Burada kendisine gelen mektuplardan Meriç’in hamile olduğunu, Ada’nın artık kendisini iyi hissettiğini öğreniyor.

*

Sürükleyici bir hikaye.

Nitekim bir günde okuyup bitiriverdim.

Ama Ada ve Tuna’nın olayını anlamadım. Neden zorlaştırıyorlar ki hayatlarını. Aşıksalar kendilerinden başka hiçbir engelleri yok kavuşmak için. Yok olmaz, yok beceremeyiz, yok birbirimizi üzeriz... Şu anda da üzgünsünüz ama. Her türlü üzgün olacaksanız bari kavuşup üzülün. Öbür türlü birbirlerini gözlerinden büyütüyorlar.


1 yorum:

  1. Bana okumayı ve Buket Uzuner'i sevdiren kitaptır. Yeri apayrıdır...

    YanıtlaSil