25 Ocak 2014 Cumartesi

YALANCI DÜNYA


YALANCI DÜNYA

Yazarı: Orhan Kemal

Yayınevi: Tekin Yayınevi

Basım Yılı: 9. Basım-2001

Sayfa Sayısı: 384


Artist olmak isteyen bir kızın başına gelenler.

Tek cümleyle kitap özeti.

Neriman, genç ve güzel bir kızcağız.

Korkunç bir babası ve ezilmiş bir annesi var. Fakirler.

Kızın en büyük hayali artist olmak. 

Annesi babası istiyor ki kız evlensin, yuva kursun.

Kızınsa evlilik gibi bir isteği yok. Aksine, evlenirse artist olma hayalini asla gerçekleştiremeyeceğini düşündüğünden evlilik aklının ucundan bile geçmiyor.

Bir gün kız arkadaşlarıyla takılırken Nejat adında bir reji asistanı ile tanışıyor. 

Neriman tabi hemen çocukla işi ilerletiyor. Sinema sektörüne girebilmek için Nejat ile mercimeği fırına veriyor. Aşık oluyor aslında gerçekten. Ama Nejat'ın sinema sektöründe parmağı olmasa Neriman dönüp ona bakmazdı muhtemelen.

Artist olmak için evden kaçıyor. 

Eski Türk filmleri gibi değil mi?

Kötü yola düşmek de var bu yolda.

O da oluyor.


Ki bu kısımlar kitabın en rahatsız edici kısımlarından. 

Nejat, asker kaçağı olduğundan yakalanıp askere götürülüyor. Neriman İstanbul'da bir başına kalıyor. Nejat, patronu Recep Cıva'ya emanet ediyor Neriman'ı. Ama bu kuzunun kurda teslim edilmesinden başka birşey değil.

Neriman, hiç mücadele etmiyor. Resmen teslim olmuş, akışına bırakıyor. O da gelsin, onunla da yatarım, artist olmak için onun yatağından da geçmek gerekiyorsa onunla da yatarım, artık ne farkeder, o da gelsin becersin...

Recep Cıva'nı bir yardımcısı var, pislik. Kızı oyuncak gibi ona da veririm, şuna da veririm diye hesap yapıyor.

İnsan lan o, insan.

Hayvanoğluhayvan herifler.

Neriman gitti, bataklığa saplandı... diye düşünürken şükür. Şükür yazar bu kötülüğü yapmıyor. Kurtarıyor kızı bataklıktan.

Neriman birkaç ufak rolde oynuyor ama piyasada tutunamıyor. Kolundan bir adam tutuyor. Evleniyor. Annesini bulup elini öpüyor. 

Mutlu Son.

Oh be, rahatladım. Mutlu, ferah bir sonla bitsin tabi. O neydi öyle iğrenç iğrenç.


Kitabın yan karakterlerinden de söz etmek gerek aslında.

Mesela Hanım Sultan ve kocası Kabak Hafız.

Bu hoca, dışarıya dindar bir insan gibi gözükmekte ama zamparalık bunda, üfürükçülük bunda. 

Öyle ki daha önce bu namussuzlukları ortaya çıktığı için pek çok yer değiştirmiş. Şimdi kendisini kimsenin tanımadığı bir mahallede, eski yöntemleriyle milleti kandırmaya devam ediyor. Gözü de Neriman'da.

Ama hocanın karısının da gözü Neriman'da.

Evet. Aklınıza gelen şey.

Babasının Neriman'ı evlendirmek istediği bir adam var. O da etrafa dindar gözüküp, içeride öyle olmayanlardan.

Neriman'ın babası da bu kandırıkçı insanlara uyup kızına ve karısına zulmeden bir adam.


Böyle etrafa dindar gözüküp, insanların dini inançlarını sömürerek geçimini sağlayan, ama esasında dinle, imanla işi olmayıp bile isteye pek çok günaha giren insanlar Orhan Kemal'in diğer kitaplarında da sıkça geçiyor. 

Bugün etrafa baktığımızda Orhan Kemal'in bu karakterlerinin kitaptan fırlamış da aramıza katılmış olduğunu görmek mümkün. 

Bunlar hep Orhan Kemal.
Kitapçıya girdim. Bir kampanya vardı. 5 liralık kitaplar. Bir baktım, Orhan Kemal kitapları 5 TL. Aklımı yitiriyordum, bunu da, bunu da, bunu da... diye raftaki bütün Orhan Kemal'leri aldım. Hah şöyle yaa, kitap fiyatları 5 lira olsa, bütün dünya buna inansa, hayat bayram olsa.

Tam da hasta olduğum döneme denk gelmişti bu kitabı okumam. Aslında tam da hasta olmadım. Bir burun akıntısı, bir ses kısıklığı baş gösterdi önce. Hemen tedbirimi aldım. Kış çayıdır, meyvedir, sıcak su torbasıdır... Hastalık ilerleyemeden önledim.
Hani bir oyuncak var. Deliklerden canavarlar başlarını çıkartıyor, sopayla o başlara vurup puan kazanıyorsun. Hah işte benim hastalık mikropları da öyle bir baş gösterdi, hemen vurdum sopayı.


1 yorum: