15 Mayıs 2022 Pazar

TİAMAT

 


TİAMAT

İhsan Oktay Anar

2022

Everest Yayınları

1.Basım - Şubat 2022

156 sayfa


Takibi çok zor bir kitap oldu benim için. Bir anlık dalgınlığa gelmiyor, hemen unutuyorsun ne okuduğunu.

İhsan Oktay Anar'ın tüm kitapları böyle gerçi. O yüzden ilk okumam genelde haybeye gidiyor. Bir daha okumam gerekiyor kaçan yerleri toparlayabilmek için. Bunu da belki bir daha okurum, ama belki yani, çok da ölmüyorum bir daha okumak için. 

*

Tiamat, Babil mitolojisinde su tanrıçası demekmiş. Romanda Tiamat, bir Osmanlı denizaltısının çağrı kodu: T1AMAT. Denizaltı yerine "tahtelbahir" diye geçiyor kitapta. Tahtelbahirin ne demek olduğunu bilmiyordum. Google'a yazınca öğrendim. Kitabı okurken sık sık böyle o ne demek, bu ne demek diye bakmak gerekebiliyor bazı kelimeler için. Ha ben bakmadım sık sık, ayrı. Hem okuma keyfimi kaçırıyor hem de amaaan bilmeyivereyim, dert değil. Bilmeye bilmeye ve bundan zerre rahatsızlık duymaya duymaya okudum. 

*

Okuduğum tüm Anar kitaplarından edindiğim sonuç şu ki; hikayedeki hiçbir şeyin normal olmaması gerekiyor. Mürettabatın ismi de:

Parlakçı

Baltanur

Bom

Tikibom

Tikitikibom

Daz (Dazlak yerine)

Züp (Züppe yerine)


Edilen küfürler de değişik olmak zorunda:

“Tekıçınatekme akarlı kokarlı aşiftenin cerahatli adet bezi tıkılı çeyiz sandığı seni.” Sf.30

*

Tiamat gemisi bir şilep buluyor. Buldukları şilebin içinde cesetler ve esrarengiz bir sandık var. Sandığın esrarengizliği onu aldıktan sonra yaşadıkları olaylardan geliyor. 

O sandık lanetli midir nedir, fantastik şeyler oluyor sonra denizaltıda. Yaralı bir zabit ortadan kayboluyor. Kolu var, kendisi yok. Kol sonradan canlanıyor, hareket ediyor, töbeest. Bir canavar yaratığı peyda oluyor gemide. O panikle düşmana yerini belli ediyor gemi. Defediyorlar düşman gemisini ama kendi gemilerindeki korkunç olaylar bitmiyor. Tavanda asılı duran çiviler peyda oluyor. Kendi kendisine hareket eden bu çiviler birinin kafasını deliyor, ama adam ölmüyor, zombi gibi bir şeye dönüşüyor. Acı çekmesin diye ateş ediyorlar, yine ölmüyor, bir başkasının gırtlağından tutup başını tavana çarparak öldürüyor. Zombileşen arkadaşları ve sandıkla mücadele ediyor mürettebat. Kazanıyorlar ama ölüyorlar, çünkü gemi batıyor.

*

Çok eminim ki bir sürü metafor vardır kitapta ama bunları anlayacak okuyucu nerede? Yani gerçekten nerede, bana da anlatırsa ne güzel bilgilenirim, aydınlanırım. 

*

İhsan Oktay Anar'ın tüm kitaplarını okudum. Hepsi kafamı bir milyon yaptı. Yer yer keyif alıyorum, yer yer kafam şişiyor. Bunda da öyle oldu. 

*

Kitabı okumaya başlayıp denize geçtiğini anladığımda aklıma hemen yazarın diğer kitabı geldi.

Bkz: Amat

Onu da pek sevememiştim. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder