2 Ekim 2022 Pazar

İNSAN NE İLE YAŞAR

 


İNSAN NE İLE YAŞAR

(What Men Live by And Other Tales)

Lev Nikolayeviç Tolstoy

1885

Çeviri: Begüm Konya

Yakamoz Kitap

1.Baskı - 2020

176 sayfa


İnsan ne ile yaşar?

Cevap veriyorum: Sevgi ile.

Kitapta sorunun cevabı bu, kısa yoldan cevap isteyenleri yormayayım dedim. 

Yorulmak isteyen buyursun.

*

Dört tane hikaye var kitapta:

1- İNSAN NE İLE YAŞAR

2- ÜÇ SORU

3- İNSAN NE KADAR TOPRAĞA İHTİYAÇ DUYAR

4- EFENDİ İLE UŞAĞI



İNSAN NE İLE YAŞAR

Ayakkabıcı Simon zar zor geçinen bir zanaatkar. Kendisine borçlu olanların kapısını çalıp alacaklarını tahsil etmek istiyor. Ama kimse veremiyor. Simon o paraları alıp kendisi ve eşine koyun postumdan kaban almak istiyor. Çünkü mevcut kabanları çok eskidi. Ama hiçbir alacağını alamıyor, eli boş kalıyor.

Yolda çıplak bir adam görüyor. Ölü sanıp üstüne kalır diye görmezden geliyor ve yoluna devam ediyor. Ölü sandığı adamın kendisinin peşinden geldiğini sanıp kaçıyor. Sonra kaçtığına utanıyor, zengin miyim de hırsızdan kaçayım diyip adama yardım etmeye karar veriyor.

Adama kendi ceketini verip eve getiriyor. Karısı kızıyor. Zaten yiyecek bir lokma yiyecek ya var ya yok, onu da bir yabancıyla paylaşmak istemiyor kadın. Kocası Tanrı sevgisinden dem vuruyor. Adamın zararsız hali de kadını da yumuşatıyor. Adama yemek veriyorlar. O ana kadar başını bile kaldırmamış olan Michael, kadına gülümsüyor. 

Yabancı adam, kendisi hakkında bir şey anlatmıyor. “Tanrı beni cezalandırdı.” diyor sadece. Adama yatacak yer veriyorlar. Kadıncağız “Biz herkese yardım ediyoruz, neden kimse bize yardım etmiyor?” diye üzülüyor.

*

Yabancının adı Michael. Simon, ona ayakkabıcılık öğretiyor. Michael o kadar başarılı oluyor ki Simon'un ayakkabı dükkanı ünleniyor.

Bir gün zengin bir adam geliyor dükkana. Elinde pahalı bir deri var. Simon ve Michael’dan bu deriyle bir yıl boyunca bozulmadan duracak bir çizme yapmalarını istiyor. Sert ve kaba davranıyor konuşurken. Buna rağmen Michael, bu kaba adama gülümsüyor. 

Michael, adamın getirdiği kıymetli deriden çizme yapmak yerine terlik yapıyor. Simon şok. Sonra zengin adamın hizmetçisi geliyor. Adamın öldüğünü haber veriyor. Adamın karısı da çizme siparişini iptal ediyor, o deriden terlik yapılmasını istiyor.  Tam da Michael’in hissedip zaten yaptığı gibi.

Başka bir gün bir kadın ve yanında iki kız çocuğu geliyor. Kızlardan biri topal. Anneleri ve babaları ölmüş çocukların, anne ölürken yanlışlıkla çocuğun ayağını ezmiş. Yanlarındaki kadın kızları evlat edinmiş. Onların bu hikayesini dinleyince Michael gülümsüyor. Böylece hayatında üç defa gülümsemiş oluyor:

1- Simon’un karısı yemek verince

2- Pahalı seri getiren zengin adama

3- İkizlerin yanındaki kadına

Simon neden sadece üç kez güldüğünü soruyor:

Michael anlatıyor: "Ben bir melektim. Tanrı beni ona karşı geldiğim için cezalandırdı. Bir kadının canını almamı istedi. Kadının ikiz bebekleri vardı, canını alamadım. Ama Tanrı kadının canını almamı ve üç gerçeği öğrenmemi istedi:

1- İnsanın içinde yaşayan nedir?

2- İnsana verilmemiş olan nedir?

3- İnsan ne ile yaşar?

Bunları öğren, tekrar cennete alınacaksın."

Bunların cevaplarını öğrenmiş Michael. Öğrendiğine göre;

1- İnsanın içinde yaşayan şey sevgi. Bunu Simon’un karısı yemek verince anlıyor. Başta kızmıştı kadın ama kocası ona Tanrı sevgisinden bahsedince kadın yumuşamıştı.

2- İnsana neye ihtiyacının olduğu bilgisi verilmemişti. Zengin adam bir yıl için yetecek ayakkabı yaptırıyordu ama akşama ölecekti, bilmiyordu. 

3- İnsan sevgiyle yaşar. Bunu da anneleri ölen ikizlere bakan kadını görünce anlıyor.

“Ayrıca öğrendim ki Tanrı, insanların birbirlerinden ayrı yaşamasını istemiyor. Bu yüzdendir ki insanlara doğrudan neye ihtiyaçları olduğunu söylemiyor. Onların birlikte yaşanmasını sağlayarak, birbirlerinin neye ihtiyacı olduğunu bilmelerini sağlıyor.” Sf.47

Artık gitme vaktinin geldiğini söylüyor Michael. Melek kanatlarıyla yükseliyor. 

Simon gözlerini açıyor, kulübe eski halinde ve yalnız.



ÜÇ SORU

Kralın cevaplarını çok merak ettiği sorular var:

1- Bir iş için en önemli an nedir?

2- En gereken insanlar kimlerdir? 

3- Yapılması gereken en önemli şey nedir?

Cevaplarını da hemen vereyim:

1- En önemli an şimdi. Çünkü gücün bizde olduğu tek an, içinde bulunulan o an.

2- En gerekli kişi o an kiminleysek o, çünkü kimse bir daha başka biriyle görüşüp görüşemeyeceğini bilemez.

3- En önemli iş iyilik yapmaktır, insanın dünyaya geliş amacı budur.

Bu cevaplara ulaşma süreci şöyle;

Kral önce bu soruları bilgelere sormuş, herkes farklı cevap vermiş. Sonra bir keşişe gitmiş. Keşiş toprağı kazıyormuş, kral ona yardım etmiş, zaman akıp gitmiş.

Yaralı bir adam gelmiş, kral ve keşiş onu iyileştirmişler. Yaralı adam af dilemiş kraldan, meğer onu öldürmek için gelmiş ama kralın muhafızları onu vurup yaralamış, ama kral kendisine yardım edince pişman olmuş ve artık onun dostu olmak istiyormuş. 

Keşiş krala diyor ki; benimle toprak kazdın, bana yardım ettin. Böylece seni öldürecek olan adam öldüremedi. En önemli an benimle toprak kazarkenki anındı, sonra yaralı adama baktığın andı. Yani önemli an şimdidir, içinde bulunduğun andır. En gerekli kişi de benimle toprak kazdığın sırada bendim, sonra yaralı adam gelince onunla ilgilendin, o oldu. O an kiminleysen en gerekli kişi odur. En önemli iş de iyilik yapmaktır, yaptığın da buydu, çünkü insan iyilik yapmak için dünyaya gelir. 


İNSAN NE KADAR TOPRAĞA İHTİYAÇ DUYAR?

Yerli toprak sahipleri, topraklarını az bir paraya satıyorlar. Satın alınacak toprağı alıcı belirliyor. Alıcının tek yapması gereken gün doğumunda yola çıkıp istediği kadar toprağı yürüyüp gün batmadan geri dönmek. O yol boyunca tüm topraklar alıcının olacak.

Açgözlü bir alıcı olan adam da bu amaçla arazi üzerinde ilerliyor. İlerlemeye devam ediyor. Daha da fazla toprağa sahip olmak için ilerledikçe zaman da geçiyor. Artık dönüş için az vakti kalıyor. Güç bela döndüğünde ise ölüyor. Oracığa gömülüyor. Yani insana yetecek olan baştan aşağı altı metre toprak imiş.



EFENDİ İLE UŞAĞI

Uşak Nikita. Efendi Vasili.

Vasili sömürüyor Nikita’yı. Yok pahasına çalıştırıyor. Nikita farkında ama başka bir seçenek de düşünmüyor.

Vasili bir ağaçlık satın almak niyetinde. Başka tüccarların orayı alacağından korktuğu için acele yola çıkıyor. Kar fırtınası yüzünden kayboluyorlar. Ulaştıkları bir köyde geceyi geçirseler iyi olacak ama Vasili vakit kaybetmek istemiyor. Kar fırtınası, soğuk ve kaybolmak yüzünden zor durumda kalıyorlar.

Vasili önce Nikita’yı yolda bırakıp kendisi devam ediyor. Ama at geri dönünce dönmek zorunda kalıyor. Nikita'yı donmuş halde buluyor, ölmek üzere. Vasili ona sarılıyor ısınsın diye. O arada aklından nasıl sıfırdan zenginliğe ulaştığı, nasıl daha da çok kazanacağı, gelecek planları... vb geçiyor. Derken Vasili ölüyor.

Nikita’yı kurtarıyorlar. Yirmi yıl daha yaşıyor. Arzu ettiği gibi huzur içinde ölüyor.

1 yorum:

  1. Sorunun cevabını da vermişsin hikayelerin tamamını da anlatmışsın. Allahtan daha önce okumuştum. Bu yayın öğrenciler için biçilmiş kaftan...

    YanıtlaSil