SENİNLE BAŞLAMADI
Kalıtsal Aile Travmalarının Kim Olduğumuza Etkileri ve Sorunların Üstesinden Gelebilmenin Yolları
(IT DİDN'T START WITH YOU
How Inherited Family Trauma Shapes Who We Are and How to End the Cycle)
Mark Wolynn
Çeviren: Mine Madenoğlu
Sola Yayınları
1. Baskı - 2016
239 sayfa
Ben bu kitaptan çok etkilendim.
Kendim için düşündüm anlatılanları ve bazı çıkarımlar yaptım. Bilemiyorum tabii ne kadar doğru sonuçlara ulaştığımı ama etkileyiciydi.
*
Diyor ki;
Derdinizi anlatırken kullandığınız kelimeler birer anahtardır. O kelimeleri takip ederseniz ailenizdeki bazı kişilerle kendinizi özdeşleştirdiğinizi görürsünüz.
Bu kişiler anne, babanız olabileceği gibi büyükanne, büyükbabanız, halanız, teyzeniz, amcanız, dayınız, ölmüş bir akrabanız, hatta ailenizden birinin zarar verdiği biri ve hatta ailenizden birine zarar vermiş biri olabilir.
Örnekler olayı daha anlaşılır ve sarsıcı yapıyor.
Mesela;
Daha fazla yaşamak istemeyen bir kadın, yazara danışmış. Ölmek istiyormuş. Yazar sormuş, nasıl ölmek istiyorsun, nasıl bir ölüm düşünüyorsun?
Kadının cevabı "boğularak, nefes alamayarak"...olmuş.
Sonra anlaşılmış ki bu kadının büyükannesi Nazi soykırımında gaz odasında öldürülmüş. Bu olay aile içinde pek konuşulmasa da kadın kendisini büyükannesiyle özdeşleştirmiş.
Bunu fark ettikten sonra büyükannesiyle hayali bir konuşma gerçekleştiriyor. Kendisi için üzüldüğünü ama artık kendi hayatını yaşaması gerektiğini falan söylüyor. İmgeleme deniyor buna ve bu tarz kitaplarda yazdığına göre imgeleme yöntemi yani kişinin gerçekten karşında olduğunu hissederek konuşmak, gerçek fiziki konuşma kadar etkiliymiş.
Bunun gibi pek çok örnek var. Önemli olan halinizi anlatırken kullandığınız kelimeler. O kelimelerin aile geçmişinizde bir yere ulaştığını iddia ediyor yazar.
O yüzden ailede sır kalmaması önemli. Ailede sır olarak saklanan şeyler, başka bir aile bireyinde kendini gösteriyormuş.
Atalarımızdan birinin tamamlanmamış işinin bizim içimizde kökleştiğini anlatıyor. "Bir kez onları bulduğumuzda, serbest kalırlar ve özgürleşiriz."
Anne-babayla aramızın iyi olması gerektiğini vurguluyor. Çünkü onlar sayesinde hayat bulduk ve onlarla aramızın bozuk olması hayattan zevk almamızı engellermiş.
Arayı düzeltmek illa fiziksel bir yakınlık anlamına gelmiyormuş. Zoraki özür dilerim, seni seviyorumlar da değil. Daha içsel bir şey. Öfke ve kin duymamakla ilgili.
"Anne-babalarımızda reddettiğimiz duygular, özellikler ve davranışlar kuvvetle muhtemel bizim içimizde yaşayacaktır."
"Ebeveynlerimizi reddettiğimizde , onlara benzediğimiz açıları da göremeyiz. Davranışlar içimizde reddedilmiş halde kalır ve sıklıkla çevremizdeki insanlara yansırlar. Buna karşılık, reddettiğimiz davranışlara sahip arkadaşları, sevgilileri veya iş arkadaşlarını hayatımıza çekeriz. Böylece bu dinamiği fark etmemiz ve iyileştirmemiz için bize sayısız fırsat sağlar." sf.76
*
Epey yol gösterici, etkileyici ve kendi hayatınıza uyguladığınızda sarsıcı olduğunu düşündüğüm bir kitap.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder