25 Ocak 2014 Cumartesi

KUŞATILAN TÜRKİYE


KUŞATILAN TÜRKİYE

Gülen Hareketinin Perde Arkası

Yazarı: Merdan Yanardağ

Yayınevi: Destek Yayınevi

Basım Yılı: 1. Baskı - Mayıs 2006, 25. Baskı - Eylül 2011

Sayfa Sayısı: 183

Merdan Yanardağ 2006'da Kanaltürk'te bir program hazırlayıp sunuyor. Bu programa Fethullah Gülen'le beraber 35 yıl kalmış,  "Gülen'in 35 yıllık yol arkadaşı" Nurettin Veren katılıyor.

Yine aynı programa, emniyet içindeki Fethullahçı yapılanma hakkında ilk soruşturmayı yapan ve rapor hazırlayan, tabi sonra görevinden edilen İstanbul Emniyeti Organize Suçlar Şubesi eski müdürü Adil Serdar Saçan da katılıyor. 

Kitap, bu iki isimle yapılan söyleşilerden oluşuyor.

Ama ağırlık Nurettin Veren'de.

Nurettin Veren, Fethullah Gülen ile birlikte yola çıkmış bir isim. Sonra yolları ayrılıyor. Nurettin Veren'in açıklamasına göre bunun sebebi Fethulah Gülen'in son derece yanlış ve tehlikeli yollara sapması.

Başlangıçta her şey Allah için yapılıyor.

"Bizim insanımızın en zayıf noktası, Allah rızası için Şefaat ya Resulallah düşüncesi ile, gözyaşıyla suistimal edilmeye açık bir yapıda olması. Yani verdiği iyiliğin Allah'a ulaşacağını ve karşılığında Allah'tan hoşnutluk alacağı düşüncesi her zaman halkımızın en açık kapısıdır."

Ondan sonra Karl Marx "Din toplumun afyonudur" deyince höykürüyorsunuz.

Her gün ayrı bir yolsuzlukları ortaya çıkıyor, üstüne kör beyinler görsün diye belgeli, hatta ses kayıtlı. Ama ne, ağzından Allah lafı eksik olmuyor diye hala ve ısrarla bu adamlara inanılıyor.



Neyse, konu Fethullah Gülen burada.

Gerçi Fethullah Gülen'den bahsedince AKP'den de bahsetmek eşyanın tabiatı gereği. Onların siyasi kolu olarak yola çıktı zira. Her ne kadar şimdi araları bozuk olsa da.

Ki o da çok enteresan. Kim derdi AKP ile cemaatin bir gün arasının açılacağını. 

İşte bu Allah'ın adıyla toplanan paralarla okullar, dersaneler, hastanaler...yapılıyor.
Hepsi de özel.

Yardım paralarıyla açılan okullar neden paralı oldu? Fakirlerin parasıyla zenginler okuyor. Para verenlerin gıkı çıkmıyor.

Televizyon kanalı, gazete ve dergiler gibi pek çok yayın organı da kuruluyor tabi.

Hiçbir kaydı olmayan bu paralar Fethıullah Gülen'in eline veriliyor.

Özellikle yurtdışında açılan Türk okulları ile igili muazzam şaibeler var. 

"Bugün internet sayfamda Azerbaycan'dan fevkalade mailler aldım. Diyor ki, biz Türk kardeşlerimizin burada okul açmasından, Haydar Aliyev döneminde açılan üniversitelerden ve okullardan çok memnun olduk ve üstün gördüğümüz bu okullara çocuklarımızı verdik. Ama şimdi bizim çocuklarımız bizi terk etti. Fethullah Gülen'in örgütü tarafından devletin üst düzeylerindeki mevkilerde Azerbaycan'ı ele geçirmek ve kontrol etmek için bir yapılanma içerisinde. Biz kendi ülkemizin bağrını açtık. Ama bizim ülkemizi işgal etsinler diye evlatlarımızı size vermedik...Aynı şey Türkmenistan'da, Kazakistan'da, Kırgızistan'da bütün Avrasya coğrafyasında oluyor."

İnternette kısa bir araştırma ile bu okulların, bulundukları ülkelerdeki idari ve kültürel yapıya sızmaya çalıştığı, ABD için casus topladığı vb gerekçelerle kapatıldığı iddialarını görebilirsiniz.

Bu okulların belki masumiyetini ve başarılarını göstermek için düzenlenen Türkçe Olimpiyatları ile ilgili de şunu söylüyor Nurettin Veren:

"Okullar vitrin olarak kullanılıyor...Halbuki kendi saltanatı ve ütopyası için, insanın gözünün içine baka baka paravan olarak kullanmak, bir din adamına, hele hele bir Müslüman kimliğine hiç yakışmaz. O okulların hepsinde eğitim dili İngilizce'dir. Yurtdışındaki Fethullah'ın okullarında öğrenciler en az 20 saat İngilizce görürler. Türkçe seçmelidir."

Hepsinden öte adam soruyor. Fethullah Gülen niye 137 dönümlük,  Pensylivanya eyaletinde, New York'a 2,5 saatlik mesefade, içinde sekiz tane villa olan,bir sürü hizmetçiler, korumalar barındıran bir malikanede yaşıyor?

Sözüm ona mütevazi hayat diye bir ara Fethullah Gülen'in kaldığı odanın fotoğrafları yayınlanmıştı. Koca malikanenin bir odasının fotoğrafını gösterip, ne kadar da mütevazi bir görüntü çizdiğine inanmak mümkün mü? Ben de 3+1 evimin içinde sadece kitaplık ve tek kişilik koltuk bulunan en küçük odasını fotoğrafını paylaşıp, ben işte burada yaşıyorum, diyeyim. Siz de yiyin.

Yaz yaz bitmez. O yüzden kendiniz okuyun, ben mi anlatacağım her şeyi. 

İlk emri "Oku" olup da daha bu ilk emre uymayan insanlar Müslümanlık taslamasın. Valla inandırıcı olmuyor.

Son olarak, Nurettin Veren bu açıklamalarında samimi midir? 

Okuyup siz karar verin.

Ben inandırıcı buluyorum. Zira Fethullah Gülen'le arasını hiç bozmayıp nispeten rahat bir hayat yaşayabilecekken, şimdi ölüm tehditleri alıp dışlanmış bir hayat yaşamayı boşu boşuna seçmiş olamaz. 

Söylemlerinde sık sık "Ben bu yola canımı koydum" demekten geri durmuyor. 

Ama merak etmesin. Öldürmezler. Cemaat ve onlardan öğrendikleriyle AKP, öldürmeyi pek tercih etmiyor. Daha etkili bir yöntemleri var. İtibarsızlaştırmak. Hedef seçtikleri kişi hakkında iftiralar, kasetler, çamur at izi kalsınlar, sahte delillerle tutuklamalar, hapse atmalar şeklinde bir yöntem izliyorlar ki daha etkili olduğu muhakkak.



1 yorum:

  1. Haktan hukuktan bahsederler her türlü hakkı yerler.Allah korkusu olmayanlar var ki bir emniyetçi olarak bazı yapılanmaları kınıyorum..

    YanıtlaSil