17 Eylül 2021 Cuma

BİLİNÇALTINIZDAN GELEN EBEVEYN

 


BİLİNÇALTINIZDAN GELEN EBEVEYN


Dr. Feride Koçak Can


2020


Cezve Yayınları


1.Baskı-Mart 2020


216 sayfa

 

Enfessssss. Bayıldım bu kitaba. Alkışlar bolca.


Ebeveynlerle olan sorunların tespiti ve çözümü için gayet açık, net, mantıklı açıklamalar yapmış.


Öncelikle kendimizdeki tetiklenmeler çok yol gösterici. Gereksiz öfkelenmelerimizi, açıklayamadığımız üzüntülerimizi biraz deşince dibinden anne babanın söz veya davranışları çıkıyor. O söz veya davranışlar da bizim bugünümüzü oluşturuyor.

 

Anne babaların çocuklarda yarattığı hasarı görmek için büyük şiddet olayları şart değil. Kitapta dendiği gibi “Şiddet deyince de aklınıza sadece fiziksel şiddet gelmesin; küsmek, görmezden gelmek, imada bulunmak, laf sokmak, söylenmek, suçlamak, manipüle etmek, zorla istediğini yaptırmak, bağırmak, hakaret etmek de şiddetin bir çeşididir.

 

Çocukcağız dünyaya bu insanların arasında geliyor. Anne babası biricik sığınağı. Ama sığınak olarak gördüğü bu insanlar tarafından kötü muameleye maruz kalırsa ne olur?

 

Olan şu. Çoğu insan bu durumu bastırıyor. Bilinçaltının derinlerine gömüyor. Yok ki öyle bir şey, olmadı ki, diyor. Gerçekten bir süre yok oluyor. Ama işte bazen manasız bir şeye öfkelendiğinizde, manasız bir şeye üzüldüğünüzde aslında derinlere gömülü o hisler kendisini gösteriyor.

 

Çocuklar, anne babalarının kötü muamelesinin kötü olduğunu idrak edemeyebilirler.

Çocuk sezgisel olarak bildiği iyi ebeveyn modeli ile gerçekte kendisinin sahip olduğu ideal olmayan ebeveyni arasında çelişkiye düştüğünde, ebeveyni­nin ideal olmadığı gerçeğinin acısına dayanamaz. Bu nedenle ebeveynin yaptığı her şeyi ideal kabul eder ve ortada bir sorun varsa bunun kendisinden kaynaklandığını düşünür.”

 

Yavrum çocuk, mesela babası onu dövdüğünde “Ödevimi yapmadım, o yüzden dövdü.” Annesi terk ettiğinde “Yaramazlık yaptım, o yüzden gitti.” diye suçu kendinde arıyor. Aksi duruma inanmak çünkü dayanamayacak kadar acı verici olabilir. Zira aksi durum düpedüz anne babanın seni sevmediği anlamına gelir ki hangi çocuk bu bilgiyle baş edebilir? O yüzden baş edebileceği şekilde idealize ediyor ebeveynini. Ebeveyninin idealize ettiği davranış artık o çocuk için normal hale gelmiş bir davranış oluyor. Dayak, kötü söz, kötü muamele artık o çocuk için  normalleştirmiş. Büyüyüp yetişkin olduğunda da çevresi bu davranışların normal karşılandığı bir çevre olacak. Kendisi ebeveyn olduğunda da çocuğuna muamelesi böyle olacak. Bilinçli aklıyla “Ben çocuğuma böyle davranmayacağım.” diyebilir. Gerçekten davranmayabilir de, ta ki bilinçaltı ses verene kadar. Bilinçaltı çocuklukta bastırılanları hatırlatan olaylarla karşılaşınca gün yüzüne çıkıveriyor.

 

Dr. David Richo'nun bir sözü var kitapta "Doğa kendi iyiliğimiz için, bizi ebeveynlerimize yönelik bir körlükle donatmıştır"

Canım çocuklar.


*

 

Çocuğa küsme, laf sokma, aşağılama, tehdit etme, bedenine saygı duymama… Bunlar da duygusal şiddet oluyor ve bunlar büyük travmalardan daha sinsi. Çünkü çocuk, yukarıda dediğimiz gibi, bunları normal sayıyor, büyüyünce de travma olduğunu kabul etmiyor. Aman bunlar herkesin başına gelir, bu da travma mı, sen travma görmemişsin… diyerek yine yok saymaya devam ediyor.

 

Anne babaya kızılmaz ve onların hakkı ödenmez, miti ile büyüdüğümüz için bazılarımızda ebeveynlerine karşı duyduğu öfke karşısında derin bir suçluluk ya da utanç duygusu oluşuyor. Bu tarz konforsuz duygularla baş etmeyi çoğu kez bilmedi­ğimiz için bize yanlış yapıldığı gerçeği ile yüzleşmek yerine ve o derin acı verici konforsuz duyguları yaşamak yerine ebeveyni idealize etmek çok daha kolay geliyor.


*


Kitapta bu sorunlarla baş edebilmek için somut öneriler var. Yazar kendisi de kişisel gelişim kitaplarını sadece okuyup geçmenin, hayatındaki sorunları tespit etmenin bir işe yaramadığını, önemli olanın bunlar üzerinde çalışmak olduğunu gözlemlemiş. Okuyucunun da derdine derman olmak istiyor. Okuyucusunu ve genel olarak içinde bulunduğu toplumu iyi tanıyor izlenimi aldım.

 

Kendi hayatından yola çıkan örnekleri var. Çocuğunun yemek yemesi ile ilgili problemi varmış. Çocuğunun yemek vakti geldiğinde geriliyor, çocuk yemek istemediği zaman çocukla arasında gerginlik yaşanıyormuş. Mantıklı bulmadığı bu gerginliği çözmek için düşünmeye başlamış. Kendisi çocukken babaannesi onu zorla yedirirmiş. O da şimdi çocuğu yemeyince öfkeleniyor, sebebi buymuş. Kendisi hatırlamasa da bedeni hatırlatıyor çocuğun yemek yeme vaktindeki tetiklenme ile. Yoksa hatırladığı bir anı yok. Sonra bu farkındalıkla elde ettiği teşhisi çözmek için çocukluk fotoğrafı ile konuşuyor, imgelem yapıyor, çocukluğuyla konuştuğunu hayal ediyor. Kendisi düzelince çocuğunun beslenmesi de düzeliyor.

 

İçindeki çocuk ne düşündü, ne hissetti, neye hasret kaldı, hangi ihtiyacı karşılanmadı? Bunları sorun kendinize diyor. Kendinize tüm bu çalışmalar için zaman ayırın, meditasyon, yoga, nefes çalışmaları yapın. “Günlük hayatınızda rutin olarak medi­tasyon, farkındalık, yoga, nefes gibi çalışmalara ne kadar yer verirseniz, amigdalanızdan kaynaklanan dürtüsel tepkileriniz üzerine hakimiyetiniz o kadar fazla olur. Öfke patlamalarının çoğunun altında giderek artan duygu yoğunluğunu fark etmemek yatar.

 

Sizi birden öfkelendiren bir olayda "Bu bana nerden tamdık?” diye sorun, bu esnada bedeninizin neresinde nasıl hisler oluyor fark edin, diyor. Aklınıza gelen anıda çocukluk halinizi hayal edin.

 

“Belki bir çocukluk fotoğrafı yardımcı olabilir. Sonra o anı ile ilgili aşa­ğıdaki soruları o güzel çocuğa sorun:

"Tüm bunlar olurken ne hissettin?"

"Tüm bunlar sana kendinle ilgili ne düşündürdü?" "Hangi ihtiyacın karşılanmadı?"

"Bu anıyı yeniden yazacak olsan olumlu versiyonu nasıl olurdu?"

Şimdi o çocuk karşında olsa ona neler söylemek isterdin?"

"Senin çocukluğunun tıpatıp aynısını yaşamış bir çocuk görsen ona ne söylemek isterdin?"

 

Diyor ve ekliyor:


“İçsel çocuğunuzun geçmişte karşılanmamış ihtiyaç­larını bugün bir yetişkin olarak nasıl karşılayabilirsiniz? Alternatifleriniz var mı? Bu hususlarda aklınıza gelen stratejileri not edin ve bunları gerçekleştirmek için bir adım atın.”

 

*

Mükemmel bir kitap, mükemmel. Tüm eşe dosta hediye edeceğim bu kitabı.

 

*

Bu kitabın bana hatırlattığı bir başka eser için;

Bkz: Seninle Başlamadı 

Aileden gelen travmaların nesiller süren etkisini anlatıyor, bu kitap da etkileyici idi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder